Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1147 E. 2023/184 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/1147 (KABUL- DÜZELTEREK YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2023/184 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ )

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2020
ESAS-KARAR NO : 2019/547 E- 2020/61 K

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -[elektronik tebligat ]

DAVALI : …

VEKİLİ : Av. … -[elektronik tebligat ]

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davacı satıcı ile davalı alıcı arasında 14.03.2018 tarihinde iki adet sözleşme imzalandığını, sözleşmeler uyarınca davacı satıcının, davalı alıcıya sözleşmelerde belirtilen alüminyum iletken malzemeleri satmayı davalı alıcı da sözleşmelere konu malzemelerin bedelini davacı satıcıya ödemeyi taahhüt ettiğini, 14.03.2018 tarihli her iki satış sözleşmesinde de davalı alıcının sözleşme bedelini ödeme borcunu ifa şekline yönelik “ödeme şekli” başlıklı maddelerde: “Ödemelerin Döviz cinsinden yapılmasının esas olduğu, döviz cinsinden olan sözleşmelerde ödemenin TL cinsinden yapılması halinde ödemenin yapıldığı tarihteki TCMB Döviz Satış Kuru’nun geçerli olduğu, ödemenin TL cinsinden yapılması veya ödeme aracı olarak TL cinsinden kambiyo evrakı alınmasının Sözleşmeyi TL cinsine dönüştürdüğü anlamına gelmeyecektir” hükmü taşıdığını, her iki sözleşme kapsamında davacı satıcı tarafından davalı alıcıya 11.04.2018 tarih ve … numaralı faturaya konu 86.172,19 USD bedelinde malzeme, 11.04.2018 tarih ve … mımaralı faturaya konu 11.680,44USD bedelinde malzeme, 08.05.2018 tarih ve… numaralı faturaya konu 2.541,14USD bedelinde malzeme teslim edildiğini, malzemelerin faturaları ve teslim belgelerinin sunulduğunu, kendisine satış ve teslimi yapılan malzemelerden kaynaklı davalı alıcı, davacı satıcıya 100.393,77 USD borçlandığını, davalı alıcı bu borcu için 12.06.2018 tarihinde 402.806,49 TL (12.06.2018 tarihindeki TCMB Döviz Satış Kuru: 1 USD= 4,52 I 7 TL) davalı alıcının ödemiş olduğu USD bedel 89.082,97 USD,24.05.2019 tarihinde 46.594,49 TL (24.05.2019 tarihindeki TCMB Döviz Satış Kuru: 1 USD =6, 1362 TL) davalı alıcının ödemiş olduğu USD Bedel 7.593,38 USD ödediğini, davalı alıcının, 100.393,77 USD tutarındaki borcuna karşılık davacı satıcıya toplam 96.676,35 USD ödeme yaptığını, davalı alıcının halen daha davacı satıcıya 3.717,42 USD borcu bulunduğunu, davacı satıcının da Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/8199 esasında kayıtlı icra dosyasında tam da bu alacağı olan 3.717,42 USD’yi davalı alıcıdan talep ettiğini, davalı alıcının icra takibine haksız ve dayanaksız şekilde itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini, takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi işletilmesini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacı firma ile davalı arasında 14/03/2018 tarihli iki adet sipariş teyit formu düzenlendiğini, bu siparişe ilişkin olarak 11.04.2018 tarih ve … numaralı faturaya konu 86.172,19 USD, 11.04.2018 tarih ve … numaralı faturaya konu 11.680,44 USD, 08.05.2018 tarih ve… numaralı faturaya konu 2.541,14 USD 3 adet fatura tanzim edildiğini, yapılan mal alım satımı ve düzenlenen faturalar için davalı tarafından 12/06/2018 tarihli ve 402.806,49 TL. bedelli bir adet çek keşide edildiğini, çekin süresinde ödendiğini, çekin ihtirazi kayıt koyulmadan kabul edildiğini, bu çekin kabul edilmesi ile tüm borcun ödendiğinin kabul edildiğini, ancak davacı tarafından davalıya 29/06/2018 tarihinde 36.252,40 TL. bedelli kur farkı faturası kesildiğini, davacının, davalıya kur farkı faturası düzenlenmesinin dahi hukuka uygun olmadığını, davacı tarafından davalıya düzenlenen 29/06/2018 tarihli faturanın içeriğinden de anlaşıldığı üzere müvekkil firmadan kur farkı adı altında 36.262,40TL ve usule aykırı olarak 6.527,23 TL kur farkına KDV tevkifatı yapılıp 39.526,0 TL istendiğini, davalı tarafından fazla ödeme ile 46.59449 TL daha ödeme yapıldığını ve bu şekilde cari hesapların kapatıldığını, davacı tarafın yapmış olduğu Ankara 10. icra Dairesi’nin 2019/8199 esas sayılı dosyasının talep kısmından da anlaşıldığı üzere kur farkı faturasına da 2. kez bir kur farkı uygulayarak haksız olarak davalı firmadan davaya konu 3.712,42 Dolar daha talep edildiğini, bunun kabul edilemeyeceğini, ayrıca davacı tarafın kur farkı faturasına da KDV uyguladığını, bu şekilde davalının daha çok borçlandırdığını, KDV kanunu 26. maddesi gereği bedeli döviz olarak belirlenmiş alan mal veya hizmete KDV doğduktan sonra ortaya çıkan kur farkları KDV’ye tabi tutulmaması gerektiğini, kur farkları konusunda Danıştay 9. Dairesi yeni tarihli kararlarında, kur farklarının KDV’ye tabi tutulamayacağını net olarak ifade ettiğini belirterek, davanın reddini, davacının % 20’den az olmayacak şekilde kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, tarafların kayıtlarında yapılan inceleme sonucu denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki inkar edilmeyen ticari ilişki,sözleşme ve cari hesabın bulunmasına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 4.338,82 TL alacağının bulunduğu,davalının ödeme iddiasını ispata elverişli belge ile kanıtlayamadığı ,taraflar arasında akdedilen 14.03.2018 tarihli sözleşmelerde ödeme şeklinin döviz olarak düzenlenmesi ve TL cinsinden yapılan ödemenin sözleşmeyi TL cinsine çevirmeyeceğinin belirtilmesi nedeniyle davalının ödeme günleri esas alınarak yapmış olduğu ödemelerin USD karşılığı dikkate alınarak davacının bakiye alacak isteminin yerinde olduğu,haksız görülen itiraza binaen davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesi de gerektiği gerekçesi ile davacının davasının KABULÜ ile davalı borçlunun Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2019/8199 sayılı dosyasında itirazının iptaline, takibin devamına, alacak likit ve itiraz haksız görüldüğünden asıl alacağın % 20’si olan 4.226,40 TL, icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından; İlk derece Mahkemesince ödeme iddiasını ispata elverişli belge ile ispat edemediği sonucuna ulaşılmış olup, bu durumun gerçeği yansıtmadığı, yapılan mal alım satımı ve düzenlenen faturalar için müvekkili tarafından davacıya faturalarda yazan döviz kuru üzerinden tüm borcu karşılayacak biçimde 12/06/2018 tarihli ve 402.806,49 TL bedelli bir adet çek keşide edildiği ve söz konusu çekin 11.04.2018 tarihinde davacı karşı tarafa davacının çalışanı …’a teslim edildiği, …’ın çeki elden teslim aldım beyanı ve imzasına havi çek fotokopisinin dosya içerisinde mevcut olduğu, zaten davacı karşı tarafın da çekin teslimine ilişkin herhangi bir itirazı bulunmadığı, davacı şirkete çekin teslim edildiği tarihin ödeme tarihi olarak esas alınması gerektiği, çek ile yapılan ödeme sonrasında kur farkı faturası kesilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu, 11.04.2020 tarihinde davacıya teslim edilen çekin, söz konusu tarihteki kur üzerinden ödendiğinin kabul edilmesi gerekmekte olup, bunun üzerine kur farkı talep etmesi mümkün olmadığı, kaldı ki, kur farkı faturasına ayrıca kdv yansıtılması da usul ve yasaya aykırı olduğu bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava ve takibe konu borçtan davalının sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 10. İcra Dairesinin 2019/8199 sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu hakkında sözleşmeden doğan bakiye alacağa dayalı olarak 3.717,41USD’nin tahsili isteği ile 21/06/2019 tarihinde takibe geçildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde sunulan dilekçe ile borcun tamamına, işlemiş faize, faiz oranına ve tüm ferilere itiraz edildiği, takibin derdest olduğu anlaşılmıştır. Takip dayanağı 14.03.2018 Tarihli 22.878,58 USD Tutarlı ve 14.03.2018 Tarihli 88.572,46 USD Tutarlı Sözleşmelerden Doğan Bakiye Alacak 3.717,41 USD.
14.03.2018 tarihli sipariş teyit formunda(2 adet); 88.572,46 USD Tutarlı ve 22.878,58 USD Tutarlı ” Ödeme şekli” başlıklı kısmında; “ siparişte %10 avans ödeme bakiye teslimden önce 60 gün vadeli USD çekiniz ile ödenir. ödemelerin döviz cinsinden yapılması esastır. döviz cinsinden olan sözleşmelerde ödemenin TL cinsinden yapılması halinde, ödemenin yapıldığı tarihteki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası döviz satış kuru geçerlidir. ödemenin TL cinsinden yapılması veya ödeme aracı olarak TL cinsinden kambiya evrakı alınması sözleşmenin TL cinsine dönüştürüldüğü anlamına gelmeyecektir. Fiyatlarımıza KDV dahil değildir. teslimden önce temlik veya teminat isteme hakkımız saklıdır” hükmünün düzenlendiği … şirketi ve …adına … tarafından imzalandığı görülmüştür. 11.04.2018 tarihli fatura 79.057,07 USD; 11.04.2018 tarihli diğer faturada 10.716 USD tutarlıdır.08.05.2018 tarihli fatura 2.153,51 USD dir.
Ödeme amacıyla verilen çekin ödeme tarihi 12.06.2018 olup, çek 11.04.2018 tarihinde verilmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; davalının, davacıya vermiş olduğu 402.806,49 TL.’lık çekin, davacıya vermiş olduğu 11/04/2018 tarihi itibari ile ödemenin yapılmış olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının alacağının bulunmadığı, davalının, 4.270,45 USD alacağının bulunduğu, davalının davacıya vermiş olduğu 402.806,49 TL.’lık çekin 12/06/2018 tarihinde ödendiğinin kabul edildiği halinde ise, davalının 4.338,82 USD borçlu bulunduğu, ancak davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde davacının 3.717,41 USD talep edebileceği tespit edilmiştir.
Dava kur farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında akdedilen sözleşmede hüküm bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerekir. Kur farkında vade farkı istemleri gibi teamülün olup olmadığı önemli değildir. Kur farkı alacağı talep edilebileceği hallerde kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması gerekmektedir (Y19HD., 11.09.2018 tarih, 2017/3549 Esas, 2018/4033 Karar).
Bunun yanı sıra TBK’nın 99. maddesi uyarınca konusu para olan borç ülke parası ile ödenecek olmakla birlikte başka para birimi ile ödenmesi kararlaştırılması halinde ise sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç değer üzerinden ülke parasıyla da yapılabilecektir. Görüldüğü gibi başka para birimi ile ödenmesi kararlaştırılan borca ilişkin olarak aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadığı durumlarda borçlu bir seçimlik hakka sahiptir. Dilerse ülke parası ile dilerse kararlaştırılan para birimi ile ödeme yapabilir.
Öte yandan çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi evveliyetle ülke parası ile de düzenlenebilir. Bu anlamda yabancı para birimi üzerinden yapılan satışlarda ifa amacıyla verilen çek sözkonusu yabancı para birimi ile düzenlenebileceği gibi bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilecektir (Y19HD., 07.03.2013 tarih, 2012/13201 Esas, 2013/4324 Karar).
İşte bu son durumda, yabancı para birimi üzerinden yapılan satışlarda “TL” üzerinden düzenlenen çeki ifa amacıyla kabul eden alacaklı bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyecektir. Zira az yukarıda da ifade edildiği gibi “TL” üzerinden düzenlenen çekin verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edildiği kabul edilmelidir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 08/12/2020 Tarih, 2020/2682 Esas, 2020/5731 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı, alacağının tahsili için davalı tarafından verilen TL cinsinden düzenlenen çekleri teslim almış olmakla, çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemez. Davacı tüm alacağının bu bedel üzerinden ödenmesini kabul etmiş bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan davacının takibi haksız ise de kötüniyetle yaptığı kanıtlanamadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1.b.2.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/547 Esas, 2020/61 Karar ve 13/02/2020 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a-Davanın REDDİNE,
b-Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
c-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından dava açılırken yatırılan 253,12 TL peşin harçan mahsubu ile fazla alınan ‬73,22 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,

ç) Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d)Yargılama sırasında davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e)HMK’nin 333.maddesi gereğince artan gider avansının yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafından yapılan 40,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 21/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip …
¸e-imza