Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2093 E. 2022/993 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2019
ESAS-KARAR NO …

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili ; taraflar arasında 15.05.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere “Satış Sözleşmesi” ile “Kapalı ve Açık Nokta Sözleşmeleri Ek Prtokol” başlıklı sözleşmenin bağıtlandığını, davalının işletmekte olduğu işyerinde, müvekkili şirketin yetkilendirmiş olduğu bayi veya distribütör vasıtasıyla dağıtımını yaptığı bira ve malttan mamül ürünleri, müşteri taleplerine uygun ve düzenli olarak, süreklilik arzedecek şekilde satın almayı, bunları şirketin ürünlerine olan müşteri talebini karşılayacak şekilde etkin olarak bulundurmayı ve müşterilerine yeniden satmayı, işletici sözleşme süresi içerisinde işletmeyi kısmen veya tamamen çalıştırmaması, işletmeyi devretmesi veya işletmede iş değişikliği yapması veya iş bu sözleşmede belirtilen hükümlerden herhangi birini ihlal etmesi veya iş bu sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi halinde, şirket veya bayi/distribütör kayıtlarındaki yatırım harcamaların tümünü ve uygulanan iskonto tutarlarını verildiği tarihten itibaren işlemiş faizi ide dahil olmak üzere bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte şirket ve/veya distribütöre nakden ve defaten itirazsız geri ödemeyi ve ayrıca 80.000,00 TL cezai şart ile birlikte şirket ve/veya ….. kar kaybı da dahil olmak üzere uğradığı her türlü zararını itiraz etmeksizin nakden ve defaten ödemeyi, cezai şartın tenkisini hiçbir şekilde talep etmemeyi açıklanan maddelerin içeriği ile sözleşmenin diğer hükümlerinde sair hususları kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili şirket tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin 11. maddesinde belirtilen geri ödenmek kaydıyla ve işyerinin açılmasında yardıncı olmak amacıyla 28.600,00 TL katkı sağladığını, karşı yanın edimlerini yerine getirmediği, işyerindeki faaliyetinin sonlandırdığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 11. Maddesinde belirtilen mali yardımı alan davalı yanın edimlerini, kanuni ve akdi görevlirini yerine getirmediğini, işyerinde faaliyetini sonlandırarak işyerini kapattıklarını, müvekkili firma ürünlerini bulundurmadıklarını ve satmadıklarını, bizzat müvekkili şirketin ve/veya bayiden ürün alımında bulunmadıklarını ve satmadıklarını, bizzat müvekkili şirketten ürün alımında bulunmadıklarını, ruhsat, izin, satış belgesi vs. gibi her türlü yasal zorunlulukları yerine getirerek bira satışı sağlamayı anlaşıldığını belirterek, sözleşmenin 15. ve 16. maddelerinin uygulama koşulları oluşması karşısında, fazlaya dair ve işlemiş faiz dahil başkaca talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; 66.001,55 TL mali yardım/katkı tutarlarının verdikleri tarihlerden 80.000,00 TL cezai şart tutarının dava tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi nispetindeki faiziyle birlikte, mali yakdım/katkı tutarlarının verildikleri tarihten itibaren işlemiş faizleri de dahil olmak üzere bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davalı tarafın sözleşme süresi içinde faaliyetlerini sonlandırarak sözleşme hükümlerini ihlal ettiği, davalı yanın bunlara ilişkin itirazın olmadığı, D.İş tespit dosyası ile davalının sözleşmeye aykırı olarak iş yerinin kapatılıp çalıştırılmadığının tespit edildiği, 20.3.2014 tarihinde davalının iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatının iptal edildiği, davalının süresi içinde sözleşme 16. Maddeye aykırı davranması nedeni ile sözleşmenin feshine sebebiyet verdiği, ödenen mali katkı ile 80.000,00TL cezai şartın istenme koşullarının gerçekleştiği, her ne kadar … aleyhine de dava açılmış ise de; sözleşmeye şirketi temsilen imza attığı ve şahsi sorumluluğunun bulunmadığı, tarafların tacir olduğu davalının cezai şart yönünden basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünün bulunduğu , indirim koşullarının oluşmadığı gibi sözleşme 16. Maddesi uyarınca cezai şartın tenkisinin istenemeyeceği gerekçesiyle Davanın …yönünden kısmen kabulüne; Toplam 65.341,64 TL nin 32.338,98 TL sinin 24.5.2011 2.237,40 TL +KDV nin 27.5.2011 1.678,05 TL + KDV nin 2.6.2011 1.491,60 TL +KDV nin 31.5.2011 1.864,50 TL +KDV nin 7.6.2011 1.678,05 TL +KDV nin 11.6.2011 1.491,60 TL +KDV nin 17.6.2011 1.491,60 TL +KDV nin 15.6.2011 1.491,60 TL +KDV nin 20.6.20111.491,60 TL +KDV nin 25.6.2011 1.864,50 TL +KDV nin 28.6.2013 1.864,50 TL +KDV nin 1.7.2011 9.322,50 TL + KDV nin 5.7.2011 ödeme tarihlerinden itibaren sözleşme 16. maddesi gereği Bankalarca uygulanacak en yüksek kredi faizi üzerinden tahsiline ,fazlaya ilişkin talebin reddine 80.000,00 TL nin 16.3.2015 dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline Davalı … İkici yönünden açılan davanın işletici olan şirket adına şirketi temsile yetkili şahıs olması sebebiyle imzaladığı, şahsi sorumluluğunun olmadığı gözetilerek reddine, karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; 66.001,55 TL mali yardım/katkı tutarlarının verildikleri tarihlerden itibaren sözleşmenin 16. maddesi gereği Bankalarca uygulanacak en yüksek kredi faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile tahsiline, 80.000,00 TL cezai şart tutarının dava tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi nispetindeki faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, delil tespiti masraflarının yargılama giderleri arasında nazara alınmasına, yargılama masraf ve avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi davalı gerçek şahıs hakkındaki davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının katkı payı adı altında yapılan ödemeden kaynaklanan alacak ile cezai şart alacağınının tamamından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olup olmadıklarının tespiti hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kapalı satış noktası sözleşmesi kapsamında davalılar tarafından sözleşmenin ihlali nedeniyle mali yardım/katkı bedelini ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına geçmeden önce kararın hükmünün HMK m. 294 vd maddelerine uygun olup olmadığı üzerinde durulması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2.fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan bu düzenleme uyarınca hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece kurulun hüküm incelendiğinde HMK’nin 297. maddesine uygun olmadığı, hüküm fıkrasının yani tarafların talepleri hakkında taraflara yüklenen borç ve hakların açıklanması ile yetinilmesi gerekirken bunun yanında gerekçeye ait sözlere yer verildiği, gerekçenin bir bölümünün hüküm fıkrasında açıklandığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıda belirtilen ilke ve açıklamalar ışığında dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz her bir talep yönünden gerekçeli karar ve hüküm oluşturulmasıdır.
Bu itibarla, denetime elverişli usulün aradığı niteliklere haiz bir kararın bulunması istinaf incelemesinin yapılabilmesinin ön şartı olup bu nitelikte olmayan bir kararla ilgili olarak istinaf denetim ve yargılaması yapılarak bir hüküm verilemeyecektir.
Zira HMK’nın 355. maddesi gereği de Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu resen gözetir. Doktrinde HMK’nın 353. maddesindeki istinaf sebeplerinin örnek niteliğinde olduğu, maddede sayılmamasına karşın mutlak istinaf sebebi olabilecek başka usul hatalarının da söz konusu olabileceği görüşünde olanlar da bulunmaktadır (AKKAYA Tolga, Medeni Usul Hukukunda İstinaf, Ankara 2009, s. 192). Kararın gerekçesiz olması, hukuki dinlenilmesi hakkının ihlali ve bu gibi kamu düzenine aykırılık teşkil eden ve istinaf denetim ve yargılamasının yapılmasına engel oluşturan hususlarda HMK’nın 353. maddesi kapsamında değerlendirilerek kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesine gönderilmesini gerektirmektedir.
Bu durumda Dairemizce, bu husus kamu düzenine ilişkin olmakla HMK’nin 355. maddesi uyarınca esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve usulüne uygun nitelikte karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 355.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Kaldırma nedenine göre istinafa başvuranın istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf edene iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
5-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 05/07/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”