Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1204 E. 2023/745 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1204 – 2023/745

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/1204 (KABUL- DÜZELTEREK YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2023/745 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2020
ESAS-KARAR NO : 2018/1094 E – 2020/290 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ortaklık tarafından davalı … A.Ş. … bayisinden bir minibüs satın alındığını, aracın alındığı günden itibaren (garanti süresi içerisinde) her 15-30 günlük periyotlar halinde DPF arızası verdiğini, aracın tüm bakımlarının yetkili servis olan …. A.Ş.’de yapıldığını, ancak arızanın bugüne kadar giderilemediğini, aracın kullanılmasının imkansız hale geldiğini, bunun üzerine müvekkilin davalı taraftan aracın yenisiyle değiştirilmesini veya bedelinin iadesini istediğini, ancak karşı tarafın bugüne kadar arızayı gidermediği gibi aracı da değiştirmediğini ve aracın bedelini de iade etmediğini, akabinde davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, ancak davalı şirket tarafından talebe olumlu yanıt verilemeyeceğinin bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından … Anadolu 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/124 D.İş sayılı doyası ile yaptırılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin aracında meydana gelen arızanın sebebinin kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, üretim hatasından doğan gizli ayıptan kaynaklandığının belirtildiğini ileri sürerek, öncelikle dava konusu … marka aracın aynı marka ve nitelikte yeni bir araç ile değiştirilmesini; kabul edilmemesi halinde fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalması şartıyla aracın güncel değeri olan 201.765,00TL araç bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, öncelikle ayıp ihbar süresinin dolduğunu, dava konusu aracın ticari olması nedeniyle satım işleminin “ticari satış” sayıldığını, buna bağlı olarak satımdan kaynaklanan ve hak düşürücü süre niteliğinde olan ayıp ihbar sürelerinin açık ayıplarda 2, açıkça belli olmayan ayıplarda ise 8 gün olduğunu, bu sürelerin teslimden itibaren başladığını, davacının davaya konu aracı teslim tarihinden itibaren başlayan 2 ve 8 günlük süreler içinde bildirimde bulunmadığını, öte yandan dava konusu araçta üretimden kaynaklanan herhangi bir ayıbın bulunmadığını, dava konusu aracın üretim bandından sağlam bir şekilde çıktığını, gereken tüm kontrollerinin eksiksiz bir biçimde yapıldığını ve ayıptan ari olarak davacıya teslim edildiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere aracın tramer kaydı sorgusunun yapılarak, aracın herhangi bir kazaya karışıp karışmadığı ya da araçta değer kaybına sebebiyet verecek bir durumun oluşup oluşmadığının da ayrıca tetkik edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, aracın alındığı tarihten itibaren 9 defa aynı arızayı tekrarladığı ve bu durumun iki bilirkişi raporunda da gizli ayıba sebebiyet verdiği, bu ayıbın Türk Borçlar Kanun’un 219. maddesi gereğince aracın kullanım amacını ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azalttığı ve arıza sayısına bakıldığında ve bilirkişi raporlarına göre aracın misli ile değiştirilmesinde davacının seçimlik hakkını kullanmasının uygun olduğu, ayıp bildirimi konusunda ise davacının aracını garanti kapsamında yetkili servise götürdüğü ve aracın 9 kez ve garanti süresi içerisinde aynı arızayı verdiği, bu hususta TTK’nun 23. maddesinin yollamasıyla TBK’nun 223. maddesinin 2. fıkrasının uygulanmasının gerektiği, davacı tarafından önce ilgili servise daha sonra da garanti kapsamı süresi içerisinde … 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1124 D. İş sayılı dosyasında alınan rapordan sonra ihtarnamelerle hemen davalıya başvuruda bulunduğu ve bu nedenle davacının başvurusunun süresinde olduğu, keşif anında arazının giderilmesine yönünden yapılan incelemede ise Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 2008/1512 Esas 2008/7328 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere araçta inceleme esnasında bir arıza saptanmamış olsa da satın alındığı tarihten itibaren 9 kez aynı arızanın tekrarlanmasının davacılar aracına ait gizli ayıbı ortadan kaldırmayacağı ve davalının bu ayıptan sorumlu olduğu da görülmekle; davacının davasının KABULÜ ile, davaya konu … plaka sayııl aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesine, davaya konu aracın davalılara iadesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
1-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; İlk derece mahkemesince tespit giderleri ve ihtar giderlerini karşı tarafa yükletmemesi ve hükümde açıkça aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin mümkün olmaması halinde dava tarihi itibariyle değeri olan 201.765,00 TL’sının avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine şeklinde karar verilmemesinin hatalı olduğu, zira aynı yıla dair aracın bulunmasının zor olabileceği, ihtarname masrafı makbuzlarından ve tespit dosyasına yatırılan masraflardan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin 1.153,78 TL tespit masrafı yaptığı, yine tespit dosyasında müvekkili lehine vekalet ücreti hükmedilmediğinden bu vekalet ücretinin de AAÜT gereğince karşı tarafa yükletilmesi gerektiği bildirilmiştir.
2-Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna; Hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı incelemelere dayandığı, dava konusu aracın taahhüt edilen özelliklerinde hiçbir eksik bulunmadığı gibi, söz konusu aracın kendi segmentinde üretilen tüm araçlarda bulunan aynı özellik ve niteliklerle ayıpsız olarak üretildiği, davanın reddi gerektiği, kabule göre de hükümde aracın her türlü takyidattan ari şekilde teslimi hususunun yer alması gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, misli ile değişim, yargılama giderleri uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ayıplı araç iddiasına dayalı misli ile değişim, olmazsa bedelin iadesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava konusu aracın 30.12.2016 tarihinde … … bayisinden satın alındığı, davacı tarafça … Anadolu 5. Sulh Hukuk mahkemesinden 2018/ 124 değişik iş dosyası ile aracın ayıplı olup olmadığına ilişkin 22.10.2018 tarihinde makine mühendisinden rapor alındığı, davacı adi ortaklık tarafından davalı … … bayi ve … şirketlerine 09.10.2018 tarihli … plakalı minibüsün alındığı günden itibaren garanti süresi içerisinde her 25-30 günlük periyotlar halinde DPF arızası verdiği belirtilerek aracın ücretsiz olarak yenisiyle değiştirilmesi veya güncel bedelini ödenmesinin istenildiği, tebliğe dair bilgi bulunmadığı; ancak … … şubesi tarafından cevabı ihtarnamenin de 25.10.2018 tarihinde gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da dava konusu … dizel motorlu araçta var olan arızanın “adbluc-DPF” sistemi kaynaklı olduğu yaklaşık 21.000 km’ ye kadar 7-8 defa gerçekleştirilen DPF değişimi ve muhtelif servis bünyesindeki rejenerasyon-temizleme işlemlerine rağmen sorunun devam etmiş olmasının sebebi araç motorunda bir arızadan ziyade DPF Adblue sisteminin kronik bir sorunu olarak görüldüğü, adblue sistemi, aracın egzoz emisyonuna egzoz gazının sistemden dışarı atılmadan önce DPF’ ye Adblue adı verilen katkının katılımıyla, su ve azot gazına dönüştüren çevreci bir sistem olup, genellikle dizel motorların DPF hassas gözeneklerinde egzoz kurumuyla birlikte tıkanma yapmakta ve araç beynine arıza olduğu mesajı gittiği, araç motorunun çekişten düştüğü, söz konusu araca entegre edilmiş ve bütünlük arz eden sistemin, motor rejiminde sürekli soruna yol açtığı, bu durumun da aracın geneli açısından bir ayıplı üretime delalet ettiği, sorunun aracın kullanılması ile oluşmadığı üretim kaynaklı olduğu bildirilmiştir.
Öncelikle uyuşmazlığın temelini oluşturan “ayıp ve ayıba karşı tekeffül” kavramları üzerinde durmakta yarar vardır.
Ayıba ilişkin hukuki düzenleme, dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken 6098 sayılı Borçlar Kanununun 219. maddesinde yer almaktadır. Düzenleme “Satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur” şeklindedir.
Öğretide ayıp satılanda, hasarın geçtiği anda, vaad edilen nitelikleri bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır.
Ayıba ilişkin diğer sınıflandırma, ayıbın açık ve gizli olup olmamasına göre yapılmaktadır. Açık ayıp hemen ilk bakışta ya da yüzeysel bir muayene ile tespit edilebilen ayıptır. Durumun gerekli kıldığı, muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değilse de ayıp meydana çıkar çıkmaz hemen ihbar etmelidir (Domaniç, H.: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C.I, … 1988, s.155; Yavuz, N.: Ayıplı İfa, 2.b., Ankara 2010, s. 107; Karakaş, C.F.: Ticari Satımda Ayıp İhbarının Süresi ve Şekli, XXII. Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, Ankar 2006, s.172). Derhal kavramı, halin icabına uygun fazla vakit geçirmeden bildirim olarak anlamak gerekir. Ancak TTK 23’de malın muayene ve ihbar yükümlülüğü düzenlenmiştir. Eğer alıcı iğfal edilmiş ise yani maldaki ayıp ondan bilerek saklanmış ise Kanunun öngördüğü çözüm satıcı bakımından ağırlaştırılmış bir sorumluluğu gerektirmektedir. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 225. maddesine göre alıcıyı iğfal etmiş olan satıcı, ayıbın kendisine vaktinde ihbar edilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacağı gibi 231. maddesine göre 2 yıllık zamanaşımı süresinden de yararlanamayacaktır.
Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde ise alıcı TBK’nın 227. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarından birini kullanabilecektir.
Alıcının sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanması halinde TBK’nın 229. maddesi uyarınca, alıcı satıcıdan, ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi, satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi, ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesini isteyebileceği gibi ayrıca satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.
Buna göre dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu aracın 30.12.2016 tarihinde davacı tarafça satın alındığı, iş emirleri, servis bakım kayıtları incelendiğinde araçta Dizel Partikül Filtresinin sık sık arıza yaptığını, serviste defalarca değiştirilmesine, temizlik bakım ve yenileme şeklinde bakım ve onarımlarının da yapılmış olmasına aracın aynı arızayı tekrarladığı, arızanın garanti süresi içerisinde meydana geldiği, aracın imalat ve montajından kaynaklanan gizli ayıplı bir araç olduğu, arızanın aracın kullanımından kaynaklanmadığı, anlaşılmakla mahkemece misli ile değişim kararı verilmesi doğru olmuştur. Bu nedenle davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Ne var ki mahkemece kurulan hükümde dava konusu araçtaki takyidatlardan ari şekilde misli ile değişimine karar verilmediği gibi davacı taraf tespit masrafı ve noter ihtar masraflarına hükmedilmesini talep etmişse de mahkemece hükmedilmemiştir. Öte yandan aynı marka, model ve özellikte ayıpsız misli ile değiştirilmesi mümkün olmaz ise İcra İflas Kanununun 24. maddesine göre işlem yapılması gerekeceği de kanun gereğidir.
Açıklanan nedenle mahkemece takyidatlardan ari olarak misli ile değişime ve yargılama giderlerinde ihtar masrafı ve noter ücretine hükmedilmesi gerektiğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının bu nedenle kabulü ile HMK’nin 353/1.b.2.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1094 Esas 2020/290 Karar ve 09/07/2020 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-Davacının davasının KABULÜ ile,
a.1)Davaya konu …marka … plaka sayılı aracın takyidatlardan ari bir şekilde ayıpsız misliyle değiştirilmesine, davaya konu aracın davalılara iadesine,
a.2) Aynı marka, model ve özellikte ayıpsız misli ile değiştirilmesi mümkün olmaz ise İİK’nin 24. maddesine göre işlem yapılmasına,
b-)Alınması gereken 13.782,56-TL harçtan, peşin alınan 3.445,65-TL harcın mahsubu ile, bakiye 10.336,91-TL harcın davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına, peşin alınan 3.445,65-TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
c-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince, 22.573,55-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-)Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 35,90-TL başvuru harcı ile, 13 tebligat gideri 91-TL, 1 müzekkere masrafı 6,5-TL ve talimat giderleri ve bilirkişi ücreti toplamı 1.017,40 TL ile 758,80TL tespit gideri ve 223TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 2.132,60TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-)Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
3-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatıran taraflara iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderinin takdiren taraflar üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1.maddesi gereğince kesin olmak üzere 24/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
¸e-imza

Üye
¸e-imza

Üye
¸e-imza

Katip
¸e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”