Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2219 E. 2022/601 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2219 – 2022/601

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/2219 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/601

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2019
ESAS-KARAR NO : 2016/806 E 2019/423 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 16/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 01.12.2014 tarihinden önce akdedilmiş “Protokol” başlıklı 1.076.000,00 TL bedelli bir satım sözleşmesi olduğunu, davacının bu akitten doğan edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalı …’un bu sözleşmeyi tescil ve ilanı yapılmamış olan “… Gıda Restoran İşletmeciliği Pazarlama San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi sıfatı ile imzaladığını, protokolün yapıldığı tarihte … Gıda…Ltd.Şti.’nin henüz şahsiyet kazanmadığını, … Gıda Ltd.Şti.’nin kuruluş tarihinin protokolün akdedilmesinden çok sonra 23.12.2014 tarihinde tescil ile 26.12.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinin … nolu sayısında ilan edildiğini, TTK 588.maddesinde henüz tescil ve ilan edilmemiş olan bir “Limited Şirket” yetkilisi iddiası ile işlem yapan kişi veya kişilerin bu işlemden dolayı şahsen ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalının bu konumda olduğunu, yapılan protokole dayalı alacakların tahsili amacı ile Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2016/16050 sayılı dosyası ile davalı aleyhine yürüttükleri icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürüp, şimdilik 20.000,00TL için itirazın iptalini, takibin devamını, davalı aleyhine alacaklarının %20’ sinden az olmamak üzere tazminata hüküm olunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, TTK 588/4. maddesine göre müvekkilinin sorumlu olmayacağını, protokol uyarınca oluşan borcun kurulan şirket tarafından 3 ay içerisinde üstlenildiği, … Gıda …..Ltd. Şti tarafından düzenlenen 32 adet çekin 18 adedinin davacı şirket yetkilisine teslim edildiğini ve 11 adet çekin davalı tarafından tahsil edildiğini beyanla davanın reddini, davacı hakkında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, protokol kapsamındaki taahhütün ileride kurulacak şirket adına yapıldığının açık olduğu, bunun yanında dava dışı şirketin 23/12/2014 tarihinde ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazandığı, davacı defterinde, dava dışı şirket adına ilk borç kaydının 31/12/2014 tarihinde yani protokol tarihinden 8 gün sonra yapıldığı, 30/01/2015 tarihinde 21.500,00 TL dava dışı şirket ödemesi olduğu gözetildiğinde kurulan şirketin borcu da üstlendiğinin ve TTK 588/4. maddede yer alan 3 aylık süre şartının da bu şekilde gerçekleştiği, neticede TTK 588/4. madde hükmü gözetildiğinde davalının davacıya protokol kapsamında şahsen borçlu olmadığı, davacı tarafın takip yapması tamamen kendi lehine hukuki değerlendirmeye dayalı olup kötüniyetle takip yaptığı da ayrıca ispatlanamadığından Davanın REDDİNE, Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
1- Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuruda; 04.12.2018 tarihli bilirkişi raporunun davanın konusu ile ilgili olmayacak değerlendirme ve varsayımlara dayalı olup hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı, 6102 Sayılı TTK nun öncelikle 64. maddesi ve sonrasında 582,587,588 ve 616 . maddeleri ile anonim şirketlere dair düzenlemeleri bir arada değerlendirildiğinde şirketin mal varlığını doğrudan ilgilendirecek olan bir konuda genel kurulda karar alınması ve bunun deftere kaydı gerektiği, kararların geçerli olabilmesi/olması; yazılı ve toplantıya katılanlarca imza edilmiş olması şartına bağlı olduğu, ayrıca TTK 390 gereğince de Yönetim Kurulunca alınan kararların da deftere kaydının yapılması ve toplantıya katılanlarca imzalanması gerek ve şart olduğu, alınan bu kararların iyi niyetli üçüncü şahıslar nezdinde de geçerli ve uygulanabilir olması için ayrıca tescil ve ilanının da yasal zorunluluk olduğu, bir an için davalının ayni sermaye katkısını limited şirkete yapmış olduğu varsayılsa bile; TTK 582 gereğince şirketin kurulmasından önce şirkete mal varlığı kazandırılması halinde ise bunun ana sözleşmeye yazılması gerekliliği olduğu, TTK 587/f bendi gereğince yukarıda 3. bentte olduğu gibi (582. madde) ayni sermayeye dair bilgilendirmenin yine kuruluş esnasında belirtilmesi gerektiği, TTK 588 mad. 3. bendine göre ltd.şti.in tescilinden önce şirket adına işlem yapanların bu işlemlerden şahsen sorumlu oldukları, bu kuralın istisnasının ise 4. Bent olduğu, bu 4. bentteki asli ve şekli şartların yerine getirilmemiş olmasından dolayı davalı …’un şahsen sorumlu olması gerektiği, şirketin borçlandırıcı işlemin yapılmasından sonra tescil edilmesi ile şirkette yetkili konuma gelen … tamamen kendini gayri yasal yoldan sorumluluktan kurtarmak adına şirketin yetkili kurullarınca alınmış, tescil ve ilan edilmiş bir karar olmamasına rağmen sırf kendi menfaatı için sorumluluktan kurtulmak amacı ile şirketin çeklerini düzenleyip teslim etmesi menfaatın …’a ait olması sebebi ile hukuken mümkün olmadığı, yani yetkilisi olduğu şirket adına çek düzenleyip vermekle …’un kendi sorumluluğundan kurtulamayacağı, şirketin borcu açıkça kabul etmediği, … bu şekilde tek başına karar alsa bile TTK 616 md. 3. bendi de kıyasen uygulanarak yine yazılı bir metin ve tescil ile ilan şartı gerektiği bildirilmiştir.
2-Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuruda; bilirkişi raporunda da değinildiği üzere icra takibine konu 306.150,90 TL üzerinden takip açan bir şirketin kendi ticari defterlerinde asıl alacak olan 10.000,00 TL nin 30 katı üzerinde bir takip yapmasının kötü niyetli olarak takip yapıldığının ve dava açıldığının en büyük göstergesi olduğundan kötü niyet tazminatı hükmü yönünden kararın kaldırılarak tazminata hükmedilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davaya ve takibe konu borçtan davalının sorumluluğunun değerlendirilmesi ile kötüniyet tazminatı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satıma dayalı fatura alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali isteğine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasında 01.01.2014 tarihinde düzenlenen protokolde; … şirketine ait olan … Mahallesi … Caddesi … Konutları adresindeki işyerinin kurulmakta olan … Gıda Restaurant Limited şirketi’ne devren satılması iş ve işlemlerinin yürütülmesi amacıyla protokolün düzenlendiği alıcı olarak kurulmakta olan … Gıda Restoran İşletmeciliği Limited Şirketi yetkilisi … denildiği, ödeme koşulları vesaire belirtilerek … Gıda Restoran İşletmeciliği Limited Şirketi unvanı yazılarak … tarafından imzalandığı davacı şirketin de yetkili imzasının bulunduğu görülmüştür.
Ankara 12. İcra Dairesinin 2016/16050 esas sayılı dosyasında davacı … Şirketi tarafından … ve … Gıda Restoran İşletmeciliği Limited Şirketi aleyhine işletme devir ve satışı ile ilgili emtia devri açıklamasıyla 306.000,0 TL asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere 306150,90TL alacak için 12.08.2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takibe … tarafından 19.08.2016 tarihinde davacı şirkete bir borcu bulunmadığı bildirilerek itiraz edildiği görülmüştür.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacı defterleri üzerinde yapılan dava dışı … Şirketine ait hesabın detayının incelenmesinde; davacı tarafından dava dışı şirkete(… Şirketi) KDV dahil 573.804,58 TL miktarlı fatura kesildiği, 30.12.2014 tarihinde fatura kaydının yapıldığı, karşılığında 563.432,58 TL toplamda ödeme yapıldığı, yapılan ödemeler sonrası 10.372,00 TL borç bakiyesinin kaldığı, 30.01.2015 tarihinde 21.500,0TL davacı şirket hesabına ödeme yapıldığının kaydedildiği bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 588.maddesinde; ” (1) Şirket, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır(…) (3) Tescilden önce şirket adına işlem yapanlar, bu işlemler dolayısıyla şahsen ve müteselsilen sorumludur.(4) Bu gibi taahhütlerin, ileride kurulacak şirket adına yapıldıklarının açıkça bildirilmeleri ve şirketin ticaret siciline tescilini izleyen üç aylık süre içinde şirket tarafından kabul edilmeleri koşuluyla, bunlardan yalnız şirket sorumlu olur.” hükmü gözetilerek somut olaya bakıldığında taraflar arasında düzenlenen protokolden işlemin açıkça kurulacak olan davalının yetkilisi bulunduğu … Şirketi adına yapıldığının belirtildiği gibi 23.12.2014 tarihinde tescili ile tüzelkişilik kazanan … Şirketi tarafından davacı şirkete bu borç kapsamında 30.01.2015 tarihinde 21.500,0TL ödeme yapılması ile üç aylık sürede borcun kabul edildiği de anlaşılmaktadır.
Öte yandan yapılan takip haksız ise de takibin davacı tarafça kötü niyetle yapıldığı kanıtlanamadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmemesi de doğru olmuştur.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 28/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”