Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/931 E. 2021/2258 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : …… (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2018
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından Ankara 25.İcra Müdürlüğü’nün 2014/456 E. Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, takibe dayanak çek altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin icra takibi nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, icra takibine konu edilen çekin ciro silsilesi sonucunda müvekkiline intikal ettiğini, müvekkilinin …. Ltd. Şti.’nden olan alacağından dolayı senedi edindiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği şekilde danışıklı olarak elde edilmediğini, müvekkilinin iyi niyetli 3. kişi olduğunu, davacı şirketin dava dilekçesinde muhasebecisi tarafından resmi kaşesi basılarak imzası taklit edilmek suretiyle düzenlendiğini ileri sürdüğünü zira, muhasebecisi tarafından imzalandıysa davacı şirketin ya muvaffakatının olduğunu ya da birlikte hareket ettiklerinin aşikar olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, takibe dayanak çek altındaki imzanın davacıya ait olmadığı belirtilerek davanın kabulüne, koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Davacı şirket ile muhasebecisinin birlikte hareket ederek dava konusu çekin piyasaya sürülmüş olması ihtimalinin bulunduğu, mahkemece bu yönde araştırma yapılmadığı, daha önce benzer şekilde ödenmiş çekler olup olmadığı hususundaki araştırma talebinin reddinin doğru olmadığı, ayrıca davacı yanca bildirilen soruşturma dosyasının sonucu beklenmeksizin davanın kabulüne karar verilmesinin de yerinde olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak çek altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı ve bu definin davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedindeki imza inkarına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 25.İcra Müdürlüğü’nün 2014/456 E. Sayılı dosyasının incelenmesinden … tarafından Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün…. Sayılı icra takip dosyası ile 02/01/2014 vade tarihli 43.305,00-TL miktarlı çek bakımından borçlular … …. aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolu ile icra takibi başlatılmıştır.
Mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi … tarafından düzenlenen 23/05/2017 tarihli raporda takibin konusunu oluşturan çekte …’un mevcut mukayese el yazıları ve imzalarına kıyasen elinden çıktığını gösterir … bulgu tespit edilemediği ve takliden imzanın atıldığı hususunun tespit edildiği, yine bilirkişi… tarafından düzenlenen 05/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda takip konusu çek altında bulunan keşideci imzasının mukayese imzaları tevdi edilen … tarafından atılmış olduğunu gösterir kaligrafik bir uyarlık tespit edilemediğinin bildirildiği görülmüş, bu haliyle takibin dayanağını oluşturan çekte davacı şirketi temsilen imzası bulunduğu iddia olunan …’un imzasının çekte taklit edildiği hususunun bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
Davacı yanca dava konusu çek altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığı iddia edilmiş, davalı tarafından ise müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğundan bahisle davanın reddi talep edilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda dava konusu çekteki davacı imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmadığı tespit edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olup, davalı vekilinin istinaf itirazlarının imzanın sıhhatine yönelik olmayıp, davacının bu şekilde çekleri piyasaya sürerek imza inkarında bulunduğu ve bu şekilde piyasaya sürülüp ödenmiş çekler olup olmadığı, davacının şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucunun beklenmemesinin doğru olmadığına yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/1692 E. sayılı dosyasının Uyap üzerinden yapılan incelemesinde, davalının da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında tefecilik yaptıkları, çek kırarak haksız kazanç sağladıklarından bahisle kamu davası açıldığı, dava konusu çekin de bu kapsamda davalının elinde bulunan çeklerden olduğuna ilişkin iddianamede tanımlamaların yer aldığı, davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/1 E. sayılı dosyasının incelenmesinden dava konusu çekin de aralarında bulunduğu birkaç çek ile ilgili olarak davacı şirketin muhasebecisi olarak çalışan… ve onun bir akrabası olan … hakkında sahte imza ile çekleri piyasaya sürdüklerinden bahisle sahtecilik ve dolandırıcılık iddiası ile kamu davası açıldığı, sanığın savunmasında davacı şirketin aynı zamanda ortağı olduğu, çeklerden ikisinin davacı şirketin yetkilisinin bilgisi dahilinde kırdırıldığını beyan etttiği, diğer çek ile ilgili bilgisinin bulunmadığı ve ancak sanık … ile davacı şirket yetkilisinin birlikte hareket ederek piyasaya sürdürdüklerini beyan ettiği, mahkemece sanıkların dolandırıcılık eylemi nedeniyle beraatlerine, sahtecilik nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edildiği ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. Maddesinde düzenlenmiş olup hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Bu ilke ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise kişi ilişkilerinin medeni hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır. Ancak Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayacaktır. Dolayısıyla ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. Bu nedenle yukarıdaki davalardaki maddi olgunun tespitine ilişkin Yargıtay kararının hukuk hakimini bağlayacağı gözetildiğinde ceza mahkemesi kararlarının beklenmesinde hukuki yarar bulunmaktadır.
Açıklanan bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca kabulü ile yukarıda belirtilen ceza davalarının sonucu bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre davalı tarafın diğer istinaf itirazları bu aşamada değerlendirilmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1044 Esas, 2018/811 Karar sayılı ve 13/11/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 30/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”