Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2422 E. 2022/663 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2422 – 2022/663

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/2422 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/663
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/423 E 2019/735 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin “…” markası altında jetonlu çocuk oyun makinelerini imal edip sattığını, davalı ile yapılan satış sözleşmesi gereğince imal edilen oyun makinelerinin davalıya gönderildiğini, ödemelerin kısmen nakit ve senetle alındığını, makinelerin teslimine rağmen ödemelerin tam yapılmadığını, davalı ile 30/07/2012 tarihinde bir araya gelerek belge düzenlediklerini, 30/09/2012 tarihi itibariyle 110.000 USD borç kaldığını, davalının, 115.000 USD olarak dört taksitle ödemeyi kabul ettiğini, davalıya, Ankara 65. Noterliğinin 03/10/2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesine rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle Antalya 10. İcra Müdürlüğünün 2013/9648 E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini ve davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürüp, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasında ticarî ilişki bulunmadığını, oyun makinelerinin davacının yetkilisi olduğu şirket tarafından davalının yetkilisi olduğu şirkete satıldığını, davacı ile davalı arasında ilişki bulunmadığından husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin davacının yetkilisi olduğu şirkete belge düzenlenmesi tarihindeki borcunun 110.000 USD ile vade farkı olan 5.000 USD olarak belirlendiğini, müvekkilinin, taraflarca mutabık kalınan 115.000 USD borcunun ödemesinin ise belgede belirtilen tarihlerde sözleşmede imzası bulunan … tarafından yapılacağını, davalının da bu ödeme nedeniyle …’a makineleri teslim edeceğini, müvekkilinin anlaşma gereğince makineleri …’a devir ve teslim ettiğini, …’ın da belgede bahsi geçen tarihlerde bono tanzim ederek davacıya verdiğini, müvekkilinin, borcun nakli sözleşmesi gereğince makineleri teslim ederek borçtan kurtulduğunu bildirerek, davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece,taraflar arasında düzenlenen 30/07/2012 tarihli belgede imzaya itiraz olmadığı, belgede; “borçlu …”, “alacaklı …” yazılı olduğu, belgenin, yanlar arasında ticarî ilişki bulunduğunu gösterdiği, taraflar arasında ticarî ilişki bulunduğundan; İİK m.50,f.1 atfıyla HMK m.89, f.1, b.1 uyarınca mahkemenin yetkili olup koşulları bulunmayan yetki itirazının reddedildiği, davalı borçlu, makine satımının tarafların temsil ettikleri şirketler arasında yapıldığını ve bu nedenle husumet oluşmadığını savunduğu, davacının, davalıya, Ankara 65. Noterliğinin 03/10/2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini göndererek 110.000 USD borcun ödenmesini ihtar ettiği, icra takip dosyası dayanağının bu ihtarname olup, davacı vekilinin, görevsiz mahkemede de 10/11/2015 tarihli oturumda “… Şirketleri temsilen ancak kendi isimleri yazılmak suretiyle yapılmış olan sözleşmeye ilişkin olarak ödenmemiş borç sebebiyle davalı hakkında yapmış olduğumuz takibe davalı itiraz etmiştir…” dediği, dolayısıyla, icra takip dosyası kapsamı, dayanak ihtarname dikkate alındığında, davalıdan olan alacak iddiası sebebiyle takibe geçildiği, bu sebeple, husumet ehliyeti yönünden eksiklik olmadığı, davalı borçlunun, 30/07/2012 tarihli belgeyi kabul ettiği, imzaya itiraz olmadığı, davalının, belgede ismi yazılı olan …’a borcun naklinin gerçekleştiğini savunduğu, dış üstlenme sözleşmesinin düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Yasası’nın 196’ncı maddesinde borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşmeyle olur, denildiği, dolayısıyla borcun dış üstlenmesi (naklinden) söz edebilmek için borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılmış sözleşmenin varlığını gerektirdiği, halbuki dosyada bu tür bir sözleşme bulunmadığı, davalının sözünü ettiği 30/07/2012 tarihli belgenin bu manada bir borcun nakli mahiyetinde olmadığı, davalının cevap dilekçesinde 110.000 USD borç ve 5.000 USD vade farkı konusunda mutabakattan söz ettiği, dolayısıyla, 30/07/2012 tarihli belgenin aksine bu borcun davalı borçlu tarafından ödendiği yasal ve yazılı belgelerle ispatlanamadığı, uyuşmazlığın ihtarnameden ve 30/07/2012 tarihli belgeden kaynaklanmakta olup, ‘likit’ olduğundan, davacının icra inkâr tazminatı talebi yerinde görüldüğü belirtilerek;
-Davanın kabulü ile davalının, Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2013/9648 E. sayılı takip dosyasında itirazının 110.000,00 USD alacak üzerinden iptaline ve takibin, takip koşulları ile devamına,
-Hükmedilen alacağın (110.000 USDx1.9803 TL=) 217.833,00 TL’nin %20’si üzerinden hesap edilen 43.566,60 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından; Öncelikle davanın, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, müvekkili davalı ile davacı arasında herhangi bir akdi ilişkinin bulunmadığı, … İnş. Enerji Turz. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. ile müvekkil davacının yetkilisi olduğu … Elektronik Turz. İth. İhr. İnş. San. Ltd. Şti. arasında ticari ilişkinin olduğu belirtildiği ve akdi ilişkinin başından itibaren inkar edildiği, hem davacının aktif husumetine, hem de müvekkili davalı yönünden husumete itiraz edildiği, dosyaya sunulan 30.07.2012 tarihli belgenin, borcun nakli belgesi olduğu, …’ın, bu belgede imzası bulunduğu, ayrıca …, bu belgedeki borç karşılığında, belirtilen vade tarihlerine uygun bir şekilde, bono tanzim ederek, davacıya teslim etmiş ve borcu üstlendiği, karşılığında da müvekkili davalıdan makineleri teslim aldığı, nitekim belgedeki “makine anlaşılması durumunda aşağıdaki vadelerde 115.000 USD olarak hesap görülecektir.” şeklindeki ifade ile bu anlaşma anlatılmak istenmiş ve borcun … tarafından üstlenildiğinin açıkça belirtildiği, bu takip sonrasında, borçlu … ile davacının vekili tarafından, 29.03.2013 tarihli belge tanzim edilmiş, 3.500 TL tahsil edilmiş, kalan alacak için de ayrıca iki adet bono tanzim edilerek teslim edildiği, bütün bunların, borcun … tarafından üstlenildiğinin ve belgenin de borcun nakli sözleşmesi olduğunun kanıtı olduğu, borcu üstlenenle alacaklı arasında yapılmış sözleşmenin bulunmadığına dair mahkeme gerekçesini hatalı olduğu bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava ve takibe konu borcun kapsam ve miktarı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satıma dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından … İnşaat Limited Şirketi ortaklarından …’ın 10 yıl süreyle 16.01.2004 tarihli karara göre yetkili kılındığı 18.07.2012 tarihli kararla müdürlük görevinin iptal edildiği 10 yıl süreyle … adlı kişinin yetkili kılındığı; Tasfiye halinde …Limited Şirketi’nin 10.03.2008 tarihinde tescili yapılan ana sözleşmesine göre ilk 10 yıl için …’ in şirket müdürü olarak seçildiği münferiden temsile ve imzaya yetkili kılındığı, 07.10.2010 tarihinde tescili yapılan 06.10.2010 tarih 2 nolu ortaklar kurulu kararına göre tasfiyeye geçilmesine karar verildiği tasfiye memuru olarak …’n atandığı 15.11. 2011 tarihinde terkin edilerek kaydının silindiği bildirilmiştir .
Davaya konu Antalya 10. İcra Müdürlüğünün 2013/9648 E. sayılı takip dosyasında; davacı … tarafından davalı … aleyhinde 110.000 USD alacak için 24.10.2013 tarihli … yevmiyeli 03.10.2013 tarihli ihtarnamesi dayanak gösterilerek 25.10.2013 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalı tarafından borcu olmadığına dair itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkeme gerekçesi ve hüküm fıkrasında icra dairesi sehven “Ankara” olarak yazılmışsa da bu yazım hatasının her zaman düzeltilmesi olanaklıdır.
Takibe dayanak gösterilen 03.10.2013 tarihli ihtarnamede; Davacı … tarafından davalı …’e aralarında akdettikleri 30.07.2012 günlü protokol uyarınca şahsına 110.000 dolar borcu bulunduğu belirtilerek borcun ödenmesi istenmiştir.
İhtarnameye konu 30.07.2012 günlü belgede ise; …’in …’a 30.09.2012 tarihi itibariyle 110.000 dolar borcu bulunduğu, makine anlaşılması durumunda aşağıdaki vadelerde 115.000 dolar olarak 30.06.2013, 30.07.2013, 30.08.2013 ve 30.09.2013 tarihinde ödeneceği belirtilip taraflarca ve dava dışı … tarafından imzalanmıştır.
Davalı taraf davacı ile davalı arasında 30.07.2012 tarihli belge düzenlendiği belgede …’ın da imzasının bulunduğu, bu belgenin borcun nakli sözleşmesi olarak değerlendirilerek anlaşma gereğince makineleri …’a devir ve teslim ettiğini …’ın da belgede geçen tarihlerde bono düzenleyerek davacıya verdiğini müvekkilinin borcun nakli sözleşmesi gereğince makineleri teslim ederek borçtan kurtulduğunu savunmuştur.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle borcun naklinden söz edebilmek için borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılmış sözleşme gerektiği, 30/07/2012 tarihli belgenin bu kapsamda borcun nakli mahiyetinde olmadığı, davalı taraf cevap dilekçesinde makineleri teslim aldığını dava dışı …’a teslim ettiğini ödemenin adı geçen tarafından yapılacağını iddia etmişse de bu hususu kanıtlayamadığı gibi borcun ödendiğini de kanıtlayamamış olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu Genel Tebliği eki (1) sayılı tarifenin A-III-1-e uyarınca işin esası ile ilgili olduğundan alınması gereken 14.944,04 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.736,01‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 11.208,03‬ TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 13/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”