Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2087 E. 2022/483 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2019
ESAS-KARAR NO :…

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davacının davalılardan ithalatçı … … … A.Ş.’nin yetkili satıcısı olan davalı … … … Tic. San. A.Ş.’den 13/03/2015 tarihinde … plakalı aracı satın aldığını, garanti süresi içerisinin 3 yıl olduğunu, 11/07/2016 tarihinden itibaren farklı tarihlerde çeşitli hasarların meydana geldiğini, aracın son servisten çıkışından itibaren 6 gün hiç kullanılmadığı halde 12/08/2017 tarihinde aynı şekilde araçta performans düşüklüğü olduğunu, motor ikaz lambasının yandığını, elektronik aksamı yol boyunca hata verdiğini, aracın tekrar servise götürüldüğü ve kumanda ünitesinin değiştirildiğini, davaya konu arcın elektronik bir araç olduğunu, bu araçlarda kumanda ünitesinin hayati bir önem arzettiğini, kullanım sırasında bu panelin arızalanmasının son derece riskli ve can mal güvenliği açısında tehlikeli olduğunu, müvekkilinin aracın değiştirilmesi veya iade alınması hususunda davalı … … … A.Ş.’ye 17/08/2017 tarihinde elektronik posta yolu ile talepte bulunduğunu, davalı firmanın kayıtsız kalarak aracın arızasının giderilebileceği bildirilerek talebin reddedildiğini, 21/09/2017 tarihinde müvekkilinin davalı … … … … arandığını bu araçların … şarjında imalat hatası olduğunu ve değiştirileceğini belirterek aracı servise aldığını ve sol … şarjını değiştirildiğini, ancak araçta meydana gelen arıza her ne kadar giderilmiş gibi görünse de arızanın sürekli tekrarlaması, araçta bulunan kişiler ve trafikteki diğer … yönünden can ve mal güvenliği açısından tehlike yarattığını belirterek müvekkilinin satın aldığı … plakalı aracın misli ile değiştirilmesine, mümkün olmadığı takdirde aracın karar tarihindeki serbest piyasa rayiç değerinin avans faizi oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … … …A.Ş. vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak; davacının var olduğunu iddia ettiği ayıpla ilgili ücretsiz onarım hakkını kullandığını, aracın hali hazırda davacının tasarrufunda bulunduğunu, davacının ihbar mükellefiyetini yerine getirmediğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … … A.Ş. vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak, süresinde ve usule uygun ayıp ihbarının bulunmadığını, kullanımı önemli derecede etkileyecek bir ayıbın varlığından bahsedilemeyeceğini, davacının araçla ilgili şikayetlerinin ücretsiz onarım hakkı kapsamında dava öncesinde giderildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacı, davalıların üreticisi ve satıcısı olduğu aracın ayıplı olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmış ise de davacının ayıp olarak ileri sürdüğü hususların dava tarihinden önce garanti kapsamında giderildiği, aracın hali hazırda davacının kullanımında olduğu, dava tarihinden sonra dahi periyodik bakımlarının yapıldığı ve aracın sorunsuz çalıştığı, bu hali ile TBK’nın 227/3 maddesi gereğince ücretsiz onarım hakkını kullanan ve hali hazırda aracı sorunsuz kullandığı anlaşılan davacının aracın misli ile değiştirilmesi olmadığı takdirde bedelini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; deliller toplanmadan dosyanın bilirkişi incelemesine sunulduğunu, aracın servis kayıtları ve ikame araç süreleri istenilmiş ise de davalı … … … Tic. ve San. A.Ş.’ne ait servisten eksik kayıt gönderildiği, ikame araç sürelerinin bildirilmediğini, mahkemece bu eksiklik dikkate alınmadan dosyanın bilirkişiye tevdii edildiğini, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmeyeceğini, mahkemece araç üzerinde fiili inceleme yapılmasına denmesine rağmen, araç üzerinde fiili inceleme yapılması istenilmiş olduğu halde bilirkişiler mahkemenin bu kararına aykırı olarak dosya üzerinden rapor tanzim edildiğini, 08.03.2019 tarihli kök rapora karşı itirazlarda bilirkişilerin mahkemenin görevlendirilmesi doğrultusunda inceleme yapmadıkları araç üzerinde inceleme yapılması yönünde itiraz yapıldığını, bu itiraz üzerine mahkemece; 25.03.2019 tarihli ara kararında “dosyanın bilirkişi heyetine tevdii ile … tarafların itirazlarını da karşılar ek rapor alınmasına” karar verilmiş olduğu halde bilirkişiler araçta fiili inceleme yapmaksızın dosya üzerinden ek rapor tanzim ettiğini, kısaca, bilirkişiler mahkemenin görevlendirme kararına aykırı rapor tanzim ettiklerini, bilirkişi heyetince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davalılardan …. A.Ş.’ne ait işlenen servis kayıtlarına göre inceleme yapmış ise de bu kayıtlardaki çelişkilerin dikkate almadığını, davalıya ait servis kayıtlarında araç üzerinde yapılan işlemler 4 aşamada belirlenmekte olup bu kayıtların çelişkili şekilde düzenlendiği bu nedenle yargılamaya esas alınamayacağı konusunda itiraz ettiklerini, ayrıca 11.07.2016, 21.09.2017 tarihinde ki arızalarda… değişikliği yani aynı arıza ve ve aynı parça değişimi yapıldığını, yine aracın 60.000 km’lik periyodik bakımına ilişkin 01.12.2016 tarihli … Servis Tarihçesi belgesinde, değişen parçalar olarak basınç sensörü, … yağ ayrıştırıcısı, yüksek basınç hattı , yüksek basınç hattının arıza teşhis sisteminin değiştirildiğinin belli olduğunu, bu parçaların kullanım sarf malzemeleri olmayıp, imalat hatasına dayalı teknik arızaya ilişkin değişen parçalar olduğunu, bilirkişilerin gerek perdiyodik bakım belgelerini gerekse arıza bakım belgelerini yeterince incelemediklerini, bilirkişilerce araç üzerinde fiili inceleme yapılmış olsa idi araçta meydana gelen arızanın “kumanda ünitesinden” ve “…” tabir edilen bölümden oluştuğu nun tespit edilmiş olacağını, bu yönüyle de raporun eksik ve hukuki denetime elverişli olmayan bir rapor olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak anılan eksikliklerin giderilerek oluşacak sonuca göre davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, satım sözleşmesine konu aracın ayıplı olup olmadığı ve buradan varılacak sonuca göre ayıplı olduğunun belirlenmesi halinde misli ile değişimine karar verilip verilemeyeceği hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ayıplı mal iddiasıyla malın misliyle değiştirilmesi olmadığı takdirde karar tarihindeki serbest piyasa rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece; 3 kişilik makine mühendisinden oluşan bilirkişi kuruluna tevdi olunmuş, bilirkişi raporunda, dosyada belirtilen bilgiler ve inceleme esnasında belirlenen tespitler doğrultusunda araca ait periyodik bakıların zamanında yapıldığı, dolayısıyla bu kapsamda arıza nedeni oluşmadığı, tavan mekaniği kumanda ünitesi değişimi, basınç sıcaklık sensörü, yağ arıtıcısı, yüksek basınç hattı değişimi, … şarj basınç sensörü değişimi, kumanda ünitesi değişimi gibi onarımların aracın kullanımı ile ilgili bir sorun yaratmadığı, mekanik ve elektromekanik arızaların parça değişimleri ile garantili olarak çözüldüğü, dava konusu olan soruların süreklilik göstermediği, gizli ayıp niteliği oluşturmayacağı, onarımların aracın değerinde bir değişiklik yaratmayacağı dolayısıyla gizli ayıp olarak değerlendirilemeyeceği bildirilmiş; kök raporda dava konusu araçta periyodik bakımlar dışında belirtilen diğer hasarların neden kaynaklandığı hususunda davacının itirazlarının da karşılanması için alınan ek raporlarında özetle; periyodik bakımlar hariç diğer hasarların kullanıcı kaynaklı olmadığı, dava konusu aracın problemlerinin garanti kapsamında giderildiği bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetince araç üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadan dava konusu aracın problemlerinin garanti kapsamında giderildiği tavan mekaniği kumanda ünitesi değişimi, basınç sıcaklık sensörü, yağ arıtıcısı, yüksek basınç hattı değişimi, … şarj basınç sensörü değişimi, kumanda ünitesi değişimi gibi onarımların aracın kullanımı ile ilgili bir sorun yaratmadığı, mekanik ve elektromekanik arızaların parça değişimleri ile garantili olarak çözüldüğü, dava konusu olan soruların süreklilik göstermediği, gizli ayıp niteliği oluşturmayacağı, davacının araçtaki ayıp ile ilgili tercihini arızanın tamiri şeklinde kullandığı değerlendirilmiştir. Buna karşın hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçta hangi teknik incelemelerin yapıldığı açıklanmamış, teknik yönlerden yeterli ve ayrıntılı görüş belirtilmemiş, iş emirleri üzerine servis tarafından yapılan işlemler detaylı şekilde incelenmemiş, yapılan işlemler yorumlanmamış, araç üzerinde gerekli testler (diagnostic vb gibi) yapılmamış yalnızca dosyada bulunan belgelerle yetinilmiştir.
Bu bakımdan yetkili servis tarafından yapılan işlemlerle arızanın tamamen giderilip giderilmediğinin belirlenmesi yukarıda açıklanan kapsamda bir bilirkişi incelemesini gerektirmekte olup mahkemece hükme esas alınan rapor varılan sonuç bakımından yeterli incelemeyi içermemektedir.
Açıklandığı üzere alınan bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli mahiyette ve denetime elverişli değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıdaki hukuki esaslar ile bilirkişi raporundaki eksiklikler gözetilerek, aralarında otomotiv konusunda uzman bilirkişininde bulunduğu 3 kişilik yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinden ibaret olup, hatalı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi satıma konu araçta iddia edilen ayıbın olup olmadığının belirlenmesi için yukarıda açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Sonuç olarak ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2017/785 Esas, 2019/622 Karar sayılı ve 24/06/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 04/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”