Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/108 E. 2022/1061 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/108 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1061

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/369 E 2019/808 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07/07/2022
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı taraf arasında 03/06/2017 tarihinde cari hesap sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince müvekkili şirketin davalı kooperatife ait araçlara akaryakıt satışı yaptığını, bu satıştan kaynaklanan 81.036,00 TL alacağın ödenmediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Ankara icra dairelerinin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkeme ve icra dairesinin İscehisar mahkemeleri olduğunu, cari hesap kat edilmediğinden borcun vadesi gelmediğini, ayrıca kooperatiflerde borçlandırıcı işlemlerin iki imza ile yapıldığını, bu nedenle hesap ekstresinin gerçek durumu yansıtmadığını belirterek; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece,taraflar arasında akaryakıt satışına dayanan 2014-2017 yıllan arasında ticari ilişki olduğu, davacının davalıdan 82.821,57 TL bakiye alacak kaydının olduğu, davalı şirketin düzenlediği 30.06.2017 tarihli,118.000,00.-TL lik ciro faturasının davacı kayıtlarında yer almadığı, bu fatura ile davalının davacıya düzenlediği 30.09.2015 tarihli en son ciro faturası arasında yaklaşık 21 aylık bir süre bulunduğu, taraflar arasında her iki tarih arasında ticari alışverişin devam ettiği, hesap ekstrelerinde davalı taraf kaşesi ile …’ün imzası bulunan 21.06.2017 tarihli cari hesap teyitleşmesi yapıldığı, hesabın kat edilmesinden sonra 118.000,TLlik davalı tarafça ciro faturası düzenlendiği, taraflar arasında akaryakıt alım satımına dayalı yazılı olmayan bir anlaşma ile satın aldığı akaryakıt tutarı üzerinden davalıya satın alma ıskontosu uygulandığı, davalının bu şekilde hesapladığı indirim tutarlarını davacıya 2014, 2015 yıllarında ve 30.09.2015 tarihinde davacıya faturaladığı,taraflar arasında ticari alışverişin devam etmesine rağmen ciroya ilişkin herhangi bir ihtarın olmadığı, 118.000,00TLlik ciro indirimi faturasının davacı kayıtlarında yer almadığı ve taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı, iskontoya ilişkin herhangi bir süre şartının bulunmadığı gibi TTK m. 94 gereğince, tarafların 1 yıldan fazla ve yıl sonu devir ve cari hesap dönem ve devrinden sonra da ihtarszı ve ciro iskontosuz ticari ilişkilerini devam ettirmeleri nedeniyle davacının iskonto ve ciro indirimi sağlama yükümlülüğünden bahsedilemeyeceği ve davalının düzenlediği son ciro indirimi faturası dikkate alınmaması gerektiği, davacının davalıdan cari hesap bakiye alacağının 82.821,57TL olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; mahkemenin yetkisine yapılan itirazın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya bakmaya yetkili mahkemenin İscehisar Mahkemeleri olduğunu, Ankara Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz değerlendirilmeden mahkemece kabul kararı verildiğini, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunduğunu, TTK 89 vd ve TTK 94.maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, taraflarca ibraz edilmiş yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, TTK 98 vd maddeleri uygulansa bile hesap kesilmediği sürece alacaklılık ve borçluluk durumunun kesinleşmeyeceğini, cari hesap kat edilmediğinden borcun vadesinin gelmediğini, hesabın kesinleşmesinin de söz konusu olamayacağını, davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığını, mahkemece 21/06/2017 tarihli cari hesap teyitleşmesinin geçerli kabul edilmesinin hatalı olduğunu, taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi olmadığı, TTK 94.m.göre düzenlenmiş geçerli bir hesap cetveli olmadığını, davacının ispat yükünü üzerine aldığını, ciro indirimi yapılmayacağının ihtar edildiğini ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalının davacıdan alacaklı olduğunu, faiz yönünden temerrüt şartlarının oluşmadığını, icra inkar tazminatının kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki akaryakıt satım sözleşmesine dayalı olarak davacı satıcının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı ile satım tutarı üzerinden iskonto uygulanacağına yönelik yazılı ya da fiili bir uygulama bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle davalının cari hesap alacağına konu akaryakıt ürününü aldığını kabul etmesine, davalı tarafından ihtilafa konu edilen ciro primi faturasının davacı defterinde kayıtlı bulunmamasına, taraflar arasındaki iskonto uygulamasının devamlılık arzedecek ve taraflar arasında fiili uygulama oluşturacak biçimde benimsendiğinin söylenemeyeceğine, özellikle son iskonto faturasından sonra taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesine karşın 21 ay sonra iskonto faturasının düzenlenmesinden de bu durumun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.535,57.-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.383,90.-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.151,67.-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 07/07/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”