Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/937 E. 2021/2261 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE . … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2017
ESAS-KARAR NO …
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 07/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı şirket tarafından Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/354 Esas sayılı dosyasında hasımsız olarak açılan davada, … A.Ş …..seri nolu 30/11/2013 keşide tarihli 25.000,00 TL bedelli çekin zayi nedeni ile iptaline karar verildiğini, çekin süresi içerisinde ibraz için bankaya sunulduğunda, mahkemece verilen ödeme yasağı kararı ile ilgili meşruhatın çekin arkasına yazıldığını belirterek Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2014 tarihli 2013/354 Esas, 2014/48 Karar sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacı alacaklı tarafından Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2014/1074 E. sayılı dosyası ile 23/01/2014 tarihinde 4 tane borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi yaptığını, ancak çalıntı olan çekin, çeki çalan kişilerin cirosu ile davacıya kadar geldiğini, müvekkilinin diğer şirketlerden … Ltd. Şti’ne sürekli iş yaptığı için bu firmayı tanıdığını, … … imalat yaptığı için bu firmayı tanıdığını, ancak çekte adı geçen diğer kişileri müvekkili firmanın tanımadığını ve bilmediğini bunlar ile hiçbir ticari ilişkisinin olmadığını, çekin müvekkili şirket elinde iken çalındığını, dolayısı ile davacı alacaklı açısından karşılığı, bedeli olmayan bir çek olduğunu, çekte adı geçen…’ın …’nın ve davacı …’un kim oldukları ve aralarındaki ilişkinin müvekkili açısından bilinmediğini, müvekkili tarafından Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davada gerekli yasal prosedürler yerine getirilerek yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verildiğini, mahkemeye yasal süresi içerisinde başvurmayan davacının dava hakkı kalmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca iptal kararı verildikten sonra çeklerin ortaya çıktığı, iptal kararının bir anlamı kalmadığı, çek iptali kararlarının hasımsız olarak açıldığı, kesin hüküm oluşturmadığı belirtilerek Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2014 tarih 2013/354 Esas, 2014/48 Karar sayılı ilamı sadece dava konusu çek ile ilgili bölüm yönünden iptaline dava konusu olmayan çeke ilişkin iptal isteminin ise reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemenin Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/354 E. sayılı dosyası kapsamında verilen iptal kararını iptal etmeye hakkı olmadığı, çekin arka yüzündeki yer alan…, ….cirolarının bulunmaması nedeniyle çekteki ciro zincirinin bozulduğunun gözetilmemesinin doğru olmadığı, Ankara CBS’sinin 2013/81615 soruşturma sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmamasının yerinde olmadığı, yine Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/95 E. sırasında kayıtlı keşideci tarafından davacı aleyhine açılan menfi tespit davasının bekletici mesele yapılmamasının da doğru olmadığı, verilen çek iptali kararının usulüne uygun olduğu, davacı yanca bir mal ya da hizmet karşılığında dava konusu çekin verildiği hususunun ispat edilemediği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık çek iptali kararının iptal şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, çek iptali kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca davalının dava konusu yapılan çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gereklidir. Bu durum karşısında davada ispat yükü davalıya ait olup aksinin kabulü kıymetli evrakın mücerretlik ilkesini ortadan kaldırır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından çekin rızası hilafına elden çıktığı savunulmuş, davalının şikayeti üzerine CBS tarafından soruşturma başlatılmış ise de gelinen aşamada hırsızlık suçunun soruşturulması için beklenen zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle … kararı verildiği, kararın müştekiye tebliğ edildiği ve kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu sebeple mahkemece soruşturma dosyasının beklenilmemesine yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla somut olayda çekin zayi olduğundan söz etme imkanı olmayıp, çeki elinde bulunduran davacının kararın iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu, taraflar arasındaki alacak-borç veya çekin haksız olarak elinde bulundurulduğu şeklinde ileri sürülecek iddiaların bu davanın konusu olmadığı anlaşılmakla Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde keşideci tarafından davacı aleyhine açılan menfi tespit davasının sonucunun beklenilmemesi de yerindedir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”