Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2081 E. 2022/727 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2081 – 2022/727

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/2081 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/727
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2019
ESAS-KARAR NO : 2015/66 E 2019/68 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 02/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davalı ile müvekkili arasında ile 5 yıl süreli tüplügaz bayilik sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında alacaklı olduklarını sözleşmenin feshine rağmen bakiye borç bedelinin ödenmediğini belirtilerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 233.912,19 TL nin 24/12/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak %27 faiz ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında uzun zamandan beri bayilik ilişkisinin bulunduğunu, bu ilişki çerçvesinde yüklü miktarda mal alımlarının yapıldığı karşılığında ödemelerinin yapıldığını, bu alımlardan kaynaklı prim satış desteği vb. alacaklarının doğduğunu, davacı ile uzun zamandan beri hesap mutabakatı yapılmasının teklif edildiğini, ancak davacının buna yanaşmadığını, davalının defterlerinde böyle bir borcun bulunmadığını, bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde Mali Müşavir bilirkişi aracılığıyla yerinde inceleme yetkisi de verilmek suretiyle inceleme yapılarak rapor alındığını, davalı tarafa ticari defter ve belgelerini sunması amacıyla süre verildiği,, ancak davalı vekilinin muhasebeci değişikliği nedeni ile müvekkili şirketin defter, belge ve kayıtlarını sunmakta sıkıntı yaşadığı, her ne kadar sunulan ek rapor da defter belgelerin sunulmadığı ileri sürülmüş ise de muhasebeci olan sorun nedeniyle defter ve belgelerin yerine bilirkişi raporunda bahsedilen belgelerin sehven sunulduğu, defter ve belgeleri hazır ettiklerini mahkemeye sunduklarını iki koli şeklinde defter ve belgelerin sunulduğu, bu doğrultuda Mali Müşavir bilirkişi aracılığıyla tekrar ek rapor alındığı ancak bilirkişi heyeti tarafından sunulan 31/05/2019 tarihli ek raporda sunulan defter ve belgelerin boş sayfalardan ibaret olduğu ve davanın konusunu oluşturan defter, kayıt ve belgelerden oluşmadığı tespitiyle ek rapor sunulduğu, bunun üzerine davacı vekilinin ilgili defter, kayıt ve belgeleri CD formatında mahkemeye sunacağını 08/07/2019 tarihli duruşmada beyan ettiği, 2012,2013,2014 yıllarına ilişkin tüm ticari defter ve belgelerin kayıtlarını talebi gereğince CD formatında sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmiş olmasına rağmen belirlenen sürede ticari defter kayıtlarını sunamadığı, taraflar arasında 31/03/2008 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli Tüplü Gaz Bayilik Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme süresinden sonra davacı tarafça çeşitli tarihlerde yapılan mal alımlarına ilişkin olarak yapılan mahsup işlemleri sonucunda 233.912,19-TL mal bedelinin davalı tarafça ödenmediğinin ileri sürüldüğü, davalı tarafça bu iddianın kabul edilmediği ve davacı tarafa borcunun olmadığının ileri sürüldüğü, taraflarca sunulan tüm deliller ile tarafların sunulan ve yerinde incelenebilen ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin TTK ve Vergi Usul Kanunu Hükümlerine uygun olarak tutulduğu, HMK 222. Maddesi hükümleri gereğince sahibi lehine delil teşkil ettiği, taraflar arasındaki söz konusu sözleşmeye istinaden; davacı şirketin ödenmeyen her türlü alacağı için tahsil ve dava hakkının saklı olduğu, vadesinde ödenmeyen şirket alacağına aylık % 8’den az olmamak üzere faiz uygulanacağı, taraflar arasında doğabilecek hak, borç, alacak ve yükümlülük gibi konulara ilişkin ihtilaflarda şirket defter ve kayıtları ile tamimlerinin kesin ve münhasır delil olacağını tarafların kabul ettiği, buna göre taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalının tüplü LPG bayiliği yürüttüğü, davacının 2012/09-10-11-12 aylarına ait 45 adet faturadan dolayı bakiye 252.312,20-TL alacağı olduğu, üzerine 120-Alıcılar hesabındaki 31/12/2012 tarihinde 2.924,37-TL alacağının virman yoluyla aktarıldığı, bu aktarım sonrasında davacının alacağının 128-Şüpheli Alacaklar hesabında 255.197,57-TLye yükseldiği, davalının toplamda 21.285,38-TL davacıya kestiği faturalar ve ödeme toplamının mahsubu ile davacının 21/01/2015 dava tarihinde 233.912,19-TL alacaklı olduğunun belirlendiği, incelenen BA ve BS formlarına göre de karşılıklı olarak mal ve hizmet alış ve satışlarının aynı olduğu, alınan bilirkişi raporlarının ve ek raporlarının bilimsel verileri içerdiği, denetime elverişli olduğu, dosya kapsamı ile de uyumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; öncelikle kararın eksik inceleme sonucunda verildiğini, yeterli araştırma yapılmadan eksik inceleme sonucu sadece davacının dayandığı deliller üzerinden verilmiş olan kararın haksız ve dayanaktan yoksun bulunduğunu, davanın konusunu oluşturan müvekkiline ait ticari defter ve belgeler her ne kadar elektronik ortamda sunulamamış olsa da defterlere bakılmaksızın yalnızca davacı tarafın deferleri üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesinin kaldırma sebebi olduğunu, ticari defterler incelenmeksizin davacının davasını ispatladığının düşünülemeyeceğini, kaldı ki ticari defterlerin elektronik ortamda yerinde inceleme kararı verilebilecekken defterler incelenmeksizin karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup BA ve BS formlarında da görüleceği üzere davalının davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında alacak borç durumunun tespiti için mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı tarafın taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, bu nedenle alacağının tahsilin, talep ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle alınan denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ticari defter kayıtlarının açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılarak usulüne uygun tutulduğu, kesin süreye rağmen davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı gibi herhangi bir haklı sebep de ileri sürülmemiş olduğu, tarafların incelenen BA-BS formları ile bildirim yapıldığı, karşılıklı olarak mal ve hizmet alımının aynı olduğunun anlaşılmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 15.978,54 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 3988,40TL harcın mahsubu ile bakiye 11.990,14TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 26/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”