Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2344 E. 2022/739 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2018
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin kendisine ait arsa üzerine ahşap ev yaptırmak istediği için dava dışı … isimli kişinin sahibi olduğu … isimli bir firma ile yaptığı anlaşma kapsamında 25.000 TL peşin ödeme yaptığını, … adına 13.11.2009 keşide ve 30.10.2010 ödeme tarihli, 22.500 TL bedelli senet verdiğini, ancak dava dışı firmanın üzerine düşen edimi yerine getirmediği için sözleşmenin feshedildiğini, ödenen 25.000 TL’nin istirdatı ve senedin iadesi için … Hukuk Mahkemesinde 2010/230 Esas, 2013/340 Karar sayılı dosyada senedin iptaline ve ödenen paranın iadesine hükmedildiğini ancak dava dışı senet lehtarının senedi davalıya ciro yolu ile devrettiğini, dava dışı … ve … hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde dolandırıcılık suçundan dava açıldığını ileri sürerek, senet nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespiti ile Ankara 16. İcra Müdürlüğüne ait 2010/7241 Esas sayılı dosyada takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacının üçüncü şahıslarla yaptığı sözleşmein kendilerini bağlamayacağı, davalı firmanın iyiniyetli 3.kişi olduğunu,… adlı firmaya 2008 ve devamı yıllarda mal verdiklerini karşılığında para ve müşteri senetleri aldıklarını, mallarla ilgili fatura kesildiğini, teslim tesellüm belgesi aldığını, davacının iddialarının kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, takibe ve eldeki davaya konu bononun iptal edildiği ve bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi defi’yi davacı keşidecinin kural olarak, davalı lehtara karşı ileri sürebileceği kabul edilse de bu definin davalı şirkete karşı ileri sürülebilmesi için kötüniyetle iktisabının ispatı gerektiği, taraflar arasındaki maddi ve hukuki olguların gerçekleşme biçimi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalının dava konusu bonoyu iktisap ederken kötüniyetle iktisap ettiğinin kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; Mahkemece eksik inceleme yapıldığı, …’a davanın geç ihbar edildiği, davalı şirketin ticaret sicilde kaydı olmadığı cevabı alındığı, naylon şirket olduğu, defterlerinin incelenemediği, davalı şirket ortaklarının ceza davasında beraat etmelerinin mahkemece yeterli sayıldığı, …’ın bir çok kişiyi aynı yöntemle dolandırdığı, davanın kabulü gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Senette bedelsizlik iddiasının davalı hamile karşı ileri sürüp süremeyeceği uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, senet nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu bononun incelenmesinde; keşidecisi davacı …, lehdarı … prefabrik-… olan 22.500,0TL tutarlı, malen ihdas nedenli, 30.03.2010 vadeli 13.11.2009 keşide tarihli olduğu, lehdar tarafından davalı …. … …. Tic. Ltd. Şti. ye ciro edildiği görülmüştür.
Ankara 16.İcra Müdürlüğünün 2010/7241 Esaslı icra dosyasında … … … Şirketi tarafından … ve … aleyhinde 26.04.2010 tarihinde 22.500,00TL asıl alacak ve işlemiş faiz vs olmak üzere toplam 23.129,58TL alacak nedeniyle dava konusu bonoya dayalı kambiyo takibi yapılmıştır.
Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesine ait 22.05.2013 Tarih, 2010/230 Esas, 2013/340 Karar sayılı kararda; davacı … tarafından …, … ve … hakkında sözleşme feshi ve menfi tespit istemli davada mahkemece davaya konu bononun 3.şahıslara ciro edildiği ve 3.şahıslara karşı bir dava açılmadığı da belirtilerek, sözleşmenin feshi ile davalılara ödenen 22.500,0TL nin davacıya verilmesine, 30.03.2010 vadeli 13.11.2009 keşide tarihli senede ilişkin olarak davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
…, eşi ve çalışanları hakkında dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı, davacının da katılan sıfatıyla yer aldığı, Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesine ait 2012/38 Esas, 2013/295 Karar sayılı dava dosyasında, … ve diğer sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş olduğu, gerekçeli karar içeriğine göre, sanıkların dolandırıcılık kastı bulunmadığı, eylemin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğunun belirtildiği, verilen kararın Yargıtay 15. C.D’ne ait 2015/5132 Esas ve 2018/5878 karar sayılı onama ilamı ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı keşideci, davalı ise TTK 790.madde gereği yetkili hamil olup, kambiyo hukukuna ilişkin bu genel ilkelerin 6102 sayılı TTK’nun 778.maddesinin atfıyla bonolarda da uygulanması gereken TTK 687.maddesi uyarınca, poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.
Senedin bedelsiz olduğu, temel bir borç ilişkisine dayanmadığı hususu kişisel defilerden olup, kural olarak senet hamiline karşı keşideci tarafından ileri sürülemeyecektir. Ancak maddede belirtildiği üzere hamil, senedi iktisap ederken senedin bedelsiz olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyor ve buna rağmen borçlunun zararına hareket etmiş ise senedin mücerretliği ve iyiniyetli hamil olduğu ilkesine dayanamayacaktır.
Bu kapsamda dosya içeriği ve toplanan delillerden, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında davacı keşidecinin, takibe konu borcu lehdara ödediğini bilerek davalının kötüniyetle aldığını kanıtlayamamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”