Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2257 E. 2022/439 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2019
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davacı ile dava dışı … … A.Ş. arasında 11.05.2011 tarihinde devre mülk satışını konu alan sözleşme imzalandığını, sözleşme bedeli 15.200,00 TL olup ödemenin dava dilekçesinde belirtilen senetler ile yapılmasının kararlaştırıldığını, davacı tarafından kısmi ödemeler bir araya getirilip senet bedeline ulaşınca ilgili senedin iade edilmesi gerekirken bu iade işleminin yapılmadığını, dava dışı şirketin 2013 yılındaki talebi üzerine peşin ödeme yapılması halinde alacaktan bir miktar indirim yapılmasınının kabul edildiğini ve bu amaçla ibraname dahi verilmesine rağmen davaya konu üç adet bononun davacıya iade edilmeyip ciro edilerek davalı şirkete devir edildiğini, davacı ile lehtar arasında imzalanan devremülk sözleşmesine dayanılarak düzenlenen senet bedellerinin ödenmiş olduğu ve tapunun alındığı daha sonra devremülk sözleşmesinin feshedildiği, borçlu olmadığı ve senetlerin iptaline karar verildiği, senetlerin tüketici sözleşmesi nedeniyle düzenlendiği Tüketici Kanunu gereğince tüketici senetlerinin her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde ve nama yazılı düzenlenmesi gerektiği emre yazılı olarak düzenlenen senetlerin geçersiz olduğu hiçbir işleme konu edilemeyeceği bildirilerek iptale konu senetlerle takip yapılmasının bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturduğunu bildirerek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davaya konu bonoların dava dışı … … A.Ş. Şirketinden olan alacaklarının ödenmesi amacı ile ciro edilerek kendilerine verildiğini, bonoları kendilerine veren dava dışı … … A.Ş. ile davacı arasındaki iddia ve savunmalarının kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini, senet metninden bu bonoların tüketici işlemi için düzenlendiğinin veya teminat olarak verildiğinin açıkça anlaşılamaması nedeni ile gerek bonolar için ödeme yapıldığı, gerekse bu bonoların tüketici işlemine ilişkin ve teminat amaçlı verilip geçersiz olduklarının kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacı ile dava dışı … … A.Ş. arasında imzalanan devre mülk satış vaadi sözleşmesi nedeni ile davacı tarafından dava dışı şirkete verilen fakat tüm sözleşme bedeli ödendiği halde davacıya iade edilmeyip davalı şirkete ciro ile devir edilen bonolara dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin dava olduğu, bu hali ile davacının bonoların tüketici ilişkisi nedeni ile düzenlendiğini, bonoların bedelleri ödenip davacıya iadesi gerekirken iade edilmediğini, davalının bu bonoların tüketici işlemi nedeni ile düzenlendiği gibi bedelleri ödenilerek bonolardan kaynaklanan alacak olmadığı halde … … A.Ş. tarafından davalıya devir edildiğini kanıtlaması gerektiği, dava konusu devre mülk sözleşmesi ve icra takibinin dayanağı olan bonolar incelendiğinde, davaya konu bonoların tüketici işlemi nedeni ile dava dışı … … A.Ş.’ye verildiği, bono bedelleri davacı tarafından ödenilerek bu bonolar nedeni ile lehtar olan … … A.Ş.’nin herhangi bir alacağı bulunmadığının anlaşılamadığı gibi davacının bonoların tüketici işlemi nedeni ile verildiği ve bedelleri ödenilerek borcun sona erdirildiğini kanıtlayamadığı, bonolarda lehtar olarak yer almayıp her üç bonoyu ciro yolu ile devir alan davalı şirketin kötü niyetli hamil olduğunun kanıtlanamadığı, bonolar üzerinde yer almayan iddiaların kötü niyetli hamil olduğu kanıtlanamayan davalıya karşı ileri sürülemeyeceği ve icra takibinin tedbir kararı ile durdurulmaması nedeni ile kötü niyet tazminatından da söz edilemeyeceği gerekçesi davanın REDDİNE, davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteğinin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; Davacı müvekkili tarafından ödemeler kısmi bir şekilde yapılırken bir senet bedeli kadar ödeme yapılınca senet davacı müvekkile iade edilmediği, bedel ödenerek devre mülkün tapusu alınmış ayrıca müvekkile borcun tamamının ödendiğine ilişkin ibraname de verildiği, ancak şirket tarafından senetlerin müvekkiline iade edilmediği, senetlerden dolayı davacı müvekkilinin şirkete borçlu olmadığının tespiti ile belirtilen senetlerin de iptaline karar verdiği, davanın kabulü gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Öncelikle mahkemenin görevinin değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, tüketici senedi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 32. İcra Dairesinin 2016/ 4848 sayılı icra dosyasında davalı … … … AŞ tarafından davacı … ve … … AŞ aleyhine 10.251,23TL işlemiş faiz ve komisyon bedeli ile dava konusu 25.12.2014 vadeli 4.116,0 TL bedelli, 25.12. 2015 tarihli aynı bedelli ve 25.03.2016 tarihli 1031,0 TL bedelli bonolara dayalı 20.07.2016 tarihinde takip yapıldığı; dayanak senetlerin malen ihdas nedenli, keşidecisi davacı …, lehdarı … … AŞ veya emrühavalesine yazılı olan senetlerdir.
11.05.2011 tarihli senet teslim tutanağında; 25 Aralık 11, 12,13,14,15 ve 25 Mart 2016 tarihli toplam 15.200,0TL tutarlı senet verildiği görülmektedir.
Öncelikli olarak irdelenmesi gereken husus davaya bakmakla görevli mahkemenin tüketici mahkemesi mi asliye ticaret mahkemesi mi olduğu noktasıdır.
Davacı yanca, dava dışı … … … İnş. Tur.A.Ş. ile devre mülk satış sözleşmesi kapsamında düzenlenen senetlerin bedelinin ödenmesine ve konusunun kalmamasına rağmen davalıya ciro edilerek takibe konu edildiği belirtilerek senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istenilmiş olup 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) tanımları düzenleyen 3.maddesinde; “Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları,
Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi;
Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi;
Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin TKHK kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal veya hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
TKHK’nın tüketici mahkemeleri başlıklı 73/1.maddesine göre; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir”.
Dava konusu somut olayda, davacının keşide ederek dava dışı şirkete verdiği dava konusu bonoların devre mülk alım satımı kapsamında düzenlenmiş olmasına ve dosya kapsamına göre davacı tarafından ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket edildiğinin anlaşılmasına ve davacının da tacir olmamasına göre davacı tüketici sıfatına sahip olup, senetlerin tüketici senetleri olduğu, 6502 sayılı TKHK’nun 4.maddesinin 5.bendinde tüketici senetlerinin ne şekilde düzenleneceği hususunda özel düzenlemeler olduğu, bu nedenle davanın Tüketici Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle mahkeme görevi kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nun 355.maddesi gereğince resen istinaf sebebi olarak dikkate alınması gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu gerekçelerle kabulü ile mahkemece görev dava şartlarından olmakla HMK’nin 114 ve 115.maddeleri uygulanmak üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, görev hususunda bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/326 Esas, 2019/142 Karar sayılı 18/02/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-…nın 353/1.a.3.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf edene iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
5-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/(1).c. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 30/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”