Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1141 E. 2023/275 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1141 – 2023/275

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/1141 (KABUL- DÜZELTEREK YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2023/275 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/693 E- 2019/1134 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 27/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili adına Ankara 14.İcra Müdürlüğü 2017/20306 E. Sayılı dosyası ile müvekkili şirket tarafından davalıya teslim edilen mallara karşılık faturalandırılan alacakların tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından 31.10.2017 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, davalının müvekkiline cari hesap özetinde belirtilen faturalardan dolayı borçlu olduğunu, davalının itiraz ettiği meblağı ödediğine dair herhangi bir belge sunmadığı gibi müvekkili şirketi tanımadığını ve herhangi bir alışveriş de yapmadığını iddia ettiğini, müvekkili şirketçe yapılan bu satışların müvekkilce BA-BS kayıtlarında da mevcut olduğunu, davalının kendisine fatura edilen bedellerine karşı hiç bir ihtirazi kayıt öne sürmediğini ve faturalara itiraz da etmediğini ileri sürerek, davanın kabulü ile davalı borçlu tarafından Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2017/20306 E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafça yapılan haksız ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik itiraz nedeni ile asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı taraf, cevap sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporundan, davacı ticari defterlerine göre davacı şirket tarafından davalı şirket adına 2012 yılı içinde 8 adet fatura düzenlenmiş olduğu, davacı şirketin davalıdan 20.155,00.-TL tutarında ödeme aldığı, buna göre davacının 17.555,37.-TL tutarında davalı firmadan alacaklı olduğu belirtilmiş ise de davaya konu faturalara konu mal ve hizmetin davalıya teslimine dair herhangi bir belgenin(sevk irsaliyesi, teslim tutanağı v.b) dosya kapsamında yer almadığı ve davacı vekilince dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı, buna göre davacı tarafça faturalara konu mal/hizmetin davalıya teslim edildiği noktasında ispat yükümlülüğünün yerine getirilemediği anlaşılmakla ispatlanamayan davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; Alacağa dayanak faturaların davalı tarafça ihtirazı kayıtsız şekilde imzalandığı, mal tesliminin kanıtlandığı, davacının TMSF tarafından yönetilen müvekkili şirketin 690 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 73. maddesi uyarınca müvekkili şirketin taraf olduğu davalarda herhangi bir harç ödemesine tabi tutulması söz konusu olamayacağı bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava ve takibe konusu borcun kapsam ve miktarı, mal tesliminin kanıtlanıp kanıtlanamadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 14.İcra Dairesi 2017/20306Esas sayılı icra dosyasında; Davacı vekilince davalı aleyhine 26.10.2017 tarihinde 17.755,37TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı, takibin 26.10.2017, 17.755,37 TL cari hesaba istinaden olduğu, davalı firma yetkilisi tarafından 31.10.2017 tarihinde verilen dilekçe ile böyle bir firmayı tanımadığı gibi bir alışveriş de yapmadığını belirterek borca itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Takip dayanağı cari alacak olup, dosyaya sunulan faturalar açık faturalardır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacı şirket tarafından davalı firmaya 2012 yılında toplam 8 adet fatura karşılığında 37.710,37TL tutarında fatura düzenlendiği ve ticari defterlerine kayıt yapılarak ilgili dönemlerde bağlı olduğu vergi dairesine BS Formları ile beyan edildiği, karşılığında, davacı şirketin davalıdan 2012-2013 yılında toplam 20.155,00.-TL tutarında ödeme aldığı, buna göre davacının 17.555,37.-TL tutarında davalı firmadan alacaklı olduğu, davalı şirkete yönelik inceleme ve tespit yapılamadığı belirtilmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin sair istinaf itirazları yerinde değildir.
Ne var ki Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 06.09.2016 tarihli ve 2016/ 4628 değişik iş sayılı kararıyla … Şirketinde görev yapan kayyımların yetkileri tasarruf mevduatı Sigorta fonuna devredildiği anlaşılmıştır.
690 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 73/6. maddesinde kayyımlık görevi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yürütülen şirketlerin, açtıkları davalarda harçtan muaf olduğu belirtilmiş olup Davacı olduğundan 6758 Sayılı Kanun’un 19. maddesi ile kanunlaşan 690 sayılı KHK’nın m.73 uyarınca harçtan muaf olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek alınan harçların iadesi ile yeni harç alınmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/693 Esas, 2019/1134 Karar ve 03/12/2019 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2- a-Davanın REDDİNE,
b-Davacı şirket 6758 Sayılı Kanun’un 19. maddesi ile kanunlaşan 690 sayılı KHK’nın m.73 uyarınca harçtan muaf olduğundan Mahkemece peşin alınan 214,44TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
c-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca tarafından yatırılan gider ve delil avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf eden davacı tarafından yapılan 124,75 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 27/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”