Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2346 E. 2022/723 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ …

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
ESAS-KARAR NO :….
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin İzmir’de baskı-kalıp işi ile iştigal ettiğini, işini büyütebilmek için davalı şirketten baskı makinesi satın almak istediğini, davalı şirketin müvekkiline İstanbul …’da ürünün aynısını kullanan eski müşterisine ulaşılarak bu makinenin nasıl çalıştığını gösterebileceğini belirtmesi üzerine müvekkilinin örnek makineyi beğenerek (asıl gönderilen makine gösterilmeden) sipariş verdiğini, üstelik 1.000 TL fark ödeyerek daha yüksek motor olan servo motor istediğini, ….. isimli baskı makinesini sipariş ettiğini, baskı makinesinin tüm ödemelerini gerçekleştirdiğini, davalı tarafın dava konusu baskı makinesini 19.03.2016 tarihinde gönderdiğini, nakliye ücretini de müvekkilinin ödediğini, makinenin geldiği gün çalışmaması üzerine müvekkilinin davalı tarafı aradığını, davalı taraftan “elektrik sistemi döşemelisiniz” yanıtı aldığını, elektrik aksamını düzenleyen müvekkilinin makinenin tekrar çalışmaması üzerine yine davalı tarafa ulaştığını bu kez de “internet sistemi kurun biz Ankara’dan yardımcı olacağız” yanıtını aldığını, internet kurulumundan sonra da makinenin çalışmadığını, müvekkilinin günlerce makinenin tüm kodlarını deneyerek makineyi çalıştırmayı denediğini ancak başarılı olamadığını, müvekkilinin çok acil siparişleri olan ve işlerini büyütmek için aldığı bu makineye güvenerek anlaşma yaptığını, davalı tarafın basiretsiz ve ilgisiz tutumu karşısında mağdur kaldığını, müvekkilinin bir çok anlaşmasını iptal ederek aldığı kaparoları iade ettiğini, iptal edilen işler nedeniyle zarara uğradığını, müvekkilinin makineyi kiralamak için anlaştığı bir çok kişinin de sözleşme yapmaktan vazgeçtiğini, makinenin saatlik kiralama bedelinin 60 dolar olduğunu, bu zararı da talep ettiklerini, müvekkilinin psikolojisinin bozulduğunu, makinedeki ayıpların İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/24 D.İş sayılı dosyası ile tespitinin yapıldığını, düzenlenen bilirkişi raporunda makinenin ayıplı olduğu taahhütte bulunulan ancak makinenin ayıplı olması görev yapamaması sebebiyle iptal edilen sözleşmeler nedeniyle zararın 52.451,0TL olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin 3.şahıslara olan borcunu ödemek için aracını satmak zorunda kaldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşmeden dönme haklarını kullanıp satış bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, müvekkilinin ayıplı mal için yaptığı masraflar ile ayıplı maldan doğan maddi zararlarına karşılık şimdilik 1.000TL nin, müvekkilinin manevi zararlarına karşılık 25.000,0TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 03/10/2018 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve talebini …işinden kaynaklı 30.621,0TL, … işi nedeniyle 21.830,0TL, nakliye ücreti 299,72TL olarak toplam 52.750,72 TL’ye arttırmıştır.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili,davacının 19.03.2016 tarihinde dava konusu makineyi müvekkili şirketten satın aldığını, 20.03.2016 tarihinde makineyi kullanamadığını belirterek müvekkili şirketten yardım talep ettiğini, müvekkili şirket tarafından … makinelerinin kullanımı konusunda uzman bir çalışanını davacının işyerine göndererek davacıya makinenin kullanımı konusunda bilgi ve eğitim verildiğini, müvekkili şirket çalışanı tarafından deneme amaçlı üretim bile yapıldığını, aradan birkaç gün geçtikten sonra davacının makine ile ilgili sorun yaşadığını belirttiğini, hatır ilişkisi içerisinde müvekkili şirketten daha önce bu makineyi alıp sorunsuz kullanan müşteriler tarafından davacının ziyaret edildiğini, sorunsuz örnek parça üretimi yapıldığını, davacının yaklaşık bir ay boyunca ürünü sorunsuz kullandığını daha sonra davacı tarafın makineden randıman alamadığı bu durumun düzeltilmesi veya malın iadesi alınması konusunda talebini içeren ihtarnamenin İzmir 21. Noterliği kanalı keşide edildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından Ankara 66. Noterliği kanalı ile cevabi ihtarnamede makinenin iade edilebileceğini ve ödenen ücretin de davacı tarafa geri ödenebileceğinin belirtildiğini, davacı tarafın müvekkili şirkete tekrar İzmir 21. Noterliği kanalı ile yeni bir ihtarname gönderdiğini ihtarnamede ya arızanın giderilmesi yada ürünün yenisi ile değiştirilmesini talep ettiğini ayrıca vadesi gelmeyen borçlarını da ödemeyeceğini belirttiğini, davacı tarafın talebi üzerine İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/24 D.İş sayılı dosyası ile düzenlenen bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, müvekkili şirketin davacının bahsettiği gibi basiretsiz bir tacir gibi davranmadığını, aksine çalışanını gönderdiğini hem telefonla hem de internet vasıtası ile yardımcı olmaya çalıştığını, davacının haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili şirketi sürüncemede bırakarak malı iade alacağını bildirmesine karşın malı iade etmediğini bu nedenle davacının sözleşmeden dönme hakkının oluşmadığını kabulünün mümkün olmadığını, TBK nun 227. maddesinde alıcının seçimlilik haklarının düzenlendiğini, müspet zararın tazmini şartlarının oluşmadığını illiyet bağı bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasında ticari satım sözleşmesi bulunduğu, davacı tarafından davalıdan … makinesi satın alındığı, davacı tarafından makine bedelinin ve nakliye bedelinin ödendiği, makinenin davacıya teslim edildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamakla birlikte, teslim edilen makinenin üretim aşamasında eksen kaydırması yaptığı, bu hali ile üretim gerçekleştiremediği teknik incelemeler sonucu tespit edilmiştir. Mevcut ayıp, makinenin faaliyete geçmesinden sonra anlaşılabileceğinden gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, makinenin çalışmama durumunun davalı yana süresi içerisinde bildirildiği ve ayrıca davalı tarafın da ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına yönelik savunmasının bulunmadığı, davalının satmış olduğu makinenin kurulum, kullanım açıklaması gerektiren özellikte bulunduğu gözetildiğinde, davalı tarafından bu yükümlülüklerin yerine getirildiğinin ispat edilemediği, davalının tüm yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle makinenin davalıya iadesi ile tahsil edilen bedelin davacıya verilmesi talebinin yerinde olduğu, davacının makinenin çalışmaması nedeniyle kar kaybı talebinde haklı olduğu kanaatiyle, sözleşmeden dönülmesi nedeniyle bedel ve menfi zararlar için toplam 38.689,72 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilerek; dava konusu satım sözleşmesinin usulüne uygun ifa edilmemesi kapsamında davacının TBK 58.madde hükümlerine göre kişilik haklarının ihlal edildiği, manevi dünyasının zedelendiği kanaati oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddi gerektiği belirtilerek;
-Davanın Kısmen Kabulü İle Kısmen Reddine, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile dava konusu makinenin nakliyesi davalıya ait olmak üzere davacı tarafından davalıya iadesine, dava konusu makine bedeli olan 29.500,00 TL ile 299,72 TL nakliye ücreti ve 8.890,00 TL menfi zarar toplamı olmak üzere 38.689,72 TL nin davalıdan tahsiline, hükmedilen miktarın 30.500,00 TL sine dava tarihinden bakiye 8.189,72 TL sine ıslah tarihi olan 03/10/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
-Manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurusunda; Yerel mahkemece müvekkilinin uğradığı maddi zararın eksik hesaplandığı ve manevi tazminatın reddedilmesi yönündeki kararın hatalı olduğu bildirilmiştir.
2-Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurusunda; Makine satışından sonra gerekli eğitimin verildiği, teknik desteğin sunulduğu, müvekkili şirketin kusurundan değil, davacı tarafın kusurundan bahsedilmesi gerektiği, belli başlı kriterlerin yerine getirilmiş olması ve ehil kişilerce kullanılması gerektiği, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, davanın reddi gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Satıma konu ayıbın değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ayıplı makine nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davalı şirket tarafından davacı adına 10.02.2016 tarihli 29.500,0TL tutarlı proforma fatura düzenlendiği bu faturada 1 adet ……… makine satıldığı davacı … tarafından noterden 29.04.2016 tarihli gönderilen ihtarnamede makinenin sürekli arıza yaptığı randıman alınamadığını bildirildiği, bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 2 gün 48 saat içerisinde fatura konusu makinenin derhal tamiri ve faal hale getirilmesi eğer bu olanaksız ise makinenin teslim alınarak bedelin iadesinin istenildiği davalı şirket tarafından 10.05.2018 tarihli cevabi ihtarnamede 19.03.2016 tarihinde adreste gerekli servis sağlandığı müşteri memnuniyeti gereği hizmetler verildiği, defalarca online destek sağlandığı ancak memnuniyetlerinin sağlanamadığı, ürünü bir başka firmada görerek beğenerek almış olmasına rağmen firmalarının müşteri memnuniyeti gereği ürünü iade almayı kabul etmiş ve tarafına iade faturası keserek ürün iade etmesi konusunda tarafına bilgi verildiği, üründen şikayetçi olmasına rağmen ürünü iade etmemiş olup firmalarının iletişime geçmek için aramalarına da cevap vermeyerek geçen sürede ürünün sıfır yeni ve kullanılmamış olma özelliğini kaybetmiş olduğundan firmalarına zarar verdiğinin saptandığını ihtaren bildirdiği, davacı … tarafından 12.5.2016 tarihinde gönderilen ihtarnamede de bugüne kadar uğramış olduğu iş kaybı ve zararının 35.000,0 TL olduğu bu tutarın ihtarnamenin tebliğinden itibaren 2 iş günü içerisinde ödenmesi, ürün bedelinden kalan 9000,0 TL’yi ödemeyeceğini bildirmiştir.
Satış sözleşmesi başlıklı belgede …. .. ve kalıp imalatı firmalar arası satış sözleşmesi 01.04.2016 tarihli sözleşme içeriğinde 30.621,0 TL … ile … arasında yapılan sözleşmenin sunulduğu 18.04.2016 tarihli bu firmaya hitaben makinadaki eksen kaydırma problemi nedeniyle siparişlerin yetiştirilemeyeceğinden iptal edildiği hususunun davacı tarafça imzalanan belge ile bildirildiği diğer sözleşmenin de 06.04. 2016 tarihli olup 21.830,0 TL tutarlı … Ticaret Limited Şirketi ile yapıldığı 18.04.2016 tarihinde aynı sebeple iptal edildiği bildirilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde talep kısmında makinenin ayıplı çıkması nedeniyle sözleşmeden dönerek ödenen satış bedelinin tahsilini, ayıplı mal için yapılan masraflar ile ayıplı maldan doğan doğrudan maddi zararları ve diğer maddi zararların şimdilik 1.000 TL’sinin ödenmesini ve manevi tazminat olarak da 25000,0 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Davacı yan 15.09.2017 tarihli açıklama dilekçesinde de tazminat kalemlerinin; 1) … ile iptal edilen sözleşme kapsamında iade edilen kapora ve sözleşme bedeli 300 TL, 2) … şirketi ile iptal edilen sözleşme kapsamında iade edilen kapora ve sözleşme bedeli 300 TL, 3) … ile iptal edilen sözleşme kapsamında iade edilen kapora ve sözleşme bedeli 300 TL ve 4) Nakliye ücreti 100TL fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödenmesini istediğini bildirmiştir .
Mahkemece alınan 19.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafça alınan 2 sipariş değerlendirilerek sipariş tutarları toplamı olan 52.451,0TL gelir kaybı olarak bildirilmiştir.
Bu rapor üzerine davacı taraf davasını ıslah ederek sunduğu dilekçede; kazaya ilişkin hakkı saklı olmak üzere … ile yapılan sözleşme gereği 300 TL’lik talebini 30621 TL ve … şirketi ile yapılan sözleşme nedeniyle aynı tutardaki talebini 20 18 30 TL tazminat Bedeli olarak güncellediğini, nakliye bedeli olarak talep edilen 100 TL tutarın da 299,72 TL olarak güncellendiğini buna göre maddi tazminata ilişkin talebinin toplamda 52.750,72 TL olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece alınan 05.09.2019 tarihli heyet raporunda da; makinenin mahallinde satıcı tarafından kurulumunun yapılarak çalıştırıldığı, test edildiği, makineyi çalıştıracakların eğitildiği yönünde herhangi bir tutanak, belge sunulmadığı, bu yönüyle yapılan işlemin …. hükümlerine uygun olmadığı, bunların yapılıp bir tutanakla tespit edilmesi gerektiği, davacının davalı tarafından gönderilen görevlinin müdahalesine rağmen makinanın çalışmadığını bildirdiği, makinenin taraflarınca çalıştırılması sonrasında ileri derecede eksen kaydırması olduğu işlenen parçayı bozduğunu, bu durumun başlangıçta bilinmesinin mümkün olmadığı, kullanılma ile ortaya çıkacağı, gizli ayıp olduğu, makineye ilişkin faturada bedelin 29.500,0TL olduğu belirtilerek yoksun kalınan karın değerlendirilmesi yönünden de ilk bilirkişice incelenen iki müşteri ile yapılan sözleşmeler gözetilerek, sipariş iptali nedeniyle zararının 8.890,0TL talep edilebilecek kar marjı bulunacağı bildirilmiş, davacı nakliye bedelinin 299,72 TL olduğuna dair makbuz sunmuştur.
Davacı vekili bu bilirkişi raporuna karşı da ilk bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verilmesini istemiştir.
Görüldüğü üzere her ne kadar davacı taraf dava dilekçesi ve açıklama dilekçesinde iptal edilen üç siparişten söz etmiş ise de ilk bilirkişi raporu sonrasında davasını ıslah ederek bilirkişilerce incelenen iki sipariş sözleşmesi üzerinden maddi tazminat talebini arttırmış, ikinci bilirkişi raporunda da aynı sipariş sözleşmeleri dikkate alınarak yoksun kalınan kara ilişkin hesaplama sonrasında istinaf itirazına konu ettiği 28.04.2016 tarihli … ile yapılan anlaşmaya yönelik itirazlarını da sunmamış olup, ilk bilirkişi raporuna göre karar verilmesini talep etmiştir.Bu nedenle daraltılan talebi de gözetilerek Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması doğru olmuştur.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b)Harçlar Kanunu Genel Tebliği eki (1) sayılı tarifenin A-III-1-e uyarınca işin esası ile ilgili olduğundan alınması gereken 2.642,89 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 661,4‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 1.981,49‬ TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 23/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

……

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”