Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/654 E. 2021/2192 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2018
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin işyerinde işlerin daha kolay yürümesi için dava dışı kız kardeşi olan …’e vekil tayin ettiğini, vekilin müvekkili adına vekaleten ibareli 30/05/2012 düzenleme tarihli 30/10/2012 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli alacaklısı davalı olan senet düzenlediğini, lehtar davalı tarafından kambiyo senedine dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin olmayan bir borcu nedeniyle haciz baskısı altında ve zor durumda olduğunu, adına kayıtlı tüm hesaplarının bloke edildiğini, müvekkili ile davalı arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, senedi düzenleyen kardeşinin de vekillik görevinden azledildiğini, müvekkilinin vekaletnamede kambiyo taahhüdünde bulunmasına yetki vermiş ise de bunu işyerine alacağı malzemeler ile sınırlı tuttuğunu, müvekkili adına düzenlenen bonoda ihdas hanesinin açık olduğunu vekilin, yetkisi olmadan kambiyo senedi düzenlediğini, vekilin vekillik görevini kötüye kullandığını, davalının da bu durumu bildiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve Ankara 2.İcra Müdürlğünün 2013/16567 esas sayılı takip dosyasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacının abisi olduğunu, açılmış olan işletmeler için tarafına genel vekalet vererek bütün resmi daireler olmak üzere her türlü faaliyetleri yürütmek için vekaletname ile işlemler yürüttüğünü, iş yerleri için ödemelerde bulunduğunu, kesilen faturaların hepsinde imzasının bulunduğunu, … Vergi Dairesine ve … ödemelerini de bizzat kendisinin yaptığını, davacı tarafından genel vekaleten azledildikten sonra hiçbir belgede ne isminin ne de imzasının bulunduğunu, dava konusu edilen borcun mal alınarak edinilmiş borç olmadığını, işletmelerin borçlarını ödemek amacıyla nakdi alınmış bir borç olduğunu, yapılan bu borç ile işletmelerin borcunu ödeyerek iflas etmesinin önüne geçildiğini beyan ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; dava konusu bono davacının vekaletname verdiği vekili tarafından vekaletnamede verilen yetkiye istinaden tanzim edilip davalıya verildiği, gerek vekaletnamede yetkinin bulunduğu, gerekse de azilden önce tanzim edildiği, bu nedenle bononun yetkili kişi tarafından tanzim edilmiş ve unsurları bulunan bono olup geçerli olduğu, bundan dolayı davacının bu husustaki iddiasının yerinde olmadığı, her ne kadar davacı davalı ile aralarında bir ticari ilişki ve mal alım satımı söz konusu olmadığı, bu nedenle de dava konusu bonodan dolayı borçlu olmadığını iddia etmiş ise de kambiyo senetleri asıl borç ilişkisinden bağımsız borç doğurduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunması gerekmediği, davacının ayrıca vekilin davalı senet alacaklısı ile anlaşarak ve vekalet görevini kötüye kullanarak senet tanzim ettiği iddiasında da bulunduğu, bu durumda davacının vekalet verdiği vekille aralarındaki anlaşmaya aykırı ve kendisine zarar vermek kastıyla hareket ettiği ve davalı 3.şahsın da bunu bildiği hususunu ispatlaması gerektiği hususunu da ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; vekaletnamede verilen yetki aşılmış, yapılan işlemin yetkisiz yapıldığını, vekalet ilişkisi belirgin bir biçimde tarafları arasındaki güven unsuruna dayanan bir hukuki ilişki teşkil ettiğini, Türk Borçlar Kanunu 504 vd. maddelerinde, müvekkilin vekile duyduğu güven doğrultusunda menfaatlerini korumak amacıyla, vekilin talimata uygun ifa, sadakat ve özen yükümlülüklerinin bulunduğu hükmünü getirdiğini, vekilin sadakat ve özen yükümlülüklerine rağmen, müvekkilini zarara uğratma kastıyla hareket ederek vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan yetkilerini kendisinin veya üçüncü bir kişinin yararına ya da salt müvekkilinin zararına olacak şekilde kullanarak müvekkilini zarara uğratması halinde müvekkilin uğradığı zararının tazmin edilmesi ve vekilin üçüncü kişilerle gerçekleştirdiği işlemlerin müvekkil açısından bağlayıcılığının bulunmaması gerektiğini, vekaletnamede verilen yetki aşılarak düzenlendiğini, müvekkilinin borçsuzluğuna dair idda ve delilleri üzerinde yetince durulmadan eksik inceleme ve araştırmayla karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; 31.12.2008 tarihli vekaletnamede dava dışı ihbar olunan …’e açıkça kambiyo senedi (bono) düzenleme yetkisinin tanınıp tanınmadığı, burada varılacak sonuca göre vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak davacıya zarar verme kastıyla hareketle senet düzenleyip düzenlemediği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, icra takibine konu edilen bonoyu vekaleten düzenleyen vekilin , davacıyı kambiyo taahhüdü altına sokmaya yetkili olmadığı gibi vekalet görevinin kötüye kullanılarak düzenlendiği iddiasına dayalı, menfi tespit ve senet iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle ispat yükü kendi üzerinde olan davacının davaya konu bononun davalıya vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak vekalet yetkisini de aşarak düzenlenip düzenlenmediği ve borçlu olmadığını usulüne uygun delillerle ispat edememiş olmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden davacı vekilin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40TL harcın istinaf eden dava.. alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….KTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”