Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/460 E. 2022/282 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/460 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/282

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2019
ESAS-KARAR NO : 2016/111 E 2019/17 K

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün 2012/2214 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetleri dayanak yapılarak icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalı şirket ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını, senet keşidecisi olan …’tan da herhangi bir sebeple alacaklı olmadığını, alacağın ciro yolu ile de temlik edilmesinin mümkün olmadığını, davalı ile senet keşidecisi olan …’ın kendi iş yerini kullanıyor olabileceğini, senetlerde boş olan alacaklı hanesine müvekkilinin isminin yazılarak arkasına kendi kaşe ve imzasının taklit edilerek bu şekle dönüştürülüğünü, konu ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkilinin ne senet üzerindeki yazılarda ne de arkadaki ciro kısmında yazı ve imzasının bulunmadığını, müvekkilinin evinin haczedildiğini belirterek, öncelikle tedbiren takibin durdurulmasına, haksız ve dayanaksız takibin iptaline haksız takip nedeniyle tazminata ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkilinin muavin defter kayıtlarına göre faturalarda da belirtildiği üzere davalının müvekkili şirketten 2011 yılında 76.211,42 TL lik demir profil aldığını, buna karşılık çekler ve senetler verdiğini, dava konusu 3 adet senedin protesto olduğunu, bunun üzerine ödenmeyen bonolar için icra takibi yapıldığını, davacıyla defalarca borcun ödenmesi konusunda görüşüldüğünü ve hacze gidildiğini, ancak her seferinde borcunu ödeyeceğini beyan ederek süre talep ettiğini, hacizli taşınmazın kıymet takdiri yapıldığını, evin satışını önlemek amacı ile şikayette bulunup, dava açtığını, takibe dayanak bonoların sonradan doldurulması, kaşe yaptırılıp basılması ve imza taklidinin söz konusu olmadığını, senette imzaları bulunan … … ile davacının enişte – kayın yani akraba olduklarını, davaya ve takibe konu edilen her üç senetteki imzanın … …’a ait imzaların ve haciz tutanağındaki imzaların birbirine benzemediğinin fark edildiğini, davacının ve ortağının kötü niyetli olduğunu, borçlarını ödememek için bonoyu verirken planlı olarak bu şekilde hareket ettiklerin belirterek davanın reddi ile tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, Kayseri 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/226 Esas 2013/215 Karar sayılı dava dosyası içeriği ile İstanbul Adli Tıp kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesinin 31/10/2018 tarihli raporu da, dikkate alındığında, takibe konu edilen senetlerde yer alan 1. ciro imzası ile davacı …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği, senetlerin üzerindeki imzanın davacı …’ın eli ürünü olmadığı ve davacının imzasını taşımayan senetlerden dolayı sorumlu tutulamayacağı sonucuna varıldığı, davalı vekili dilekçelerinde taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu ve bunun faturalandırıldığını, faturaların davacı tarafından onaylandığını, davalının davacıdan alacaklı olduğunu iddia ettiği, davacının davalıdan alacağı varsa bile bu imzası davacının el ürünü olmadığı tespit edilen bonolara dayanarak, davacı hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapma hakkı vermeyeceği, davalının faturadan dolayı alacağı varsa da bu davanın konusu olmadığı, bu davanın esasına da etkili olmadığı, o nedenle de bu yönlerden araştırma yapılmasına HMK’nun 30. maddesi hükmü uyarınca gerek görülmediği, takibe dayanak bonolarda davacı adına atfen atılı imzalar ile senetlerin davalıya ciro edildiği, davalı savunmalarında dava konusu senetlerin kendisine imzalı olarak geldiğini ileri sürmüşse de bunu ispat edici delil bulunmadığı, bu senetlere dayanarak davacı hakkında icra takibi başlatan davalının, senetler üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu bildirilerek davacının davasının KABULÜ ile takip dosyasına dayanak yapılan bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, hüküm kesinleştiğinde davacı aleyhine devam eden icra takibinin iptaline, İİK’nin 72/5. maddesi gereğince icra takip tarihi dikkate alınarak davacı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili; Davacı tarafın icra takibi nedeniyle 2012 yılı içerisinde Nisan, Haziran, Eylül aylarında borçluya hacze gidilmiş olup defaten bu borcu ödeyeceğini belirtmiş olmasına rağmen ve bu süreçte imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin tek bir beyanı olmamasına rağmen dosyaya ödeme yapmadığı, haciz tutanaklarından 19.09.2012 tarihli olanında borcu ödeyeceğine dair beyanlar mevcut olup borcu ikrar niteliği taşıması hasebiyle kesin delil olduğu, davacı tarafça iddia edildiği gibi kaşeleme işlemi sonradan yapılmadığı, senetlerin bilirkişi vasıtasıyla incelenmesi neticesinde kaşenin senet tarihinden sonra mı önce mi atıldığı açığa çıkacak olmasına rağmen Yerel Mahkemece bu talebinin değerlendirilmediği, ticaret hayatında binlerce kıymetle evrak tedavül etmektedir. Her tacir senet üzerindeki imzanın kime ait olduğunu araştırmakla yükümlü görülmemesi gerektiği, zaten davaya konu olan senetlerin sahibi … ile eniştesi … …’ın işyerlerinin aynı çatı altında olup aralarında devir ilişkisi bulunduğunu, … … … isimli firmasının borçlarından dolayı kapatıp …’la beraber … … adlı işyerini açtıkları, bu kişiler ve firmalar arasında organik bağ bulunduğu, ceza dosyasında kanun yararına bozma talep ettiklerini, kötüniyet tazminatının da kaldırılması gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davaya konu senetten dolayı davacının sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Kayseri 7. İcra Müdürlüğü 2012/2214 E. sayılı dosyasında davalı şirket tarafından davacı ve … … aleyhine 27.03.2012 tarihinde dava konusu senetlere dayalı kambiyo takibi yapıldığı, dosyanın haciz aşamasında olduğu; davaya konu senetlerin … … keşideci-borçlu, … lehdar olup … … kaşe ve imzası ile davalı şirkete ciro edildikleri görülmüştür.
Davacı tarafından daha evvel aynı senetlere ve aynı icra dosyasına dayalı olarak Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde menfi tespit talebinde bulunulduğu, sahtecilik hukuksal nedenine dayanıldığı, Mahkemece Ağır Ceza Mahkemesi’nde alınan bilirkişi raporu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verildiği Yargıtay tarafından temyiz üzerine adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınarak hüküm kurulması gerektiği belirtilerek kararın bozulduğu mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de davacı tarafça takip edilmeyen davanın 02.10.2015 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verilmiş olduğu belirtilerek eldeki dava açılmıştır.
Somut olayda mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporunda tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede senetlerde yer alan 1. ciro imzası ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği belirlenmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 543,51 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 135,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 407,64 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 07/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”