Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2171 E. 2022/689 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/2171 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/689

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2019
ESAS-KARAR NO : 2016/555 E 2019/291 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ : 16/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkilinin Ankara 7. İcra Müdürlüğü 2016/11119 sayılı takip borçlularından … San. Ve Tic. Ltd. Şti. den olan alacağına karşılık aldığı 29.12.2015 keşide tarihli 14.500,00 TL bedelli çeki, mobilya almak için … firmasına beyaz ciro ile teslim ettiğini, ancak çekin vadesinin uzun olması sebebiyle çekin ödeme vasıtası olarak kabul görmediğini ve müvekkiline iade edildiğini, takip ve dava konusu çekin arkasında bulunan cironun müvekkiline ait olduğunu, müvekkili uhdesinde bulunan çekin zayi-çalınma sebebiyle rızası dışında elinden çıktığını, bunun üzerine müvekkilinin Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/778 Esas sayı ile hasımsız olarak çek iptali davası açtığını, davanın halen derdest olduğunu, bu esnada davalının Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2016/11119 sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, davalının hamil sıfatına haiz olmadığını, müvekkilinin elinden rızası dışında çıkan çeke ciro yoluyla hamil olamayacağını, müvekkilinin cirosunun beyaza ciro olduğunu, davalıya yapılmış bir ciro bulunmadığını belirterek müvekkilinin takibe konu 29.12.2015 keşide tarihli 14.500,00 TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve istirdadına haksız ve yersiz takip sebebiyle davalı hakkında %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı usulüne uygun tebliğe rağmen yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; TTK’nın 792. maddesine göre çekin rızası hilafına elinden çıktığını öne süren davacının, yeni hamilin çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğunu ispat etmesi gerektiği, davalının kötüniyeti ya da ağır kusuruna dair dosyaya ibraz edilmiş başkaca delil bulunmadığı, imzaların istiklali prensibi uyarınca davacının iddialarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davalının müvekkilinden alacaklı olmadığını çeki ticari defterlerine işlemediğini, davalının ticari defter kayıtlarını sunmadığını, davalının davacıya herhangi bir satışının bulunmadığını, BA ve BS formları üzerinde yapılan incelemede de herhangi bir mal satışının olmadığının kanıtlanamadığını, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davaya ve takibe konu çeke ciro yolu ile son hamil davalının yetkili hamil olup olmadığı buradan varılacak sonuca göre ara ciranta davacının hamile karşı sorumluluktan kurtulup kurtulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava TTK 758 maddesine dayalı çekin istirdatı ve çek sebebi ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava, takibe konu çekteki ara ciranta olan davacı hamilin beyaza cirosu ile zayi olan çeke daha sonra hamil olan davalının usulüne uygun ciro yoluyla hamil olmadığı ara ciranta olan davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davamıza konu çekin incelenmesinde: … Bankası Meşrutiyet Şubesine ait, … seri numaralı, 29.12.2015 keşide tarihli, 14.500,00 TL bedelli, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti, lehtarı … San. ve Tic. A.Ş olan, arkası lehtar ve … tarafından beyaz cirolu, son olarak davalı tarafından ciro edilerek bankaya ibraz edilmiş ve arkasında “Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/778 Esas sayılı kararına istinaden çek ödeme yasaklı olduğundan takas sisteminde her hangi bir işlem yapılamamıştır.” yazılı kambiyo senedi vasfına haiz çek olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu çekin davalı tarafından devralınma ve dava tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 788/1 maddesi (6762 sayılı TTK m. 700) uyarınca açıkça “emre yazılı” kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebilecek olup yine cirosu kabil çeklerin teşhis işlevini düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.” hükmünü haizdir. Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın 818/1-d maddesindeki yollamayla çekler hakkında da uygulanacak olan aynı Kanun’un 684/1. maddesi uyarınca da; ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile poliçeden doğan bütün hakların devrolunacağı düzenlenmiştir. Anılan kanunî hükümlerden hareketle çeki muntazam bir ciro zinciriyle elinde bulunduran kişi, meşru hamil sıfatını kazanarak çekten doğan tüm hakları kullanabilecektir.
Somut uyuşmazlıkla ilgisi nedeniyle değinilmesi gereken 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü haiz olup anılan kanunî hüküm bağlamında iyi niyetli hamilin hak sahibi olmayan kimselerden elde ettiği kazanımlar korunmaktadır. Bu kapsamda bir kimsenin muntazam bir ciro zinciriyle çeki iktisabı, kendisine ancak şekli anlamda meşru hamil sıfatını kazandıracak olup maddi hukuk anlamında hak sahipliğinin mevcudiyeti için devralanın çeki iktisabında kötü niyetinin yahut ağır kusurunun bulunmaması gerekmektedir. Aksi takdirde 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılacak istirdat davası sonucu çeki iadeye mecbur kalır (Kendigelen, A.: Çek Hukuku, İstanbul 2019, s. 237-238).
İstirdat davası olarak nitelenen bu dava özü itibariyle menkullerin iadesini sağlamak için açılan menkul davası niteliğindedir. Medeni hukukta bu dava gasp, çalınma veya zayi hâllerinde sadece kötü niyetli değil, iyi niyetli hamile karşı da açılmakta ise de, kambiyo senetleri yönünden bir sınırlama getirilmiş ve aynî haklardaki genel prensipten ayrılmak suretiyle, söz konusu davanın yalnızca kötü niyetli veya senedi iktisabında ağır kusuru bulunan kimselere karşı açılabileceği esası benimsenmiştir. Bu tür davalarda, davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2000, s. 294). Bu kapsamda yukarıda anılan kanunî düzenleme, emre yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 990. maddesine paralel bir koruma sağlamakta olup bahse konu maddeye göre, “Zilyet, iradesi dışında elinden çıkmış olsa bile, para ve hamile yazılı senetleri iyiniyetle edinmiş olan kimseye karşı taşınır davası açamaz.” Ancak hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde iade davası açılabilecektir.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde belirtilen kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesindeki “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa…” ibaresi, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak çeki çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin senedi ciro ile devretmesi hâlinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan, başka bir deyişle kötü niyetli ve ağır kusurlu bulunmayan yeni hamil korunur. Bu tür davalarda, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkarak yeni hamil tarafından kötü niyet veya ağır kusur ile iktisap edildiği iddiasını ispat külfeti davacıya ait olup anılan olgular tanık dâhil her türlü delile kanıtlanabilir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından hırsızlık sonucu elinden çıkan dava konusu çalınan çek için Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde çek iptali davasının açıldığı, açılan davadaki yargılama sırasında dava konusu çekin son cirantası olan davalının icra takibine giriştiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu çekte ciro zincirinde herhangi bir kopukluk bulunmaması nedeniyle davalının, kanuna uygun olarak muntazam bir ciro zinciri ile 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi anlamında çekin yetkili hamilidir.
Davacı ara ciranta çeki beyaza ciro ederek ve teslimle çek üzerinde hakimiyetini yitirmiş ve beyaza ciro etmekle çeki ibraz edecek yetkili hamile ödeme taahhüdü altına girmiştir. Davalının 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesine göre hak sahipliğinin belirlenmiş olması karşısında, çeki istirdadına ilişkin talebin kabulü için davalının çeki iktisabında TTK’nın 792. maddesi anlamında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispatı gerekmekte olup bu hususta ispat yükü davacı üzerindedir. Zira TTK’nın 792. maddesi içeriği itibariyle önceki hamilin elinden herhangi bir şekilde çıkan çeki iktisap eden yeni hamilin, TMK’nın 3. maddesi anlamında iyi niyetli olduğunu kabul etmiştir. Burada ispat yükü üzerinde olan davacının, kötü niyete veya ağır kusura dair iddialarını her türlü delille ispat etmesi mümkündür.
Netice olarak iddia, savunma, taraflarca sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi kapsamında davalının çeki iktisabında kötü niyetinin yahut ağır kusurunun bulunup bulunmadığı davacının delilleri değerlendirilerek verilen karar da bir usulsüzlük görülmemiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle ispat yükü üzerinde olan davacının TTK’nın 792.maddesi uyarınca davalının dava konusu edilen çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğunu ispat edememiş olmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 16/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”