Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2126 E. 2022/725 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/2126 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/725

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/208 E 2019/624 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının doğduğunu, davalının borcu ödemediği gibi alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının itirazı ile icra takibinin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalı aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında bir ticari münasebet bulunduğunu ancak davalı ile müvekkili arasında karşılıklı anlaşmaya varılmış ve davacının alacaklı bulunduğu herhangi bir cari hesap alacağının bulunmadığını, cari hesap alacağından söz edilebilmesi için ilgili cari hesap ekstresinin 6102 TTK’nun 94. Maddesine göre karşılıklı imzalı, kaşeli bir şekilde teyit edilmiş olması gerektiğini, davacının müvekkiline ait olan ve davacı şirkete emanet olarak bırakılan tıbbı cihaz ve el aletlerini iade etmediğini, iade edilmeyen aletlere ilişkin fatura düzenlendiğini ve ihtarname ile davacıya gönderdiğini, buna rağmen iade işlemi yapılmadığını bildirerek haksız ve dayanaksız olan davanın reddine karar verilmesini, %20 ‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini, istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda: Taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, her iki tarafın ticari defter ve belgelerine göre cari hesaptan dolayı davacı tarafın 13.075,94 TL alacak kaydının olduğu, ancak davalı tarafın, davacı şirkete emanet olarak bırakılan tıbbi cihaz ve el aletlerini iade etmediğini, bu nedenle iade edilmeyen söz konusu cihaz ve aletler için keşide edilen ihtarnamenin ve toplam 14.726,40 TL tutarında faturanın davacı tarafa gönderildiği, bu sebeple davacı taraftan alacaklı olduğunu savunduğu, taraflar arasındaki ihtilafın, söz konusu tıbbi cihaz ve el aletlerinin davacı tarafça iadesinin gerekip gerekmediği üzerinde düğümlendiği, tıbbi cihaz ve el aletlerinin davacı tarafa bayilik sözleşmesi ile teslim edildiği savunmasına davacı tarafın itirazı bulunmadığı, davacı tarafça söz konusu cihaz ve el aletlerinin iadesinin gerekmediği hususunun ispatlanması gerektiği, davacı tarafın bu yönde bir delil sunamadığı, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine göre davacının davalıdan alacağının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı, davalının tazminat isteminin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
I-)Davacı vekili; her iki tarafın ticari defter kayıtlarına göre mahkeme davalı tarafından iddia edilen faturaya konu cihaz ve aletlerin müvekkil şirkete gerçekten teslim edilip edilmediği, bu cihazlara ilişkin kesilen faturaların müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, faturalara itiraz edilip edilmediği, bu cihazların iadesine dair noterden herhangi bir ihtarname gönderilip gönderilmediği hususları araştırılmadan ve sonradan kesilen faturalar hakkındaki ihtilafı ortadan kaldırmadan eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
II-) Davalı vekili; Açıklanan nedenlerle tarafımızca yapılan yargılama giderlerinin davacıya yükletilerek yargılama giderlerine ilişkin eksikliğin giderilmesi, davacının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulması gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak hükmün düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davalının takas savunmasına konu alacağının varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlayıp kanıtlayamadığı burada varılacak sonuca göre davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf takibe konu alacağın ödenmediğini belirterek, itirazın iptali davası açmıştır. Davalı alacak borç ilişkisini inkarla takibe itirazında ise sadece borca ve faize itiraz ettiğini ve davacıdan alacaklı olduğunu beyan ederek bayilik ilişkisi kapsamında davacıya teslim edilen tıbbı cihaz ve el aletlerinin iade edilmediği bunun için faturalar eklenerek ihtarname keşide edildiğini savunmuştur.
Mahkemece tarafların ticari defter kayıtları incelenerek alınan raporlarda davalının takasa konu alacağının davacının ticari defter kayıtlarına alınmadığı gibi yargılama süresince de faturalara konu alacağın varlığı davacı yanca inkar edilmiştir. Bu durumda somut olayda takasa konu davalı alacağının dayanağı faturalardaki malların davacıya teslimini davalı taraf usulüne uygun delilerle ispatlamakla yükümlüdür.
Bu nedenle, bayilik ilişkisi kapsamında davacı yana teslim edildiği savunması karşısında davalı taraf teslim ettiği tıbbı cihaz ve aletlerin miktarını ve davacıya bayilik ilişkisi kapsamında teslimini, davacı yandan takasa konu alacak miktarı kadar alacaklı olduğunu usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır. Eldeki davada, davacı fatura muhteviyatı kadar malın kendisine teslim edildiğini ve borcu inkâr etmektedir. Hâl böyle olunca, sözleşmesel ilişkiyi, malların bayi olan davacıya teslim edildiğini ve faturaların da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğini ispat yükü davalı tarafa aittir. Davalı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre, 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi (HUMK 288) uyarınca yazılı delille kanıtlamalıdır.
Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davalı tarafça sunulan faturalarda teslim alan bölümlerinde isim ve imza bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla, teslim belgelerinde, teslimatın takasa konu mallara ilişkin olduğu hususu da tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya konamamıştır. Öte yandan ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmuş olması yanında defterlerde yer alan kayıtların dayanağının da usulüne uygun olması gerekmektedir. Davalının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olan faturaların dayanağının da usulüne uygun olduğunun ispatlanmalıdır. Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, faturaların düzenlenmesi ve dayanağı kanıtlanamayan bu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olması tek başına akdi ilişkinin kanıtı olamaz.
Davaya ve takibe konu alacağa karşılık davalının da takasa konu alacağın fatura muhteviyatı malların teslimine yönelik davacının vergi dairesine BA-BS bildirim formlarının araştırılmaması önemli bir eksiklik olduğu gibi davalının delilleri arasında yemin delili de bulunmaktadır. Mahkemece davalının; malları teslimine yönelik davacıya mal teslimine dair yazılı belgesinin bulunup bulunmadığına dair araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi cevap dilekçesi incelendiğinde davalının aynı zamanda yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece; davalının yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davalıya karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı da hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davalının takas savunmasının kabulüyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, teslime dair belgeler incelenerek, davalının yemin teklif etme hakkının da hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına bu aşamada davalının istinaf isteminin incelenmesine yer olmadığına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/208Esas, 2019/624Karar sayılı ve 02/07/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatıranlara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 24/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”