Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/871 E. 2022/73 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2019
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07/02/2022
YAZILDIĞI TARİH : 07/03/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında satım sözleşmesine dayalı olarak takibe konu edilen fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiğini, davacı yanca 5.000,00.-TL’lik tutarın ödendiğini ancak bakiye kısmın ödenmediğini, takibe giriştiklerini, davalı yanca haksız olarak takibe itiraz edildiğini beyanla itirazın iptalini, takibin devamını ve % 20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, takibe konu edilen fatura içeriğindeki malların müvekkiline teslim edilmediğini, tespit raporunda belirtilen malların ise dava dışı diğer şirkete ait mallar olduğunu ileri sürerek davanın reddi isteminde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacı tarafından sunulan taşıma irsaliyesinden faturaya konu malların dava dışı nakliyesi tarafından taşındığı ve şirket yetkilisine teslim edildiği, nakliyeci tarafından kesilen taşıma ücretine ilişkin fatura bedelinin de yine davalı yanca ödendiği, bu ödemenin de davalı defterinde kayıtlı olduğu, bu halde takibe konu fatura içeriğindeki malların teslim edildiğinin kabulü gerektiği, fatura tutarından, davacı yanca yapılan 5.000,00.-TL’lik ödeminin mahsubu ile 28.146,20.-TL asıl alacağın bulunduğu gerekçesi ile itirazın 28.146,20.-TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı bir şirketten doğramalık kereste sipariş ettiğini, bu malların nakliye işini yapan … tarafından taşındığını, müvekkilinin Marmaris’teki şantiyesine yollandığını, bu taşıma nedeni ile ödeme yapıldığını, ancak davacıdan sipariş edilen malların hiçbir zaman gönderilmediğini, mahkemenin kabulünde şirket yetkilisi tarafından malların teslim alındığı belirtilmiş ise de, imza itirazlarının dikkate alınmadığını, imza incelemesi yapılmadığını, müvekkili şirkete usulüne uygun olarak teslim edilen bir mal bulunmadığını, bir tek nakliye ve ürün gönderilme olayı olduğu halde iki şirketin ayrı ayrı talepte bulunduğunu, kendileri tarafından yaptırılan tespit ve alınan raporun dikkate alınmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, davaya konu sevk irsaliyesinde usulsüzlük yapıldığını, hesaplama hatası yapıldığını, davacının gönderdiği iddia edilen ürün bedelinin 31.354,68.-TL olduğu bilirkişi raporunda ve mahkeme gerekçesinde belirtilmiş ve müvekkili şirketin 5.000,00.-TL ödemesinin mahsubu neticesinde 26.354,68.-TL’ye hükmedilmesi gerekirken 28.146,20.-TL üzerinden takibin devamına karar verildiğini, yemin delilinin hatırlatılmadığını belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, takibe konu edilen fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edilip edilmediği ve buradan varılacak sonuca göre davalının borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasında orman ürünü satımına yönelik bir anlaşma bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesince taşıma irsaliyesinde gösterilen malların taşınmasına ilişkin faturanın davalı yanca ödenmiş olması ve yine davalı şirket yetkilisince bu taşıma irsaliyesinin imzalanmış olması gerekçesi ile teslim vakıasının davacı yanca ispat edildiğinin kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak teslim vakıasının ispat edildiğini kabule gerekçe gösterilen deliler varılan sonuç için yeterli değildir.
Takibe konu edilen fatura irsaliyeli fatura olup içeriğindeki malların dosya kapsamından nakliyeci olduğu kişi tarafından alındığı anlaşılmaktadır.
Davalı yan takibe konu fatura içeriğindeki malların teslim alınmadığını savunmuş, nakliye bedelinin bir başka şirketten yine orman emvali olarak alınan taşıma nedeni ile ödendiğini ve taşıma irsaliyesi altındaki imzanın da yetkilisine ait olmadığını iddia etmiştir.
Dosyaya sunulan belgelerden de davalının savunmasında taşıma bedelinin ödenmesine konu mallara yönelik Ankara Asliye 14. Ticaret Mahkemesi’nin 2016/806 Esas sayılı dava dosyasında yargılamanın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bunun yanında davalı yanca istinaf incelemesi aşamasında taşıma irsaliyesi altında davalı şirket yetkilisi adına atılan imzanın sahteliği husunda suç duyurusunda bulunulduğu ve evrakta sahtecilik suçundan ötürü Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/989 Esas sayılı dosyasında kovuşturma yürütüldüğünü beyan etmiştir. Bu hususta yargılama sırasında da taşıma irsaliyesi altındaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı yönünde savunmada bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Yine dosyada alınan bilirkişi raporundan da takibe konu edilen faturanın davalı defterinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Bu duruma göre tarafların iddia ve savunmalarını dayandırdıkları deliller ile az yukarıda belirtilen Ankara Asliye 14. Ticaret Mahkemesi’nin 2016/806 Esas sayılı dosyası ile Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/989 Esas sayılı dosyalarının da celbi ile incelenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece açıklanan yönlerden delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi davalının borçlu olup olmadığının belirlenmesi için yukarıda açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE;
2-Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/835 Esas, 2019/99 Karar sayılı ve 14/02/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatırana İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 07/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”