Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1142 E. 2023/104 K. 13.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/1142 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/104

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
ESAS-KARAR NO : 2017/741 E- 2020/126 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 07/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirketten davalının … sahibi olduğunu, eczanede satmak için takibe konu 26/10/2015 tarih … numaralı faturalar ile ürün aldığını, davalının sipariş ettiği ürünler ve faturalar davalıya tebliğ edildiğini ancak aradan geçen bu süreye rağmen davalı ödeme yapmadığı ve davaya dayanak takip açılmış olduğunu, davalı fatura borcunu ödemediğinden Ankara 21. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4582 Esas sayılı takip açıldığı ancak davalı davayı uzatmak için kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, davalının itiraz dilekçesinde soyut bir itiraz olduğunu, ödeme belgesinin sunulmadığını, davalı, müvekkili şirkete takip tarihi itibari ile 7.026,00 TL ana para borcu (faiz hariç) bulunduğunu bildiği ve fatura içeriğine süresinde itiraz etmediğini, bu nedenele icra dosyasında borcun tamamına itirazı haksız ve kötü niyetli olduğundan ve alacak likit alacak olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, dava konusu faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini, ürünler için sipariş formu olmadığını, mallar geldikten sonra firmaya iade edildiğini, faturanın tebliğ edilmemesi ve faturaya itiraz edilmesi nedeniyle faturada yazılı yetkili mahkeme ibaresinin anlaşma, sözleşme veya kabul olmadığından bağlayıcılığının olmadığını bu nedenle yetkili mahkemenin Adana İcra Dairelerinin olduğunu, davacı firmadan ürün siparişi olmadığını, davacının müvekkilinin haberi olmadan mal gönderdiğini, fatura tebliğ edilmediğini, dilekçe ekinde görüldüğü üzere İrsaliyeli faturalarda müvekkilinin imzasının bulunmadığını, müvekkilinin gelen mallara anlam veremediğini, iadesi için yapılan görüşmeden sonuç alınamadığını, tebliğ edilen fatura olmadığından ürünlerin kargo ile iade edildiğini, ürünlerin … Kargo ile 30/12/2015 tarihinde … nolu kod ile davacı firmaya gönderildiğini, bu nedenle, davanın reddini, haksız olarak icra takibi açılmasından dolayı davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacı şirketin davalı … adına irsaliyeli açık fatura muhteviyatı malzemeyi 3 koli halinde 33 kg olarak … kargo aracılığı ile gönderdiği, davalının 27/10/2015 tarihinde kargoyu teslim aldığının anlaşıldığı, davalı tarafça malların iade edildiğinin iddia edildiği ancak bu hususun ispatlanamadığı, davacının BS formlarının da ticari ilişkiyi gösterdiği, alacağın faturaya dayalı ve likit olduğu gerekçesi ile Davanın KABULÜ ile Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2016/4582 E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile 7.026,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7.026,00TL’nin %20’si olan 1.405,20TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı tarafın kötü niyet tazminatının REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından; Müvekkili davalının davacı firma ile daha önce hiç bir ticari faaliyeti bulunmamakla birlikte aralarında bir tanışıklık da bulunmadığı, davacı firmanın müvekkil davalı tarafından ileri sürülen bir talep veya aralarında bir anlaşma olmadan kendi isteği ile fatura düzenleyerek müvekkili davalıya ürünleri göndermesi müvekkili davalının bir anlaşmanın tarafı haline getirilmeye çalışılmasından başka bir şey olmadığı, müvekkili davalının ürün talebinin olduğu bir sözleşme, imzasının olduğu bir fatura veya bir belge ile ispatlamadan müvekkili davalının bir anlaşmanın tarafı olmaya zorlanmasının basiretli bir tacirin yapacağı bir davranış olmadığı, ayrıca irsaliye faturalarına bakıldığı taktirde anlaşılacağı üzere müvekkili davalının imzasının da bulunmadığı bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava ve takibe konu borcun kapsam ve miktarı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2016/4582 Esas sayılı dosyasında; Davacı şirket tarafından davalı adına 26/02/2016 tarihli ilamsız icra takibi başlatıldığı, 7.026,78 TL asıl alacağın ve 248,63 TL asıl alacak faizi olmak üzere 7.725,41 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile asıl alacağa yıllık %10,50 avans faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunulduğu, borcun sebebi olarak 26/10/2015 tarih, 575463,575464 ve 575465 numaralı faturaların gösterildiği, davalıya ödeme emrinin usulüne uygun olarak 08/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresinde verdiği (09/03/2016 itiraz dilekçesi ile yetkiye ve takibe konu alacak nedeni ile herhangi bir borçları olmadığını belirterek) takibe ve ferilerine itiraz ettiği, takibin 16/03/2016 tarihinde durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporundan; davalı defterlerinde dava konusu faturaların kayıtlara işlenmediği, malın iadesine ilişkin olarak kayıt tutulmadığı, iade edildiği belirtilen mallara ilişkin sevk irsaliyesinin olmadığı, davalı tarafın malların iade edildiğine ya da aynen teslim edildiğine dair belge sunmadığı, malları iade ettiğini belgeleyememesi nedeni ile davacının davalıdan 7.026,78TL asıl alacağı bulunduğu, davalı temerrüde düşürülmediğinden faiz alacağının olmadığı; Davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede de tarafların defter kayıtlarının birbirleri ile uyumlu olmadığı, davacının icra takibine konu faturadaki malları davalıya teslim ettiği, davalının teslim aldığı mal karşılığında ödeme yapmadığı, faturayı ticari defterlerine işlemediği, iade faturası da düzenlemediği, davacının 7.026,78 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davalının faturaya konu malları teslim aldığı, malların iade edildiğinin ve fatura bedelinin ödendiğinin kanıtlanamamasına, bilirkişilerce belirlenen tutara hükmedilmesine göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu Genel Tebliği eki (1) sayılı tarifenin A-III-1-e uyarınca işin esası ile ilgili olduğundan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 479,94 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 119,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 360,94 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 13/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”