Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2120 E. 2022/492 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2019
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davacı şirkete mahkeme kararıyla …’nin kayyım olarak atandığını, dava konusu icra takibine konu edilen 07/01/2017 tarihli 47000 TL bedelli çekin keşide tarihi itibariyle davacı şirketi, temsile yetkili tek kurumun … ve … tarafından görevlendirilen kişiler olduğunu, dava konusu çekteki imzanın …’nin görevlendirildiği kişilere ait olmadığını ileri sürerek davacı şirketin anılan çek ve çekin takibe konu edildiği Ankara 14. İcra Müdürlüğü’nün 2017/1866 sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; dava konusu çekin ileri tarihli olarak davacı şirketin yetkili temsilcisi tarafından 06/05/2016 tarihinde düzenlendiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MHAKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava konusu çekin ileri tarihli olarak düzenlenip düzlenmediğinden kaynaklandığı, ispat yükünün çekin ileri tarihli olduğunu savunan davalı tarafta olduğu, çekin ileri tarihli olduğunun davalı tarafça yazılı deliller ispatlanması gerektiği, davalı taraf çekin ileri tarihli olduğu yönünde davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesini talep etmişse de tek başına davalının defterlerinin bu hususu ispata yetmeyeceğini davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi talebinin yerinde görülmediği, bu nedenle çekin ileri tarihli düzenlendiğinin kabulünün mümkün olmadığı, buna göre çekin keşide tarihi itibariyle davacı şirketin yetkili kişiler tarafından düzenlenmediğinin kabulü gerektiği tarafların dava konusu çeki düzenleyeni ve lehtar hamili olması, taraflar arasındaki akit durumu nedeniyle davalının dava konusu çekteki imzanın, çekin tanzim tarihi itibariyle davacı şirketi temsile yetkiler kişiler tarafından düzenlemediğini bilebilecek olması karşısında kötü niyet tazminatı şartlarının da oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; müvekkilinin davacı yandan çekleri alınmasının ardından gerekli defterlerine işlemiş ardından bu çekleri 13.07.2016 tarihinde … … Şubesine takasa verdiğini Mahkeme tarafından çeklerin kayıtlara işlenmesinin çekin ileri keşide tarihli olmadığını kanıtlamak için yeterli olmadığı iddia edilmişse de ticari defter kayıtlarında bulunan evraklar incelendiğinde 13.07.2016 tarihinde … … Şubesine verildiği ve takas sistemine sokulduğu açık ve aşikardır. Bu sebeple yerel mahkemenin basiretli bir tacir olarak davranan ve yükümlülüklerini yerine getiren müvekkilimin ve davacı yana ait ticari defterlerin bilirkişi aracılığı ile araştırması ardından karar verilmesi gerekirken evrakların incelemeye alınmamasının hatalı olduğunu, müvekkile ait ticari defter kayıtlarıyla davacı firmanın ticari defter kayıtlarının usulüne göre işlenmesi halinde delil olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu sebeple söz konusu defterler incelemeye alınmadan karar verilemeyeceğini, bunun yanı sıra davalı tarafından müvekkiline verilen çeklerin 13.07.2016 tarihinde … … şubesine takasa verilmiş olduğu ve ardından bu çeklerin … Bankası … şubesine takasa verildiği ve söz konusu takas sistemi içerisinde çeklerin bir örneğinin banka kayıtlarında olduğu düşünülürse davaya konu çekin 13.07.2016 tarihinde imza altına alındığının kabulü gerekeceğini, Davacı tarafın ticaret sicil kayıtlarının incelendiğinde ise 16.02.2006 tarihinden itibaren … ve …’ın şirketin temsilcisi oldukları görülmekle birlikte temsil yetkilerinin 21.12.2016 tarihine kadar devam ettiği ticaret sicil kayıtlarıyla ortada olduğunu, ticaret sicil gazetesinde belirtilen tarihler gözetildiğinde müvekkilime çekin ileri tarihli düzenlenirek verildiği tarihin kayıtların esas alınması halinde 06.05.2016 tarihi olduğu bir an için ticari defterlerin bu hususu ispat etmediği düşünüldüğünde bile çekin 13.07.2016 tarihinde … … şubesine takas için teslim edildiği tarihler gözetildiğinde imza altına alınan çekin şirket yetkilisi kişi tarafından ileri keşide tarihli olarak düzenlendiği ve savunmanın ispat için yeterli olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, dava konusu çekin ileri tarihli düzenlenip düzenlenmediği burada varılacak sonuca göre davalının çeke dayalı alacak talebinde bulunup bulunamayacağı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, çekten kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, davaya konu çeklerin ileri tarihli olduğu ve davacı şirketi temsile yetkili kişiler tarafından keşide edildiğinin kanıtlanamamış bulunmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.591,97TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 898,00TL harcın mahsubu ile bakiye 2.693,97TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 04/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”