Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/965 E. 2022/86 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2019
ESAS-KARAR NO ….

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında hurda plastik alımı konusunda sözlü anlaşma yapıldığını, müvekkili tarafından ….Şubesine ait 17/08/2016 keşide tarihli 38.880,00 TL tutarlı … seri numaralı çeki teslim ettiğini, davalı tarafından söz konusu hurda plastiğin müvekkiline gönderildiğini, nakliye masrafı olarak 826,00 TL müvekkil şirket tarafından ödendiğini, ancak malın ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine, davalı tarafa iade edilerek, sözleşmeye uygun, ayıpsız, geri dönüşümü sağlanabilecek nitelikte ve aynı miktarda hurda plastiğin gönderilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını, 04/05/2016 tarihinde hurda plastiğin müvekkiline teslim edildiğini ve 826,00 TL nakliye masrafının müvekkili tarafından ödendiğini, ancak ikinci kez ayıplı mal gönderildiğinin anlaşılması üzerine müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkını kullanarak, borçlu şirkete ihtarname gönderildiğini belirterek davalı şirket lehine verilen T. … Şubesine ait 17/08/2016 keşide tarihli 38.880,00 TL tutarlı … seri numaralı çek nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının sözleşmeye konu edimini ifa etmemesi nedeni ile müvekkili tarafından fatura karşılığı ödenen toplam 2.478,00 TL nakliye giderinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılama sırasında çek bedeli ödendiğinden menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü davacı vekili tarafından bildirilmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davanın davalı şirketin merkezi olan Uşak Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemelerinde açılması gerektiğini, öte yandan davanın yasal süresinde açılmadığını, çek iptali talebi yönünden davanın hukuka aykırı olduğunu, çekin keşidecisinin davacının bizzat kendisi olduğunu, keşidecinin çek iptali talep etme hakkı bulunmadığını, esasa ilişkin olarak ise, davacı tarafından müvekkilinin yokluğunda yaptırılan keşifte müvekkilinin satmadığı ürünler üzerinde inceleme yapılmış olma ihtimali ile ayıp iddiasının haksız olduğunu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, müvekkili tarafından davacıya teslim edilen malın sözlü anlaşma gereği teslim edilmesi gereken vasıf ve mahiyette olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında geri dönüşüm malzemesi alımı konusunda sözlü anlaşma gereğince davacının davalıdan 21.680 kilogram hurda plastik aldığı, bu alım karşılığında davacının davalıya … Bankası ….şubesine ait 17/08/2016 keşide tarihli, 38.880,00 TL bedelli çeki verdiği, sözleşmeye konu malzemenin ayıplı olduğu ve geri dönüştürülebilir nitelikte olmadığı hususunun Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/26 değişik iş esas, 2016/27 değişik iş sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporu ile belirlendiği, dolayısıyla davacının davalıdan aldığı malzemelerin ayıplı olması ve bu malzemeleri kullanamaması sebebiyle dava konusu çekin karşılıksız kaldığı, davacı tarafından dava konusu çek ödendiği için bu bedelin istirdadının talep edilebileceği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmenin geriye dönük olarak feshine, davacının davalıya dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, dava konusu çek bedeli ödenmiş olduğundan çekin iptali talebinin reddi ile davacı tarafından ödenen bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden davalı vekili tarafından;
Davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, yetkili mahkemesnin Uşak Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davanın yasal süresi içerisinde açılmadğı, TTK’nın 23. maddesi kapsamında ayıp ihbar ve sürelerine riayet edilmediği, mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın itiraz edilen tespit raporu esas alınarak karar verildiği, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadığı, teslim edilen malların ayıplı olup olmadığı, var ise ayıbın niteliğinin ispat edilmediği gibi mahkemece de araştırılmadığı, müvekkili tarafından teslim edilen malların ayıplı olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık ayıp nedeniyle çek bedelinden davacının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 72.maddesine göre açılan menfi tespit, nakliye bedeli için alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
İİK.nun 72/son maddesinde öngörülen yetki kuralları icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında uygulanır. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında ise; genel yetki kuralları uygulanmaktadır.
Takipten önce açılan menfi tespit davalarında, genel ve ilgili yasalarda öngörülen özel yetki kuralları uygulanır. İİK’nun 72/son maddesindeki yetki kuralları, takipten sonra açılan menfi tespit davalarında uygulama yeri bulunan kurallar olup, takipten önce açılan menfi tespit davaları yönünden diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmaz.
Somut olayda, menfi tespit davası icra takibinden önce açıldığına göre, genel yetki kurallarının uygulanması gerekmektedir. Bu durumda; davanın çeke dayalı menfi tespit davası olduğu gözetilerek, dava konusu çekte muhatap bankanın ve keşide yerinin Eskişehir olduğu anlaşıldığından davalı yanın yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı yanca taraflar arasında hurda plastik satışına ilişkin sözlü sözleşme yapıldığı ve dava konusu çekin davalıya verildiği, davalı tarafından teslim edilen malların ayıplı olduğundan bahisle sözleşmenin feshi ile birlikte satış bedelinin ifası için verilen çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenmiş olup, yargılama sırasında çek bedeli ödendiğinden bu bedelin tahsili ile birlikte nakliye ücretlerinin tahsili de talep edilmiştir. Davalı yan tarafından ise taraflar arasındaki sözlü sözleşme ve dava konusu çekin bu sözleşme nedeniyle bedelin ödenmesi için teslim alındığı, sözleşme kapsamında malların eksiksiz teslim edildiği ve ayıp iddiasının yerinde olmadığı ifade edilmiştir.
Davadan önce davacı yanın başvurusu üzerine Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/26 D. İş sayılı dosyası ile tespit yaptırılmış olup, bilirkişi incelemesi sonunda düzenlenen rapora davalı tarafından gerekçeleri de gösterilmek suretiyle itiraz edilmiştir. Mahkemece itiraza uğrayan iş bu rapor hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de söz konusu bilirkişi raporu yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği gibi davalı tarafından gerekçeleri de gösterilmek suretiyle itiraz edilmiştir.
Mahkemece öncelikli olarak taraflar arasındaki sözlü sözleşme kapsamında davalı tarafından mal teslim edildiği her iki tarafın da kabulünde olduğundan davalı tarafından teslim edilen mallar belirlenerek bu malların davacı yanın iddia ettiği gibi ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise niteliği, ayıp ihbar sürelerine davacı tarafından riayet edilip edilmediği hususları araştırılıp değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/720Esas, 2019/98Karar sayılı ve 24/01/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatıran İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 09/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”