Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2144 E. 2022/1020 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/2144 (KABUL KALDIRMA )
KARAR NO : 2022/1020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2019
ESAS-KARAR NO : 2015/317 E 2019/185 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı …’nun müvekkilinin eski gelini olduğunu, aralarında bir borç ilişkisi olmadığını davalı …’nin icra müdür yardımcı olarak çalıştığı gelir dikkate alındığında müvekkilinin davalıdan 72.000,00TL’lik borç almasının da mümkün olmadığını, dava konusu bonoların büyük ihtimalle okul taksiti ve benzeri şekilde imzalatılmış bono olduğunu, ayrıca davacının parkinson hastası olup borçlanmaya niyeti olmadığını, bonoları takibe koyan diğer davalı …’ın davalı … ile birlikte hareket edip haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, senetlerin davalılar arasında muvazalı ilişki bulunduğunu, hata, hile ile alındığını belirterek müvekkilinin takibe konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili, davacının iddialarının asılsız olduğunu, senetlerin tanzim edildiği tarih itibariyle davacının fiil ehliyetinin bulunduğunu, davacının dayanaktan yoksun asılsız iddialarda bulunduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin senedi …’tan para alacağına karşılık aldığını davacı iddialarının haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; bedelsizlik iddiasının usulüne uygun yazılı delille kanıtlanamadığı gibi davacının senetlerin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetine sahip olduğu anlaşılmakla dava konusu 50.000,00 TL ve 22.000,00 TL bedelli senetler yönünden davacının davalıya borçlu olduğu, diğer davalı …’ın kötü niyetli hamil olduğuna dair iddianın da kanıtlanamadığı, her iki davalı yönünden açılan davanın reddine, davalı … tarafından başlatılan takip hakkında İİK 72/3 maddesi uyarınca tedbir kararı verildiğinden toplam alacağın % 20’si oranında tazminata karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; dava konusu bono sebebi bilinmeyen müvekkilin yaşlılığı ve hastalığından yararlanmak suretiyle ve alacaklı görünen davalı …’nun müvekkilinin oğlunun eşi olması, aralarındaki güven ilişkisinden yararlanmak suretiyle müvekkilin iradesi yanıltılarak imzalatıldığını, ayrıca dosyadaki tüm delil ve daha önceki savunmalar da dikkate alınarak alacaklının müvekkilinin gelini olması, davalının icra memuru olması ve müvekkilinin ekonomik durumunun senet alacaklısı … ile alacak- borç ilişkisine girmesinin mümkün olmaması düşünüldüğünde (müvekkilimizin ekonomik durumu senet alacaklısı …’ndan daha iyi olduğu düşünüldüğünde ve aralarında bir ticari ilişki olmadığı düşünüldüğünde) diğer davalı hamil ile lehtar arasında muvazaalı bir biçimde iyi niyetli 3. Kişi yaratmak maksadıyla danışıklı işlem tesis ettiklerine dair dosyaya sunulan beyan ve deliller ışığında değerlendirildiğinde davalılar tarafından yargının yanıltılmaya çalışıldığı, davalıların iyi niyetli olmadığı sunulan deliller ışığında değerlendirilmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davaya ve takibe konu senetlerin tanzim tarihinde tanzim edenin hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı, burada varılacak sonuca göre senetlerin bedelsizlik ve iradeyi sakatlayan sebepler doğrultusunda (hata , hile ) hukuksal olgusunun usulüne uygun delillerle kanıtlanıp kanıtlanamadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, senetlerin tanzim tarihi itibariyle tanzim edenin hukuki ehliyetinin bulunmadığı, bedelsizlik ve aldatma hukuksal nedenine dayalı takibe ve davaya konu senetler nedeniyle borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı yan dava dilekçesinde davaya konu senetleri tanzim edenin yaşlılık ve hastalık nedeniyle hukuki ehliyetinin bulunmadığı, irade sakatlığı ve bedelsizlik iddiasına birlikte dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, senedin tanzim tarihinde, düzenleyenin fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı, bedelsizlik, hukuksal nedeni değerlendirilmişse de senedin düzenleyenin iradesini sakatlayan sebepler iddiası yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir.
O halde mahkemece davacının iradesini sakatlayan ‘’aldatma, yanılma’’ hukuksal olgusu üzerinde durularak, tarafların tanık da dahil tüm delillerinin eksiksiz toplanması ve ondan sonra TBK’nın 39. maddesindeki sürenin geçip geçmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
6100 sayılı HMK’nin 353/1.a.6.maddesinde dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2015/317 Esas, 2019/185 Karar sayılı ve 01/03/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 06/07/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”