Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/649 E. 2022/561 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2018
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin inşaat malzemeleri satışı yaptığını, davalı şirketin Bolu’da üstlendiği inşaat işlerinde kullanmak için müvekkilinden malzeme satın aldığını, müvekkili tarafından düzenlenen 26.12.2014 tarihli fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine yapılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürüp, Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2015/13477 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında cari hesap sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme uyarınca süregelen bir ticaretin söz konusu olduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde müvekkili şirket tarafından davacı firmaya bir takım mallar satıldığını, davacı tarafından nakit, çek vb. şekilde ödeme yapıldığını yahut davacıdan mal satın alındığını, tarafların ticari defter ve belgeler incelendiğinde de bu durumun açıkça görülebileceğini, davacının cari hesap ilişkisi içinde yer alan bir faturayı seçerek takip başlattığını, davacı tarafından keşide edilerek müvekkiline verilen 3 adet toplam 100.000,00 TL bedelli çeklerin ödenmemesi nedeniyle, çeklerin tahsil edilmesi için Bolu 3. İcra Müdürlüğünün 2015/2815 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin dikkate alınması gerektiğini bildirerek, davanın reddine ve davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davalı icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisine itiraz etmiş olup, TBK 89/1 maddesi ve HMK 10. madde uyarınca, davanın para alacağına ilişkin bulunması nedeniyle alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri icra müdürlüğünün ve mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından davalının yetki itirazının yerinde görülmediği, davacının fatura alacağına dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının cari hesap sözleşmesi bulunduğunu iddia ettiği, ancak yazılı cari hesap sözleşmesinin ibraz edilmediği, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, icra takibine konu faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerine göre 103.051,65 TL borçlu olduğu, davacının ise 358.322,80 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde yer alan bir kısım ödemelerin davacı ticari defterlerinde yer almadığı, dosyaya sunulan ödeme belgeleri de dikkate alınmak suretiyle ve davalıya verilen ve ödenmeyen 100.000,00 TL bedelli 3 adet çek miktarı mahsup edildiğinde davacının davalıdan 171.401,65 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, her ne kadar davalı davacıya yapılan toplam 168.945,00 TL ödemenin dikkate alınmadığını savunmuş ise de şirket adına yapılmayan şirket ortağının şahsen yaptığı ödemelerin dikkate alınamayacağı, bu ödemelerin kötü ödeme niteliğinde olduğu, aynı doğrultuda Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 19/06/2017 Tarih, 2016/9662 Esas, 2017/5105 Karar sayılı ilamının bulunduğu, davalı şirket tarafından davacıya yapılan 20.000,00 TL ödeme dikkate alındığında davalının borcunun 151.401,65 TL olduğu, takipte talep edilen miktarın ise 148.087,64 TL olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile faturaya dayalı alacağın likid olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulüne, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, 148.087,64 TL asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından; Bolu İcra Dairesi Ve Mahkemesinin yetkili olduğu, taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında davacı tarafından müvekkili şirketten bir takım mallar alındığı, davacı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine konu edilen faturanın taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında yer aldığı, davacı tarafından bu faturanın seçilip icra takibine konu edildiği, sanki müvekkilinin davacıya borçlu gibi gösterilmeye çalışıldığı, yapılacak inceleme neticesinde davacının kötüniyetli ve haksız bir şekilde müvekkili aleyhine icra takibi başlattığı, haksız kazanç sağlama amacıyla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu hususunun açıkça görüleceği beyan edilerek haksız davanın reddinin talep edildiği, Yerel Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkili şirket tarafından ve şirket ortağı olan … tarafından davacı şirket hesabına yapılan bir kısım ödemelerin bilirkişi tarafından dikkate alınmadığı, nitekim hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkili şirket hesabından davacı şirket hesabına yapılan 15.01.2014 tarihli ve 20.000,00-TL tutarlı ödemenin dikkate alınmadığı, yine müvekkili şirket ortağı olan … tarafından davacı şirketin … … Bankası nezdindeki hesabına, muhtelif tarihlerde yapılan toplamda 168.945,00-TL tutarındaki ödeme bilirkişi raporunda dikkate alınmadığı, davanın reddi gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava ve takibe konu borcun kapsam ve miktarı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, fatura alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali isteğine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2015/13477Esas sayılı takip dosyasında, 26.06.2015 tarihinde davacı … Şirketi tarafından davalı borçlu aleyhine faturaya dayalı olarak 148.087,64 TL asıl alacağın tahsili için 26.06.2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, Ankara 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/781 Esas sayılı dava dosyasında ödeme emrinin iptaline karar verildiği, bu karar üzerine davalı borçluya tekrar ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçlunun süresinde icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiği, takibe konu faturanın 26.12.2014 tarihli 148.087,64 TL bedelli açık fatura olduğu görülmüştür.
Davalı her ne kadar yetki itirazında bulunmuşsa da davalı tarafça davacı ile aralarındaki alım satıma dair sözleşmenin kabul edildiği gözetildiğinde, TBK 89/1 ve HMK 10.madde gereğince mahkemece yetki itirazının reddi doğru olmuştur.
Diğer taraftan esasa ilişkin olarak da mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.115,87 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.528,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.586,91‬ TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 21/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”