Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2224 E. 2022/434 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2019
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, davalının Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2016/24354 esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlattığını, yapılan takibin mesnetsiz ve hukuku aykırı olduğunu, davalı ile aralarında … … … isimli işyerinin devri için sözleşme yapıldığını, devir bedelinin ödenmiş olduğunu, işletmeye ait telefon hattının kendisine devri için anlaşma yapıldığını bu kapsamda her biri 3.000,00 TL bedelli, 28 adet senet imzaladığını, davalının kendisi tarafından bedeli ödenen 3 adet senedi haksız şekilde takibe koyduğunu, ancak davalının telefon hattını kendisine devretmediği için kalan senetlerin de bedelsiz kaldığını, davalının takibe konu ettiği senet bedelleri ödenmesine rağmen icra işlemi yapmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkillerinin davalı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkillerini rencide etmek ve çevresi nazarında itibarını zedelemek maksadıyla haciz işlemine başvurmasının muhtemel olduğunu, 3 adet bonoya dayalı takipten borçlu olmadığının tespiti gerektiğini ileri sürerek, müvekkillerinin telafisi mümkün olmayan zararlara uğramaması açısından öncelikle mevcut belgelere istinaden icra takibinin dava sonuna kadar ihtiyaten durdurulmasını ve müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkilinin sahibi olduğu … … … isimli işletmesini 08/06/2016 tarihinde davacılara devrettiğini, devir nedeniyle müvekkilinin davacılardan sıralı toplam 85.000,00 TL’lik bono aldığını, davacıların bono dışında … post cihazı için açılan 10.000,00TL’lik kredi kartı borcu ve yaklaşık 9.000,00 TL’lik cari hesap borcunu, SGK ve vergi borçlarının bir kısmını üstlendiğini, davacıların devir bedelini ödememeleri üzerine takibe geçildiğini, davacıların iddia ettiği gibi verilen bonoların telefon bedeli karşılığı olmadığını savunarak açılan davanın reddine ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacı borçlunun, takip ve dava konusu edilen bonoların bedellerini ödediğini yazılı delille kanıtlaması gerektiği, davacılar vekilince ödeme iddiasına delil olarak sunulan makbuzlarda ”aidat” açıklamasının yer aldığı, ödeme yapılan hesabın davalıya ait olmadığı, bu hesaba yapılan ödemelerin davalı tarafından kabul edilmediği, buna göre davacının üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, davacı vekilince dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı, davalı vekilince, davacının reddi ile birlikte kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş ise de; davacının icra takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olduğu, bu nedenle İİK madde 72/4 maddesinde ifadesini bulan, ”davalının alacağına geç kavuşmasından kaynaklanan bir zararının” gerçekleşen somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla, yasal koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili; Müvekkiller ile davalı arasında dava konusu olay dışıda herhangi bir borç-alacak ilişkisi veya iş ilişkisi de bulunmadığı, davalı söz konusu telefon hatlarını 2016 yılının Aralık ayında müvekkilime devredeceğini taahhüt etmesine rağmen taahhüdünü yerine getirmediği, senetler zaten bedelsiz kaldığı, müvekkilinin tüm iyi niyeti ve telefon hatlarının tarafına devredileceği inancı ile takibe konu senet bedellerini ödediği, dava dosyasına resmi ödeme belgeleri sunulduğu, sunulan ödeme belgeleri gerek ödeme miktarları gerekse ödeme zamanları dikkate alındığında takibe konu senetlerin karşılığı olduğu davalı tarafın bu ödemelerin başkaca bir ilişki için yapıldığını ispatla yükümlü olduğu, davanın kabulü gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının davaya konu borçtan sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, senet nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 11.İcra Müdürlüğünün 2016/24354 Esas sayılı icra dosyasında … tarafından … ve … aleyhine 3.000’er TL 3 adet bono ve işlemiş faiz olmak üzere 9.371,97TL alacak için 23.12.2016 tarihinde 06.06.2016 keşide tarihli 3.000,0’er TL bedelli 01.01.2016, 01.11.2016 ve 01.12.2016 vade tarihli üç adet bonoya dayalı kambiyo takibi yapıldığı,02.01.2017 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmüştür.
Noterde düzenlenen 06.06.2016 tarihli İşletme Hakkının Devri Sözleşmesi; … tarafından ……Faaliyet Konulu işletme hakkının tamamını 4.000 TL bedel karşılığında devredilmiştir.Devir bedelini nakten ve tamamen ödediğimi herhangi bir borcun kalmadığını, bu işletme ile ilgili olan mali, hukuki, cezai sorumlulukların vergi, resim vs tarafına ait olacağını bildirmişlerdir.
Sunulan dekontların incelenmesinde; 6.010,0TL 14.11.2016; 09.11.2016 tarihinde 2.990,0TL aidat açıklaması ile Duygu Purtul adına yatırıldığı görülmüştür.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”