Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2402 E. 2022/968 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/2402 ( KABUL- DÜZELTEREK YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2022/968 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2019
ESAS-KARAR NO : 2016/838 E- 2019/712 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
BİRLEŞEN ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2016/868 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVACI :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Asıl davada davacı vekili, davacının eşi …’a ait 5 nolu parsel sayılı taşınmazın satışı için davalılardan … ile pazarlık yapıldığını, 290.000,0TL fiyatta anlaştıklarını satış yapılmadan önce 47.000,0TL ve 180.000,0TL tutarında 2 adet teminat senedi verdiğini, bu senetlerin satış gerçekleştiğinde iade edileceğini, bu taşınmazın daha sonra …‘ın kızı davalı … adına tescil edildiğini, satış gerçekleştiğinde teminat olarak verilen senetlerden 180.000,0TL olan senedin iade edildiğini kalan 47.000,0TL tutarındaki seneti yanında olmadığını belirterek protokol şeklinde ibraname vereceğini bildirerek iade etmediğini, daha sonra … adlı davalının iade edilmeyen senet üzerine kendi ismini yazarak senedi Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2016/ 19903 esas sayılı dosyası ile icraya verdiğini, … isimli kişiyi tanımadığını ticareti olmadığını bu hususta savcılığa suç duyurusunda bulunacağını, iade edilen senet üzerinde de görüleceği üzere tanzim ve vade kısımları boş olarak bu senedin verildiğini, sonradan davalı …’ın adı yazılarak icraya verildiğini, hatta kalan parayı dahi alamadığı gibi teminat olarak verilen bu senedin icraya konulduğunu ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespiti, icraya konu senedin iptali ile davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili; Almanya’da yaşadığını, arsa yatırımı yapmak için akrabası …’a yetki verdiğini,…’ın da davacıdan arsa satın almak üzere peşinat olarak davalıya para verdiğinin, davalının davacıya vermeyi taahhüt ettiği arsayı vermediğini, sadece dosyada davalı olarak gösterdiği …’e kararlaştırılan arsadan başka daha küçük bir arsanın satışını verdiği, davalı adına peşinat olarak verilen yaklaşık 13.600,00 Euroya karşılık davacı adına dava konusu senedin verildiğini, senet bedeli ödenmeyince icraya konulduğunun davalının iyi niyetli lehdar hamil olarak alacağının talep edebileceğini, davanın reddini ve alacağın %20 sinden az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
Davacı yan, asıl davadaki iddiaları tekrarlayarak davalı … kızı … üzerine tapu kaydı oluşturulduktan sonra teminat olarak alınan 4 adet senetten 47.000 TL, 5900 TL, 5900 TL ve 4720 TL tutarındaki senetlerin yanında olmadığından bahisle iade edilmediğini yine ibra yazısı verildiğini daha sonra …, … ve … isimli şahısların iade edilmeyen senetler üzerine isimlerini yazarak hile yoluyla Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2016/ 19903 esas, Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2016/ 20820 esas ve 20821 esas sayılı dosyaları üzerinden takibe konulduğunu … dışındaki şahısları tanımadığını, herhangi bir ticaretinin olmadığını senetlerin boş olarak verildiğini üzerlerinin bu şekilde sonradan doldurulduğunu ileri sürerek davalılara borçlu olmadığının tespitine icraya konu senetlerin iptaline, Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2016/ 20820 esas ve 20 821 esas sayılı dosyalarına konu takiplerin durdurulması için tedbir kararı verilmesi ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar …, …, … ve … vekili, husumet itirazında bulunduklarını, belirtilen icra dosyalarında ilgisi olmayanların da taraf gösterildiğini, davacının Ankara Gölbaşı’nda emlakçılık yaptığını davalılara taşınmazlardan satış yapmak üzere para aldığını davalıların yakın akraba ve arkadaş oldukları davacının peşin olarak aldığı paraya karşılık da sadece 9 parsel sayılı eşine ait taşınmaz hisselerini davalı … adına satışını yaptığını aynı taşınmazdaki diğer hissedarlara ait hisseleri de toparlayarak satacağını beyan ederek vekillerinden başkaca paralar da aldığını ancak eşinin hissesi dışındaki hisselerin satışını gerçekleştiremediğini hatta o paydaşların başka inşaat şirketine sattıklarını, böylece avans olarak verilen paralara karşılık dava konusu senetlerin alındığını, senetlerden sadece bir tanesinin …’a ödendiğini ve karşılığında yazılı belge verildiğini diğer senetler ödenmeyince de takibe konulduğunu, hamile karşı bu iddiaların ileri sürülemeyeceğini bildirerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, “tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde davacı tarafından dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan tam okunaklı olmayan “senetler sözleşmesi protokol” başlıklı belgede “borçlusu …, alacaklısı … 47.000,00-TL olan 6.500,00-TL senet bedeli alındı. Senetler iade edilecek. Bulunmazsa geçirsizdir. Hiçbir alacağım yoktur. 17/06/2016 … İmza, yer aldığı davacının 27/04/2017 tarihli duruşmada ” ben daha önceden tanıdığım …’ndan Ekim 2015 tarihlerinde faizle 20.000 TL borç para aldım, karşılığında …’na senet verdim, ancak faiz oranları yüksek olduğundan borç katlanarak gitti, vadesinde de ödeyemediğim için … benden dava dilekçesinde bahsettiğim 120.000TL bedelli ve 4.720TL bedelli senetleri peyderpey verdim. Keza daha önceden tanıdığım davalı …’tan da yine faizle 30.000,0TL borç para aldım karşılığında da senet verdim faiz oranları yüksek olduğu için senetleri vadesinde ödeyemedim, bunun üzerine davalı …’a dava dilekçelerinde bahsettiğim 47.000 TL + 180.000 TL + 5.900 TL + 5.900 TL’lik senetleri verdim. Borç katlanarak büyüdüğü için … İlçesi … Mah. … ada … parselde kayıtlı taşınmazdaki eşime ait 1/7 hisseyi tapuda 2016 yılı içerisinde …’ın kızı …’e devrettim, bu devir karşılığında senetlerimi geri istedim, davalı … elinde olan 180.000 TL’lik senedi iade etti, diğer senetlerin yanında olmadığını beyan edip 17.06.2016 tarihli adi yazılı belgeyi düzenleyip verdi, …’da tapu devrine karşılık elindeki 120.000 TL’lik senedi … aracılığıyla iade etti. …’nun elinde bulunan diğer senetleri de kaybettiğini beyan edip iade etmedi. … elinde olanları senetleri iade edeceğine dair bana söz verdi ancak iade etmedi. Senetlerden 47.000 TL’lik olanı daha önce tanımadığım … tarafından icra takibine konulmuştur. İade edilmeyip davalı … ve … elinde olan diğer senetlerde alacaklılar … Ve … tarafından takibe konulmuştur. Eşime ait arsanın devrettiğim hisse tüm borcumu karşıladığı gibi davalılardan da alacaklı duruma geçtim, bu nedenle borçlu değilim” beyanında bulunduğu, yine aynı duruşmada, davalı asil … “davacı emlakçılık yapar, davacının eşinin 1/7 hisse sahibi olduğu … ada … parsel sayılı taşınmazdan 1/7 + 1/7 olmak üzere 2 hisse alma konusunda pazarlık yaptık, hisse bedeli 270.000 TL olmak üzere anlaşma sağlandı. Ben ve … 1 adet hisseyi birlikte ortak olarak iktisap edecektik diğer hisse ise … tarafından iktisap edilecek idi. Bu çerçevede daha sonra davacının taleplerini de kabul ederek … ve ben toplam 180.000 TL + 120.000 TL = 300.000 TL olmak üzere 1 hisse bedeli olarak davalıya ödeme yaptık. Karşılığında da senet aldık bilahare tapuda davacının eşine ait olan pay … adına tescil edilince bu senetleri iade ettik. Davalılardan …’da 47.000 TL ödeme yaptı. Karşılığında 27.07.2016 vade tarihli senedi aldı. Ayrıca satışı vaat olan diğer paylar için de kızım …’den aldığım 5.900 + 5.900 olmak üzere toplam 11.800 TL’lik tutarı da davacıya elden verdim. Karşılığında 20.08.2016 ve 10.09.2016 vade tarihli 2 adet senedi aldım. Bu senetler kızım tarafından takibe konu edilmiştir, ayrıca diğer davalı …’da duyduğum kadarıyla davacıya haricen 4.720,0TL borç para verip karşılığında 20.07.2016 vade tarihli senet almıştır.” şeklinde beyanda bulunduğu, Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/620 esas sayılı dosyasında, diğer davalı …’nun, kendisi aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasında verdiği cevap dilekçesi ile kendisi, … ve Almanya’da işçi olan yeğenleri ile birlikte emlakçılık yapan davacıdan arsa almak için anlaştıklarını, 7 hissenin de tamamını almayı kararlaştırdıklarını, her bir hisse fiyatının 230.000,00-TL olduğu, davacıya kapora vermeye başladıklarını, davacının sözünü yerine getirmediğini, ancak iki hisse devredebileceğini beyan ettiği, hisse fiyatının 270.000,00-TL’ye çıkarttığını, daha sonra 120.000,00-TL ve 180.000,00-TL’lik senetleri yırtarak aslında 300.000,00-TL’ye çıkarttığını, bir hisseyi devrettiğini, ancak ikinci hissenin devrine yanaşmadığının, kendi 180.000,00-TL’sini ödemesi halinde arsayı …’na devretmeye hazır olduğunu beyan ettiği; Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/620 esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali davasına konu Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/20067 esas sayılı icra takibinde …’nun … ve … aleyhine … Mahallesi … ada, … parsel arsa ortak alımı için ödenen paranın iadesi talebi ile 120.000,00-TL üzerinden icra takibi başlattığı ve …’ın itirazı ile takibin durduğu, takip tarihinin 31/10/2017, bu davanın açılış tarihinin ise 25/10/2016 olduğu, dava konusu … ada, … parsel sayılı taşınmazda … adına kayıtlı 1/7 hissenin 13/06/2016 tarihinde satış ile …’e geçtiği, ardında 16/06/2016 tarihinde, … tarafından babası …’a devredildiği, 25/10/2016’da da Mahmut Tuna adlı şahsa devredildiği, dosyaya sunulan bilirkişi raporu değerlendirildiğinde Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün, 2016/19903 esas sayılı dosyası yönünden davalı …’a 47.000,00-TL’lik bono yönünden borçlu olmadığını ispatlayamadığı, birleşen dava yönünden ise davacının Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2016/20820 esas sayılı dosyası yönünden davalı … ‘e 5.900,00’er TL’lik iki bono yönünden menfi tespit talebinde bulunabileceği, Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20821 esas sayılı dosyası yönünden davalı … yönünden davacının 4.720,00-TL’lik borç ödemesi yaptığını ispatlar bir delil bulunmadığı, takipte 1.180,00-TL asıl alacak, 38,37-TL işlemiş faiz ve 3,54-TL komisyon fazlalığı olduğu, bu alacaklar üzerinden menfi tespit talebinde bulunabileceği anlaşılmış olup, 2016/838 esas sayılı dosyalarında, davacının Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/19903 esas sayılı dosyasında, 20/04/2016 keşide tarihli 20/07/2016 vade tarihli, 47.000,00 TL bedelli senede yönelik olarak yapılan takipte, davalı … yönünden borçlu olmadığının tespitine yönelik davasının reddine, davacının tazminat talebinin reddine, Davalıların tazminat talebinin reddine, diğer davalılar … ve … yönünden açılan davanın pasif husumete ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114 ve 115 maddeleri gereğince usulden reddine; birleşen Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/868 esas, 2016/547 karar sayılı dosyasında, davacının 20/04/2016 düzenleme ve 20/08/2016 vade tarihli 5.900,00 TL bedelli ve 20/04/2016 düzenleme ve 10/09/2016 vade tarihli 5.900,00 TL bedelli senetlere ilişkin olarak yapılan Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20820 esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibi sebebiyle davalı … yönünden borçlu bulunmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine, davalıların tazminat talebinin reddine, diğer davalılar …, … ve … yönünden açılan davanın pasif husumete ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114 ve 115 maddeleri gereğince usulden reddine, davacının Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20821 esas sayılı dosyasında 20/04/2016 düzenleme ve 20/07/2016 vade tarihli 4.720,00 TL bedelli senede yönelik olarak yapılan takipte, davalı … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, 1.180,00 TL asıl alacak, 38,37 TL işlemiş faiz, 3,54 TL komisyon bedeli kadar borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine, davalıların tazminat talebinin reddine, diğer davalılar …, …, … yönünden açılan davanın pasif husumete ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114 ve 115 maddeleri gereğince usulden reddi gerektiği belirtilerek;
-Mahkemenin 2016/838 esas sayılı dosyasında, davacının Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/19903 esas sayılı dosyasında, 20/04/2016 keşide tarihli 20/07/2016 vade tarihli, 47.000,00 TL bedelli senede yönelik olarak yapılan takipte, davalı … yönünden borçlu olmadığının tespitine yönelik davasının reddine, Davacının tazminat talebinin reddine, Davalıların tazminat talebinin reddine, diğer davalılar … ve … yönünden açılan davanın pasif husumete ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114 ve 115 maddeleri gereğince usulden reddine,
– Birleşen Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/868 esas, 2016/547 karar sayılı dosyasında, davacının 20/04/2016 düzenleme ve 20/08/2016 vade tarihli 5.900,00 TL bedelli ve 20/04/2016 düzenleme ve 10/09/2016 vade tarihli 5.900,00 TL bedelli senetlere ilişkin olarak yapılan Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20820 esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibi sebebiyle davalı … yönünden borçlu bulunmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine, davalıların tazminat talebinin reddine, diğer davalılar …, … ve … yönünden açılan davanın pasif husumete ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114 ve 115 maddeleri gereğince usulden reddine, davacının Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20821 esas sayılı dosyasında 20/04/2016 düzenleme ve 20/07/2016 vade tarihli 4.720,00 TL bedelli senede yönelik olarak yapılan takipte, davalı … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, 1.180,00 TL asıl alacak, 38,37 TL işlemiş faiz, 3,54 TL komisyon bedeli kadar borçlu olmadığının tespitine, Davacının tazminat talebinin reddine, Davalıların tazminat talebinin reddine, diğer davalılar …, …, … yönünden açılan davanın pasif husumete ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114 ve 115 maddeleri gereğince usulden reddine, Fazlaya ilişkin istemlerin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran;
1-Davacı vekili istinaf kanun yoluna; Davanın reddine ilişkin kısımlar yönünden istinaf isteminde bulunmuş olup, davalıların gerek asıl davada gerekse birleşen davadaki beyanları, savcılık aşamasındaki ifadeleri ve bu davanın davalıları arasında görülmekte olan Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2017/620 sayılı dosyasındaki beyanlarından anlaşılacağı üzere, davalıların ortaklaşa gayrimenkul alımı için anlaştıkları, anlaşma doğrultusunda kendi aralarından temsilci olarak belirledikleri davalı …’a para verdikleri, davalı …’ın müvekkilin eşi …’a ait … Mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazdaki hissenin satın alınması amacıyla müvekkille görüştüğü, bunun dışında diğer davalıların hiçbirinin müvekkille bir görüşmesinin, ticaretinin ve alış verişinin olmadığı, varılan anlaşma kapsamında söz konusu taşınmazın davalı …’ın kızı davalı … ‘e devredildiğinin sabit olduğu, kendisine iade edilmeyince davalı …’tan 17.06.2016 tarihli ibranameyi aldığı, müvekkilinin diğer davalılarla bir tanışıklığı bir alışverişi olmadığı, zaten tüm beyanlardan da anlaşılacağı üzere diğer davalıların da müvekkiline para vermediği, arsa alması için …’a para verdiklerinin görüldüğü, davalı …, söz konusu taşınmazın tapusunu kızı üzerine aldığı için diğer davalıların müvekkilinden hak iddia ettiği, bu olayda müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi, müvekkili eşi adına kayıtlı taşınmazın tapusunu devretmek suretiyle kendi edimini yerine getirdiği, ayrıca, davalı …, davalı …’a verdiği paradan kaynaklanan alacağını tahsil etmek için müvekkilinin …’a verdiği senedi icra takibine koyduğu, aynı zamanda …’a verdiği aynı para için … aleyhine ayrı bir icra takibi daha yaptığı, bu durumda iki dosyadan alacağının tahsil edildiği düşünülürse davalı …’nun aynı parayı iki kez tahsil etmiş olacağı açıktır. Davalı …’nun davalı …’a karşı icra takibi yapmasının parayı müvekkiline değil davalı …’a verdiğini kabul etmek niteliğinde olduğu, tüm bu alacak borç ilişkisinin müvekkilinin eşine ait arsaların alımı ile ilgili olduğu, müvekkiliin taahhüdünü yerine getirdiği, arsayı pazarlık yaptığı …’ın talimatı ile kızı üzerine yaptığı, diğer davalılardan herhangi bir para almadığı, alışveriş yapmadığı, davalı … ve … yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu bildirilmiştir.
2- Davalı … vekili istinaf kanun yoluna; Davacı eşinin hissedarlar arasında olduğu taşınmaz maldan bir kısım hisseleri satmak üzere davalılar … ve …’ndan peşinat para aldığı, davalıların bu bedeli kendi aralarında ortaklaşa karşılayarak davacıya ödedikleri, bu ödemeler nedeniyle de davacıdan değişik tarihli senetler aldıkları, davacının, davalılara iki hisse satmayı taahhüt etmesine rağmen sadece eşine ait bir hissenin tapusunu davalı …’e devrettiği, söz verdiği halde diğer hisseyi veremediği, devrini verdiği hisse karşılığında davalılar … ve … elinde bulunan iki adet senedin geçersiz kaldığına dair aralarında yazılı sözleşme imzaladıkları, sonradan bu iki adet senedin davacıya iade edildiği ve iptal edildiği, aynı hukuki sebebe dayalı olarak açılan davanın bir kısmının kabul edilmeyip bir kısmının kabul edilmesinin hukuki bir açıklaması bulunmadığı, dava dilekçelerinde ve davacının mahkemedeki beyanlarında da açıklandığı üzere davacının bütün para alışverişini ve tapunun pazarlıklarını davalılardan … ve … ile yaptığı, davalı …’ün davacı ile herhangi bir görüşmesi ve pazarlığı olmadığı, yaptığı sadece bedelinin bir kısmını karşıladığı arsa satışı ve yapılan peşinat nedeniyle davalıların kendi aralarındaki anlaşmaları gereğince arsanın tapusunun kendi adına olması bulunduğu, kalan borçlara ilişkin olarak elde bulunan senetlerden 5.900×2 = 11.800,0TL bedelli iki adedini kendi adına takibe koyduğu, davacının bu senetler nedeniyle herhangi bir borcu olmasa bu senetlerin de iptal edilen senetler gibi iptal edilmesi gerektiği, bu iki senet taraflarca iptal edilememiş olduğuna göre davacının bu senetlere ilişkin olarak borçlu olduğunun kabulü ile bu senetler aleyhine açtığı davanın da tıpkı diğer senetler aleyhine olan davalar gibi reddi gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının takibe ve dava konusu borçtan sorumluluğunun kapsam ve miktarı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, senet nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Asıl davaya konu Ankara 12.İcra Müdürlüğünün 2016/19903 Esas sayılı dosyasında; alacaklı …, borçlu … olup 47.000,00TL asıl alacak üzerinden toplam 48.278,0TL için 17.10.2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı, borcun sebebinin 20/04/2016 keşide tarihli 20/07/2016 vadeli, lehdarı …, keşidecisi davacı … olan nakten ihdas nedenli senet olduğu, ödeme emrinin 21.10.2016 tarihinde tebliği üzerine borca itiraz edilmediği, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Birleşen davaya konu Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2016/20820 Esas sayılı dosyasında alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 11.800,00TL asıl alacak olmak üzere toplam 12.055,0TL alacak üzerinden 03.11.2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı, borcun sebebinin 5.900,00 TL bedelli, 20/04/2016 düzenleme, 20/08/2016 vade tarihli 5.900,00 TL bedelli, 20/04/2016 düzenleme ve 10/09/2016 vade tarihli senetler olduğu, senetlerde lehdarın … , keşidecinin de davacı olduğu görülmüş olup ihdas nedeni naktendir.
Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2016/20821 Esas sayılı dosyasında da alacaklısı … tarafından borçlu … aleyhine 5.900,0TL asıl alacak olmak üzere 6.100,0TL toplam alacağa dayalı lehdarı davalı …, keşidecisi davacı olan 20/04/2016 düzenleme, 20.07.2016 vadeli 5.900,0TL tutarlı senede dayalı 03.11.2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı görülmektedir.
İmzası davalı … tarafından inkar edilmeyen “senetler sözleşmesi protokol” başlıklı belgede “borçlusu …, alacaklısı … 47.000,00-TL olan 6.500,00-TL senet bedeli alındı. Senetler iade edilecek. …okunaksız…Bulunmazsa geçersizdir. Hiç alacağım yoktur.” 17/06/2016 …/ İmza, ibarelerinin yer aldığı görülmüştür.
Tapu kayıtları incelendiğinde, dava konusu … ada, … parsel sayılı taşınmazda … adına kayıtlı 1/7 hissenin 13/06/2016 tarihinde satış ile …’e geçtiği, ardından 16/06/2016 tarihinde, … tarafından babası …’a devredildiği, 25/10/2016’da da … adlı şahsa devredildiği anlaşılmıştır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacı taraf, asıl davada ve birleşen davada arsa hissesi satımı karşılığında senetlerin teminat olarak verildiğini tapu devrinin yapılmasına rağmen iade edilmeyip davalıların adı yazılarak takibe geçildiğini ileri sürdüğüne ve davalı taraflarca da senetlerin arsa alımı nedeniyle verildiği kabul edildiğine göre davacının bedelsizlik iddiasını kesin delille kanıtlaması gereklidir. Bu hususta ibra belgesi dışında yazılı belge sunulmamış ve dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmamıştır.
Asıl davaya konu icra dosyasına dayanak bonoda davalı … lehtar davacı keşideci olup diğer davalılar … ve …’ün senetle ilgisi bulunmamaktadır. Asıl davaya konu senet lehdarı davalı …’a ve birleşen davaya konu takiplerin dayanağı senetlerde de lehdar olan …’na davacı tarafça devredilen bir taşınmaz bulunmadığına göre davalı … ve birleşen davada … aleyhine açılan davanın kanıtlanamadığından reddi doğru olmuştur.
Birleşen davaya konu …’ün lehdarı olduğu senetler yönünden davacı tarafça 9 parsel sayılı taşınmazın 1/7 payının 13.06.2016 tarihinde devredildiği, takibe konu senetlerin 20.04.2016 tarihinde keşide edildiği gözetildiğinde senetlerin bedelsiz kaldığı kanıtlanmıştır.
Açıklanan nedenlerle asıl davada … ve … aleyhine açılan ve birleşen davada davalı … ve … aleyhine açılan davanın mahkemece HMK’nin 114 ve 115. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmişse de husumet dava şartı olmadığından adı geçen davalılar yönünden davanın pasif husumetten reddine; asıl davada davalı … ve birleşen davada … yönünden devredilen bir taşınmaz bulunmadığından senetlerin bedelsizliğinin kanıtlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan bu gerekçe ile davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince verilen kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/838 Esas, 2019/712 Karar ve 03/09/2019 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-A. Asıl davada;
a)Davacının Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/19903 sayılı dosyasında, 20/04/2016 keşide tarihli 20/07/2016 vade tarihli, 47.000,00 TL bedelli senede yönelik olarak yapılan takipte, davalı … yönünden borçlu olmadığının tespitine yönelik davasının REDDİNE,
Davacının tazminat talebinin reddine,
Davalıların tazminat talebinin reddine,
b)Diğer davalılar … ve … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
c)Peşin alınan 824,47 TL harçtan alınması gerekli 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 780,07 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
d)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e)Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
f)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 5.660,58 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine
B.Birleşen dava yönünden;
a)Davacının 20/04/2016 düzenleme, 20/08/2016 vade tarihli, 5.900,00 TL bedelli ve 20/04/2016 düzenleme,10/09/2016 vade tarihli, 5.900,00 TL bedelli senetlere ilişkin olarak yapılan Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20820 sayılı dosyası ile yapılan icra takibi sebebiyle davalı … yönünden borçlu bulunmadığının tespitine,
Davacının tazminat talebinin reddine,
Davalıların tazminat talebinin reddine,
b)Diğer davalılar …, … ve … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
c)Davacının Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20821 sayılı dosyasında 20/04/2016 düzenleme, 20/07/2016 vade tarihli, 4.720,00TL bedelli senede yönelik olarak yapılan takipte, davalı … yönünden açılan davanın REDDİNE,
Davacının tazminat talebinin reddine,
Davalıların tazminat talebinin reddine,
d)Diğer davalılar …, …, … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
e)İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 889,52 TL harçtan 310,05 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 579,47 TL harcın davalılar …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
f)Davacı tarafından yapılan 175,40 TL posta ve tebligat gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 775,40 TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine,
g)Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13. maddesi gereğince takdir ve tespit edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar …den alınarak davacıya verilmesine,
hDavanın reddedilen bölümü için kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı ve davalı … vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine,
4-İstinaf edenler tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin takdiren üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 07/07/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”