Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2330 E. 2022/603 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/2330 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/603
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/292 E 2019/726 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davalıya satılıp teslim edilen 26 adet faturadan kaynaklanan alacaklarının ödenmeyen kısmının tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durdurulduğunu belirtip, itirazın iptaline,takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacının 26 adet satış faturası ve ekleri incelendiğinde, faturaların kapsamında bulunan ürünlerin davalı tarafa teslim edildiğine ilişkin davalı ya da onun adına hareket eden bir kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi sunulmadığı için düzenlenen faturaların tek başına davacı alacağının varlığını ispat için yeterli olmadığı, bilirkişice davacı kayıtları üzerinde yaptığı inceleme sonucu, davacının toplam 118.980,55 TL alacak oluşturacak şekilde mal teslimi yaptığını, bu ticari ilişki nedeniyle davalıdan yapılan tahsilatın 72.250,27 TL olduğunu, bu haliyle davacı defterlerine göre davacının davalıdan 46.730,28 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğunu, davalı defterlerine göre davacıdan alınan mal bedelinin 70.530,57 TL olarak kayıtlı olduğu, aynı miktarda ödeme kaydı olup, bu hali ile davalı kayıtlarına göre davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığının belirlendiği, her ne kadar davalı defterinde 70.530,57 TL ödeme kaydı bulunmakla birlikte bu ödeme kayıtlarının dayanak belgesi olmadığı için davacının kabulünde olan ve davalı ödemesinin üzerinde bir miktara ilişkin tahsilat yapıldığına yönelik davacı kayıtları dikkate alındığında davacının davalıdan olan tahsilatının 72.250,27 TL olduğunun kabul edildiği, bu hali ile davacının davalıya satıp teslim ettiğini davalının mal alım beyannamesi ile kanıtladığı ürün bedelinin 68.929,70 TL olduğu, davacı kayıtlarına göre bu ticari ilişki nedeni ile davacının davalıdan yaptığını kabul ettiği tahsilat miktarın ise 72.250,27 TL olması nedeni ile davacının davalıdan alacağı bulunmadığı, davalının mal alım beyannamesi ile davacı davalı ile aralarında mal alımını konu alan yazılı olmayan satım ilişkisinin bulunduğunu kanıtlamış olup, BK nun 146. Maddesi uyarınca sözleşmeden kaynaklanan alacak 10 yıllık zaman aşımına tabi olup ticari ilişkinin en eski 2015 yılına ait olması nedeni ile davalının zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı, alacağın zaman aşımına uğramadığı belirtilerek; Davanın REDDİNE, Davacı icra takibi yapmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak icra takibi yapıldığı kanıtlanamadığı için davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat isteğinin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; Yerel mahkemece yetki sınırlarını aşmak suretiyle, uzmanı olmadığı bir konuda, uzman görüşüne aykırı ve kendisine göre bir mantık yürütmek suretiyle ve nihayet kendisini bilirkişi yerine koymak suretiyle, davacı müvekkilin dosya kapsamında alacaklı bulunmadığı sonucuna varmış olmasının yasa ve bu hususta yerleşik içtihatlara açıkça aykırı olarak ve yetki aşımı suretiyle verilmiş bir karar olmakla, açıkça hatalı olup kaldırılması gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davaya konu borcun kapsam ve miktarı hususunda yeterli araştırma yapılıp yapılmadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satıma dayalı fatura alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali isteğine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3555 esas sayılı dosyasında; davacı … tarafından, davalı … aleyhine 22.03.2018 tarihinde 06.01.2017 tarihli 46.730,28TL tutarlı faturaya dayalı cari hesaptan kaynaklanan toplam 46.730,28TL alacağın tahsili içi ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emri 23/03/2018 tarihinde tebliğ edilen davalının 23/03/2018 tarihli takip alacaklısı olan davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını bildirir itirazı üzerine, icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya içeriği, taraf defterleri, dayanak kayıtlara göre davacının ticari defterlerinde davalıdan yapılan tahsilat miktarı 72.250,27 TL olarak kayıtlı olup, her ne kadar davalı defterinde 70.530,57TL ödeme kaydı bulunmakla birlikte bu ödeme kayıtlarının dayanak belgesi olmadığı için davacının kabulünde olan ve davalı ödemesinin üzerinde bir miktara ilişkin tahsilat yapıldığına yönelik davacı kayıtları dikkate alındığında davacının davalıdan olan tahsilatının 72.250,27 TL olduğu, böylece davacının davalıya satıp teslim ettiğini davalının mal alım beyannamesi ile kanıtladığı ürün bedelinin 68.929,70 TL olduğu, davacı kayıtlarına göre bu ticari ilişki nedeni ile davacının davalıdan yaptığını kabul ettiği tahsilat miktarının ise 72.250,27TL olması nedeni ile davacının davalıdan alacağı bulunmadığı mahkemece kabul edilerek dava reddedilmiştir.
Ne var ki dava konusu edilen ve davacı tarafından teslimi kanıtlanamayan fatura içerikleri yönünden davacının yemin deliline dayandığı gözetilerek yemin teklif edip etmeyeceği hatırlatılmadığından bu hususta yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delil hatırlatılmaması ve bu delillere ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/292 Esas, 2019/726 Karar ve 09/09/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 28/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”