Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2188 E. 2022/486 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2019
ESAS-KARAR NO …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili aleyhine, sahte olarak düzenlenmiş bonoya dayalı icra takibi başlattığını, takip konusu senedin (… … … Alanı Yapım İşi) sözleşmesi kapsamında şirket müdürü … tarafından tarihsiz olarak düzenlenip teminat olarak davalıya verildiğini, … … … … tarafından işin geçici kabulünün 13.03.2014 tarihinde yapıldığını, geçici kabulden sonra iadesi gereken senede davalı tarafından tarih ve şirket kaşesi basılarak takibe konulduğunu, senedin davalıya tarihsiz ve kaşesiz olarak verilmiş olmasına rağmen kaşenin ne şekilde ele geçirildiğinin bilinmediğini, öte yandan senet metnindeki imzaların da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca bonondaki yasal unsurların (keşide yeri ve tarihi) eksik olduğunu, bu yönü ile senedin kambiyo vasfını taşımadığını, TTK 749. maddesi gereğince poliçeden kaynaklı istemlerin vadeden itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını, bononun vade tarihinin 30.11.2015 olup zamanaşımına uğradığını, öte yandan müvekkili hakkında … 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/779 esas sayılı dosyası ile konkordato geçici mühlet kararı verildiğini belirterek kaşe, imza ve tarihlerin sonradan eklenerek sahte senet ile başlatılan takibin iptaline, müvekkilinin takibe dayanak 381.500TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, %20 icra tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA NIN ÖZETİ
Davalı vekili, TTK 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlemesine kanunun cevaz verdiğini, açık bononun tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerektiğini ancak davacının bu yönde hiçbir kanıt sunmadığını, senede şirket kaşesinin sonradan ilave edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, senette keşide yeri bulunmadığı iddiasının da doğru olmadığını, TTK 777/4 madesine göre düzenlendiği yer gösterilmeyen bononun düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağını, takip konusu senet incelendiğinde şirket kaşesinin senet üzerinde iki ayrı yerde olduğunu, birinci kaşenin borçlu isminin altında olup adres satırında borçlunun adresinin belirtildiğini, ikinci kaşenin ise avalist sıfatıyla atıldığını, davaya konu senedin teminat amacıyla verildiği iddiasının da gerçeklerle uyuşmadığını, zira senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge olup senette teminat amaçlı verildiğine dair hiçbir açıklama olmadığını, yani senette teminat kaydı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacının öncelikle takibe konu senede yönelik imza inkarının söz konusu olduğu, dava dilekçesinde senetteki imza inkar edilmekle birlikte açık bir şekilde senedin şirket yetkilisi … tarafından imzalandığı ve teminat amacıyla davalıya verildiği kabul edilmiş olup davacı vekilinin imza inkarının dava dilekçesindeki açıklamalarla örtüşmediği, tezat oluşturduğunun anlaşıldığı, yine davacı tarafından … 16. İcra Mahkemesinin 2018/956 esas sayılı dosyasına verilen dava dilekçesinde senetteki imzaların şirket yetkilisi …’e ait olduğunun kabul edildiği, gerek dava dilekçesindeki gerekse başka mahkemelere verilen dilekçe ve beyanlardan senet üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisi …’e ait olduğunun anlaşılmış olduğu, ikrar sonradan inkara dönüştürülemeyeceği, davacı vekilinin imza itirazının dikkate alınmadığı, davacı senedin eksik unsurlu olarak tanzim edildiğini ve eksik bırakılan kısımların davalı tarafından anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu iddia ettiği senedin eksik unsurlu olarak düzenlenerek lehtara bu şekilde verilmesini yasaklayan yasa hükmü bulunmamakla birlikte, senedin boş olan kısımlarının anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğu iddiasında olan tarafın bu iddiasını yazılı delillerle kanıtlaması gerektiği, kambiyo senedi olarak tanzim edilen bononun yazılı bir belge olup yazılı belgede yer alan hususlardan her hangi birinin gerçeği yansıtmadığı veya taraflar arasında varılan anlaşmaya aykırı olduğu hususu ancak yazılı delil ile ispatı mümkün hususlardan olduğu, somut olayda davacı vekilinin bu iddiasına kanıt olabilecek hiçbir delil ibraz edemediğini, davacı vekili senedin zorunlu unsurlarından olan “keşide yeri” nin senette bulunmadığını bu yönü ile senedin kambiyo vasfı taşımadığını iddia etmiş ise de bu iddia kapsamında davaya konu bononun incelendiğinde bononun ön yüzünde aynı kişi tarafından açığa ve şirket kaşesi üzerine atılmış iki adet imza bulunmakta olup imzaların davacı şirket temsilcisi …’e ait olduğu davacı vekilinin de kabulünde olduğu senedin borçlu kısmında adı yazılı olan …’in (senette “…” olarak yazılıdır) keşideci konumunda olduğu, senedin “adres” ve “kefil” bölümlerine ayrı ayrı olmak üzere iki adet şirket kaşesi vazedilmiş olup mahkememizce adres bölümündeki kaşenin borçlu …’in adresi olarak bonoya vazedildiği değerlendirmesi yapıldığı, zira senedin kefil bölümünde ayrı bir şirket kaşesi ve kaşe üzerine vazedilmiş bir imza bulunduğu, şu durumda keşidece …’in adres olarak vazettiği kaşedeki adresin keşide yerini yansıttığı bu yönü ile senedin eksik unsurlu da olmadığı anlaşıldığı, ayrıca davacı vekili senedin teminat amacıyla düzenlendiğini ve teminat unsurunun ortadan kalktığını iddia ettiği, bu iddia ile ilgili olarak davacı vekili senedin … … … Alanı Yapım işi sözleşmesi uyarınca işin geçici kabulünün … … … … tarafından yapılmasının ardından iade edilmesi koşulu ile davalıya verildiği, işin geçici kabulünün 13.03.2014 tarihinde yapıldığını senedin bedelsiz kaldığını iddia ettiği, davalı vekili senedin teminat amacıya verildiği iddiasını reddetmiş olup davaya konu bononun ön ve arka yüzünde yapılan incelemede; senedin teminat amacıyla düzenlendiğine dair her hangi bir ibareye rastlanmadığı, senedin teminat amacıyla düzenlendiği ve açıkça neyin teminatı olduğunu kanıtlama yükü bunu iddia eden davacıya ait olup davacının bu yönde her hangi bir somut delil ibraz edemediği, öte yandan davacı tarafından keşide edilen 27.08.2014 tarihli noter ihtarında teminat amacıyla düzenlendiği belirtilen ve iadesi istenen 350.000 TL bedelli bir senetten bahsedilmekte olup davaya konu senedin 381.500 TL bedelli olduğu, teminat amacıyla verildiği belirtilen ihtarnamedeki senetten farklı tutarda olduğunun anlaşıldığı davaya konu senedin ihtarnamede belirtilen senetten farklı olduğuna ilişkin davalının iddiası davacı tarafından (bu konuda kendisine verilen süreye rağmen) yanıtlanmadığı, davacı vekili senedin kaşesiz ve tarihsiz olarak düzenlenip davalıya verildiğini senet üzerindeki kaşenin şirkete ait olup ne şekilde elde edildiğinin bilinmediğini iddia ettiği, davacı vekilinin bu iddiasının bir dayanağı bulunmadığı bu yönde dosyaya sunulmuş her hangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin kanıtlanamayan davasının reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; senetteki kaşe ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığı, dava dilekçesinde dava konusu senette yer alan kaşenin haksız ve kötü niyetli olarak şirketin sorumluluğuna gidilebilmek amacıyla sonradan eklendiğinin belirtildiğini, mahkemece bu hususun araştırma ve değerlendirme dışı bırakıldığı, bu konuda herhangi bir şekilde inceleme yapılmadığı, buna rağmen ve kabul anlamına gelmemekle birlikte delil sunulmamış olduğundan bahisle bu hususun değerlendirilmemiş olmasının hatalı olduğunu, zira kaşenin sonradan eklendiği hususu basit bir bilirkişi incelemesi sonucunda kolaylıkla tespit edilebileceğini, imza incelemesi konusunda da hiç bir inceleme yapılmadığını, davaya konu senedin teminat senedi olduğunu, davalı şirket tarafından takibe dayanak gösterilen 28.12.2012 düzenleme tarihli, 381.500,00-TL bedelli senet şirket müdürü … tarafından geçici kabul eksiklikleri ile ilgili olarak tarihsiz olarak, … ……Başkanlığı’nca müvekkilinin yüklenmiş olduğu işlerin geçici kabulünün yapılması ile iade edilmek üzere davalı tarafa verildiğini, müvekkil ile davalı taraf arasında imzalanan … … … Alanı Yapım İşi Sözleşmesi uyarınca müvekkil tarafından yapılan işler sözleşmeye uygun olarak, tam, zamanında ve eksiksiz şekilde yapılmış, davalıya teslim edilmiş akabinde … … … Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı’nca 13.03.2014 tarihinde geçici kabulleri yapıldığını, davalı tarafça geçici kabulden sonra müvekkile iadesi gereken tarihsiz senedin, müvekkilinin haberi olmaksızın müvekkili şirketin kaşesinin basıldığı, imzalandığı ve senedin ciro edildiğini, senedin kambiyo vasfının bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe ve davaya konu senedin sahteliği ayrıca teminat olarak eksik unsurlu olarak verilen senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasına yönelik mahkemece tüm talepler yönünden yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, imza inkarına, sahteliğe ve teminat olarak düzenlenen senede dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle ispat yükü kendi üzerinde olan davacının usulüne uygun delillerle bononun teminat olarak düzenlediği, anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve sahtelik iddiasıyla borçlu olmadığını ispat edememiş olmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 04/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”