Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1163 E. 2023/417 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/1163 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/417

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2020
ESAS-KARAR NO : 2018/224 E- 2020/201 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1 -…
VEKİLİ : Av. …
2 -…
VEKİLİ : Av. … -[elektronik tebligat ]

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 03/04/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında 22.08.2013 tarihinde hazır beton temini satın alma sözleşmesi akdedildiğini, davacı şirketin kendi üstüne düşen sözleşmeden kaynaklanan sorumlulukları yerine getirdiğini ve davalı şirketin almış olduğu işi bitirmesi için gerekli miktardaki hazır betonu temin ettiğini, sözleşme konusu işin yapılması neticesinde davalı borçlu adına 30.09.2016 tarihli ve … seri nolu fatura (36 nolu hakediş) ile 30.11.2016 tarihli ve … seri nolu (37 nolu hakediş) iki adet fatura kesildiğini, tarafımızca kesilen iki fatura kapsamında davalıların davacı şirkete faizi ile birlikte toplam 519.625,26 TL tutarında borcu olduğu görüldüğünü, anılan faturalara istinaden davacı tarafından 19.01.2018 tarihinde Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2018/833 E. sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, dosya kapsamında gönderilen ödeme emirleri davalılara tebliğ edildiğini, davalılar icra takibine, borcun tamamına, ferilerine, ödeme emrine ve işlemiş faize haksız ve kötü niyetle itiraz ettiklerini, taraflarca yapılan itirazların sonucunda da davacı tarafından başlatılan icra takibinin durduğunu belirterek davanın kabulü ile borçluların Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2018/833 esas sayılı dosyası kapsamında başlatılan icra takibine yaptığı itirazların iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalı aleyhine % 20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … İnş. Tic. Ltd Şti vekili; davalı şirketin ticari kayıt ve defterleri üzerinde yapılan incelemede davacı şirket tarafından davalı şirkete keşide ve davalı şirketçe kabul edilmiş herhangi bir faturaya rastlanılmadığını, davacı şirket tarafından davalıya borcun doğumuyla ilgili herhangi fatura, sözleşme yada belge sunulmadığını, kaldı ki davalı şirket davacı şirketten doğrudan herhangi bir mal yada hizmet satın almadığını, bu itibarla davacının işbu davasının reddi gerektiğini, bir an için davacının talebinin itirazın iptali davası niteliğinde olduğu düşülse dahi davacının icra inkar tazminatın talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş vekili; davacı yan, dava dilekçesinde varlığını iddia ettiği bakiye borcun tahsilini talep etmiş olsa da bu hususta belge sunmadığını, bakiye borcun hangi borç ya da faturaya dayandığını beyan etmediğini, bu sebeple davanın hangi alacak kalemine dayandığı bilinmediğinden davacı yanın iddiasının aksine davalı yanın herhangi bir borcu bulunmadığını, ayrıca davalı şirket, davacıdan herhangi bir mal ve hizmet alınmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafın davalı şirkete Ankara 5. İcra Müdürlüğü 2017/833 E. sayılı dosyası ile yapmış olduğu ilamsız takipte gönderilmiş olan ödeme emrinde borca işletilmiş olan faiz hukuka aykırılık oluşturduğunu, davacı taraf yapmış olduğu takipte asıl alacak, icra giderleri, vekalet ücreti için takip tarihinden itibaren ticari faiz işletildiğini, uygulanan faiz hukuka aykırılık teşkil ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 22/08/2013 tarihli hazır beton temini satın alma sözleşmesi uyarınca davacı satıcı tarafından davalı şirketlerin oluşturduğu alıcı iş ortaklığına hazır beton satımı yapılarak davacı tarafından faturaların tanzim edildiği ve 36 nolu hakediş bedeline ilişkin düzenlenen 30/09/2016 tarihli fatura ile 37 nolu hakediş bedeline ilişkin düzenlenen 30/11/2016 tarihli fatura bellerinin ilamsız takibe konu edildiği, toplanan deliller, davacı yanın ticari defterleri üzerinde talimatla yapılan inceleme sonucu düzenlenen mali müşavir bilirkişi raporu ve davalı yanın ticari defterleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen kök ve ek rapor içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı iş ortaklığı adına düzenlenen ve takibe konu edilen her iki faturanın usulüne uygun tutulduğu tespit edilen davacının ve davalı iş ortaklığının ticari defterlerine kaydedildiği, birbiri ile örtüşen taraf ticari defter kayıtları uyarınca davacının davalı iş ortaklığından takip tarihi itibariyle ödenmeyen 461.798,18 TL bakiye alacağının bulunduğu anlaşılmakla asıl alacak yönünden davanın sübut bulduğu; takibe konu edilen işlemiş faiz talebine ilişkin yapılan değerlendirmede; taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesinde “…Ay içinde teslim edilen hazır betonun miktarı ile hakediş miktarı ile ilgili hakediş düzenlenecek ve hakedişin alıcı tarafından onaylanması akabinde kesilecek fatura tarihinden itibaren 30 gün içinde ödeme yapılacaktır.” düzenlemesi uyarınca takipten evvel temerrütün gerçekleştiği iddia edilmiş ise de söz konusu düzenlemenin muacceliyetle ilgili olup hak ediş tarihi, hakedişin onay tarihi belirli olmadığından kesin vade niteliğinde bulunmadığı sözleşmenin 3. maddesi içeriği kesin vade niteliğinde olmadığından temerrüt olgusunun değerlendirilmesinde TBK 117 maddesinin nazara alınması gerektiği bu kapsamda takipten evvel davalı yana ihtarname keşide edilerek temerrüde düşürülmediği öte yandan TTK 1530. maddesi kapsamında ihtarın gerekli olmadığı hallerin hiç birinin davacı yanca kanıtlanamadığı anlaşılmakla davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı takip tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiği belirtilerek;
-Davanın kısmen KABULÜ ile Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2018/833 esas sayılı takibe davalıların itirazının 461.798,18 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin aynı koşullarda devamına, -Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, %20 icra inkar tazminatı olan 92.359,63 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, takibin kötü niyetle yapıldığı kanıtlanamadığından davalı …… A.Ş.’nin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; Sözleşmenin 3. Maddesi uyarınca temerrüt olgusunun hatalı değerlendirildiği, faiz yönünden de davanın kabulü gerektiği bildirilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran Davalı … vekili tarafından da; maktu peşin istinaf harcı yatırılıp karar istinaf edilmişse de mahkemece eksik harcın tamamlanması için muhtıra çıkartılmış ancak süresinde yatırılmadığından 12.03.2020 tarihli ek karar ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu karar istinaf edilmemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava konusu alacağın kapsam ve miktarı , faiz başlangıcı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2018/833 esas sayılı takip dosyasında; alacaklı … borçlular … ve … hakkında faturaya dayalı olarak 461.798,18 TL (fatura) asıl alacak, 57.827,08 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 519.625,26 TL alacak talebi ile 19.01.2018 tarihinde ilamsız takip yapıldığı borçluların borcun bulunmadığına dair alacak ve ferilere itirazı üzerine takibin durmuş olduğu anlaşılmıştır.
Takip dayanağı faturalar 30.09.2016 tarihli,283.291,28TL tutarlı, fatura 30.11.2016 tarihli, 178.506,90 TL tutarlı, faturalardır.
22.08.2013 tarihinde alıcı … iş ortaklığı ile satıcı… Şirketi arasında hazır beton temini satın alma sözleşmesi düzenlenmiş olup;
Sözleşmenin 3. maddesinde “… Ay içinde teslim edilen hazır betonun miktarı ile hakediş miktarı ile ilgili hakediş düzenlenecek ve hakedişin alıcı tarafından onaylanması akabinde kesilecek fatura tarihinden itibaren 30 gün içinde ödeme yapılacaktır.” hükmü düzenlenmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; davacı ticari defterlerinde 31/12/2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan 461.798,19 TL alacağı olduğunun tespit edildiği, bu alacağın 2017- 2018 ve 2019 kayıtlarında da mevcut olduğu, davacının ve davalının BA/BS formlarında tarafların KDV hariç tutarları karşılıklı olarak aynı şekilde beyan ettikleri, davalıların ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu da takip ve dava tarihi itibariyle iş ortaklığının davacıya 461.798,18TL bakiye borcu bulunduğunun kayıtlı olduğu, davacının iş ortaklığını oluşturan şirketlerden 461.798,18 TL alacağı bulunduğu belirlenmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, istinafa gelenin sıfatına ve özellikle taraf defterlerinin incelenmesinde davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu tutarın belirlenmesine, sözleşmenin 3.maddesindeki düzenlemenin muacceliyete ilişkin olup, temerrüdün takip tarihi ile gerçekleşmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 21/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”