Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1209 E. 2023/420 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/1209 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/420

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2020
ESAS-KARAR NO : 2018/879 E- 2020/112 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı şirket aleyhine Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2018/11167 E. sayılı dosyası ile fatura alacağından kaynaklı başlatılan takipte ödeme emrinin borçluya tebliğ olduğunu, davalı şirketin 12/10/2018 tarihinde borca, ferilerine ve yetkiye itirazda bulunduğunu ve akabinde durduğunu, davalı şirketin yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu ve iptali gerektiğini, bu nedenle icra dosyasına davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptalini, takibin Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2018/11167 E. sayılı dosyası üzerinden devamını, takip konusu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkili şirkete İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/29862 nolu soruşturma dosyası üzerinden yürütülen ceza soruşturmasında İzmir 4. Sulh Ceza Mahkemesi 29/09/2016 tarih ve 2016/3664 D.İş sayılı kararı ile 674 sayılı KHK’nın 19. Maddesi gereğince TMSF kayyım olarak atandığını, Fon Kurulu’nun muhtelif kararıyla Yönetim Kurulu’na atamalar yapıldığını, karar gereğince kayyım heyeti olarak atanan TMSF yetkililerinin yaptığı araştırma neticesinde takibe konu faturalara dayalı borçlandırıcı işlemlerin Muvazaalı olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 20. Maddesinin 1. Bendinin yaptığı atıf ile 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 134. Maddesinin 14. Paragrafındaki yetkiye dayanarak takibe konu borçlandırıcı işlemlerin muvazaalı olduğuna karar vererek geçersiz sayma yetkisinin bulunduğunu, ayrıca bu ticari ilişkiye dair Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/146497 sayılı soruşturma dosyası üzerinden şikayette bulunulduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, bu soruşturmanın bekletici sorun yapılmasına karar verilmesini, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini, başlatılan icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı tarafından defterlerine kaydedilerek BA formu düzenlenmek suretiyle vergi dairesine bildirildiği, bundan dolayı bilirkişi raporunda belirtilen ve belirlenen miktar yönünden mal ve hizmetin davalıya verildiğinin kabulünün gerektiği her ne kadar davalı tarafından faturaların gerçeği yansıtmadığı ve şirketin içerisinin boşaltılması için düzenlendiği iddia edilmiş ise de bu konuda vergi müfettişi … tarafından düzenlenen raporda faturalarda herhangi bir usulsüzlüğe ve sahteliğe rastlanılmadığının rapor edilmesi karşısında davalının bu iddiasının yerinde olmadığı, davacının davasının bilirkişi raporu doğrultusunda 75.975,21-TL asıl alacak yönünden kabulü gerektiği, davacının faize yönelik talebinin ise takip öncesi temerrüt söz konusu olmadığından reddine, davacının inkar tazminatı talebinin iptale konu asıl alacağın likit olması nedeniyle davanın kısmen kabulü ile itirazın 75.975,21-TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin kaldığı yerden aynı şartlarda devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının inkar tazminatı talebinin kabulü ile %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından; İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2016/29862 Sor. Sayılı dosya ile, müvekkil şirketin hissedarı ve eski yöneticilerinin de dahil olduğu kişiler hakkında yürütülen FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticisi/üyesi olmak ve başkaca eylemleri sebebi ile yürütülen soruşturma dosyasına; huzurdaki dava konusu alacak hakkında el koyma tedbiri kararı alınması hususunda ihbarda bulunulduğu, ihbar sonucu beklenmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğu, davanın reddi gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava ve takibe konu borcun kapsam ve miktarı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 25.İcra Müdürlüğünün 2018/11167 Esaslı dosyasında, ….Şti tarafından … AŞ aleyhine 75.975,21 TL asıl alacak, 20.644,44TL olmak üzere 96.619,65TL için 03.10.2018 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, takip dayanağının 13.04.2016 fatura/cari hesaptan kaynaklı bakiye alacak için takip yapıldığı, borçlu tarafından davacı şirkete TMSF/nin kayyum atandığını, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 134/14. md gereği müvekkili şirket yönetiminin takibe konu borçlandırıcı işlemlerin muvazaalı olduğuna karar verilerek geçersiz sayma yetkisi bulunduğu alacaklı şirkete bir borcu bulunmadığını bildirdiği; takibe ekli faturaların; 15.12.2015 tarihli, 23.12.2015 tarihli 17.12.20115, 19.12.2015 tarihli sünger içerikli açık faturalar olduğu görülmüştür.
Yatpa şirketi tarafından 2014 yılı BA formunda … sünger şirketi ile ilgili 5 adet belgeye dayalı 135.648,0TL tutarlı bildirim yapılmıştır. 2015 yılında da 62 adet belgeye dayalı 1.884.167,0TL tutarlı ve 6 adet belgeye dayalı 147.349,0 TL tutarlı bildirim yapıldığı, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalı tarafça faturaların BA formu düzenlenerek vergi dairesine bildirildiği, davacı tarafın davalıdan icra takip tarihi itibariyle 75.975,21-TL alacaklı olduğunun rapor edildiği görülmüştür.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle takibe konu faturaların davalı tarafça BA formu ile vergi dairesine bildirilmekle mal teslim olgusunun kanıtlanmasına, davalı tarafça belirlenen tutarın ödenmemiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu Genel Tebliği eki (1) sayılı tarifenin A-III-1-e uyarınca işin esası ile ilgili olduğundan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.189,86 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.297,5‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.892,36‬ TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 21/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”