Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2125 E. 2022/688 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/2125 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/688

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2019
ESAS-KARAR NO : 2017/437 E 2019/625 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 16/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili firma ile davalı şirket arasında 22/03/2016 ve 19/09/2016 tarihlerinde akdolunan Tek Yetkili Taşınmaz Satışı İçin Aracılık Sözleşmeleri uyarınca, satışa dönük tüm yetkilerin yalnızca davacı … Gayrimenkul Bağlıca Bölge Ortaklığı’na verildiğini, müvekkilinin davalı şirkete ait taşınmazların satışı sebebiyle komisyon ücretinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takiplerine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takiplerin kaldığı yerden devamına, davalı/borçlu taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalanan taşınmaz satışı için aracılık sözleşmeleri gereği, müvekkili şirketçe inşa edilecek binada bulunan dairelerin satışı konusunda anlaşıldığını, davacı tarafın, satış performansının düşük olmasına rağmen, tanıtım faaliyetlerine devam ettiğini, daha da fazla emek harcanacağı gibi söylemlerle sözleşmenin 6 ay daha uzatılmış olduğunu, vaat edilen satış rakamlarına ulaşılamadığını, satın alınan daire sahiplerine sözleşmenin devam ettiği süre olan 22/03/2016-19/03/2017 tarihleri arasında, hizmet verildiğine ilişkin bir belge sunamayan davacının, TBK m. 521 uyarınca ücrete hak kazanmamış olduğunu bildirerek, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedîlmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacı yanın simsarlık sözleşmesi kapsamında davalı tarafından gerçekleştirilen satışlar nedeniyle, sözleşmenin feshinden önce emlak komisyonculuğu hizmeti verdiğini ispat edemediği, davacı yanın aynı zamanda sözleşmenin haksız olarak feshedildiği iddiasında ise de icra takiplerine konu komisyon bedeline ilişkin alacağın anılan daire satışlarına ilişkin komisyon alacağına hasredildiği bu yöndeki iddianın alacağın doğumuna etkisi olmamakla birlikte davacı yan sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini de ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; delil başlangıcı mahiyetinde belgeler sunulduğunu, ispat noktasında tanık dinlenmesi gerekirken bu talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesinden sonra kötü niyetli olarak simsarlık hizmeti sunulan dava dışı kişilere davalının satış yaptığını, makemece eksik ve yetersiz inceleme sonucu karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık davalı yanca sözleşme koşullarına riayet edilmeksizin davacı tarafça komisyon hizmeti sunulan dava dışı taşınmaz maliklerine aktin feshinden sonra satış yapılıp yapılmadığı yapıldı ise davacının komisyon alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava taraflar arasındaki Tek Yetkili Taşınmaz Satışı İçin Aracılık Sözleşmeleri gereği fatura alacağı için başlatılan takiplere yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle dava dışı simsarlık hizmeti verildiği iddia edilen kişiler ve eşleri ile davacı arasında usulüne uygun yazılı simsarlık sözleşmesinin ibraz edilemediği gözetilerek karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 16/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”