Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/2052 E. 2022/480 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/09/2019
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili davacı … Ltd. Şti. yetkilisi …’ın nakit ihtiyacı olduğunu ve bankalardan nakit ihtiyacını karşılayamadığını dile getirdiğinde, …’ın daha önce tanışıklığı olan davalı …’in faizli borç para temin edebileceğini beyan etmesi üzerine, davalının eniştesi olan … isimli kişi ile tanıştığını, bahse konu şahıstan bir miktar borç aldığını karşılığında ise davacı şirketin çekinin verildiğini, çek bedeli ödenmeyince, …’un icra marifetiyle çek bedelini tahsil ettiğini, davalı …’ın bu şekilde … isimli şahıstan para alarak kendilerine faiz ile borç para vermeye devam ettiğini, müvekkilinin nakit ihtiyacı artınca davalı …’in bu kez bizzat nakit para vermeyi teklif ettiğini, davalı …… sayılı taşınmazın 11 nolu bağımsız bölümünde davacı şirket lehine İpotek edilmesi suretiyle … firmasına para sağlanması konusunda mutabakata vardıklarını, akabinde ise davalının müvekkili firmada satış temsilcisi olarak çalışmaya başladığını, ikrazatçılık yani faizli para satma işini itiyat haline getiren davalının müvekkilden, üç adet senet aldığını, 3 adet senedin hiçbir bedel içermemesine, sadece …’ in isteği üzerine faiz olarak verilmesine ve karşılığında bir para alınmamasına rağmen Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2017/18259 Esas nolu icra dosyası üzerinden tahsile konularak tahsil edildiğini, bu süreçte dava konusu olan 350.000,00 TL lik çekin tahsile konması tehdidi ile müvekkilinin bir dava açması ve şikayette bulunmasının engellendiğini, davalı yanın ve eniştesinin düzenli şekilde faizli para sattıklarını, davalıya verilen tüm senetlerin tahsil edilmesine rağmen, iptal davasına konu olan ve müvekkili tarafından teminat olarak verilen, imzası müvekkiline ait olan, ödeme günü ve rakam hanesi boş bırakılmış olan çeki ödeme günü 07.12.2017 olarak sonradan doldurarak çekin arkasını 07.12.2017 tarihinde yazdırmak suretiyle, Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2017/22524 Esas sayılı dosyası üzerinden tahsile konduğunu ve müvekkili hakkında karşılıksız çek keşide etmekten şikâyette bulunulduğunu, maddi olarak sıkıntı içinde olan müvekkilinin dava masraflarını ve harcı ancak tedarik ettiği için davanın geç açılmak zorunda kalındığını, çekin bedelsiz olduğunu, şirket çalışanı olan sıradan bir personelin şirketi bu derece borçlandırmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, bahse konu çek ve senetlerin bedeli olan toplamda 420.000,00 TL’lik kıymetli evrakın ne için ve neye istinaden alındığının davalı yana sorulması gerektiğini, bedelsiz çeki tahsile koyan ve haksız kazanç sağlamaya tevessül eden davalı hakkında hem bedelsiz çeki tahsil hem de ikrazatçılık eylemi nedeniyle savcılıklar nezdinde şikayette bulunulduğunu, açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunun oluştuğunu belirterek Ankara 20.İcra Müdürlüğünün 2017/22524 Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline, tedbiren takibin durdurulmasına, takip konusu yapılan 07.12.2017 ödeme günlü, … çek numaralı, 350.000 TL bedelli çek nedeni ile borçlu olmadıklarının tespitine, davalı tarafın çek bedelinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karara verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacı tarafın iddia etmiş olduğu hususların, yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olduğunu, davacı tarafın, iddia etmiş olduğu hususları yazılı delille ispat yükü altında olduğunu, tanık deliline muvafakatlarının olmadığını, davacının taleplerinin, tamamen borçtan kurtulmak ve karşılıksız çek keşide etmenin cezai sonuçlarını en azından geciktirmeyi temin etmek üzere dile getirildiğini, hem senet alacaklarına ilişkin takipte hem de davaya konu çek takibinde herhangi bir şekilde borca itiraz olmadığını, müvekkiline borcun ödeneceği yolunda sözler ve süreler verildiğini, karşılıksız çek şikayeti neticesinde bu davanın kötü niyetle açıldığını bildirerek davanın reddi ile davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacının, davalı ile var olan temel borç ilişkisinden doğan borcun, daha önce davalıya verilen senetlerin bedellerinin ödenmek suretiyle tamamen kapatıldığını, çekin bu nedenle bedelsiz kaldığını ileri sürmekte olduğu, menfi tespit davalarında kural olarak davalı alacaklı alacağını ispatla yükümlü ise de, takibe konu çek, kambiyo senedi vasfında olup illetten mücerret olduğu, bu durumda çek nedeni ile borçlu olunmadığına dair ispat yükümlülüğünün davacıya ait bulunduğu, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacı borçlunun, takip ve dava konusu edilen çekin bedelsiz kaldığını yazılı delille kanıtlaması gerekmekte olup, buna ilişkin bir delilin dosya içerisinde yer almadığı gibi davacı vekilince, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı, davacının iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, Ankara C.Başsavcılığına ait… sayılı soruşturma dosyası içinde yer alan davalıya ait ifade içerikleri ve takipsizlik kararı ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak yapılan değerlendirme neticesinde, davacının üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, davalı vekilince, davanın reddi ile birlikte kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş ise de; davacının icra takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, bu nedenle İİK madde 72/4 maddesinde ifadesini bulan, ”davalının alacağına geç kavuşmasından kaynaklanan bir zararının” gerçekleşen somut olayda bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve yasal koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; davalı yanın tazminat talebi reddedildiğini, ancak reddedilen bu kısım (talep) yönünden vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu, mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, ortada bir borç olmamasına rağmen çeki tarafların iradesine aykırı olarak dolduran ve tahsile koyan ve faizli para satan davalının bu eylemine uygunluk verilmesinin anlaşılamadığını, nitekim olayda açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu oluştuğunu, anlaşmaya uygun bir şekilde doldurulması amacıyla kendisine teslim edilen boş bir çeki anlaşmaya ve veriliş nedenine aykırı bir şekilde doldurulması ile meydana geldiğini, suçun konusu olan boş kağıt, alelade boş bir kağıt olabileceği gibi çek, bono (senet) vb. gibi bir kambiyo senedi de olabileceğini, açığa imzanın kötüye kullanılması suçu, “…” bölümünde TCK m.209’da sahtecilik suçları arasında düzenlendiğini, olayda açık şekilde müvekkili mağdurun kendi rızasıyla faile teslim ettiği kısmen boş çeke atılan imzanın kötüye kullanılması (TCK m.209/1) ve ayrıca müvekkilin rızası dışında ve “hukuka aykırı ele geçirilen” kısmen veya tamamen boş çekin doldurulması (TCK m.209/2) suçları oluştuğunu, dava dilekçesi ve delil dilekçesi ekinde sunulan ve toplanması, değerlendirilmesi istenen hiç bir delilin toplanmadığını, Ayrıca çek aslı üzerinde imza, rakam ve yazı için, yargılama makamı genel mahkeme olmasına rağmen, bir inceleme yapılmamış, özellikle sonradan doldurulma işleminde kullanılan mürekkep, mürekkep yaşı ve kimin elinde çıktığına dair bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, daha önemlisi bu kadar yüklü bir rakamın nasıl ve ne şekilde ortaya çıktığı, kaynağının ve borcunun sebebin ne olduğu araştırılmamış, davalı yanın bu kadar yüklü bir rakama nasıl sahip olduğu incelenmemiş ve en nihayetinde tacir olan müvekkil ticari kayıtlarında bir tahkikat yapılmadan karar verildiğini, dosyada deliller toplandıktan sonra bir bilirkişi incelemesi yapılmadığını, yargılama makamı genel mahkeme olduğunu, ancak yerel mahkeme, icra mahkemesi gibi davranmış, hiç bir delili toplamadan ve rapor almadan dosyayı karara çıkarttığını, tanıkların dinlenilmediğini, yemin teklifinin hatırlatılmadığını bildirerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davaya konu çekin bedelsiz olarak/teminat çeki olarak verilip verilmediğinin tespiti noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; bedelsiz olduğu ileri sürülen çek nedeni ile başlatılan icra takibi nedeniyle, borçlu olunmadığının tespiti davasıdır.
Uyuşmazlığın çözümü için senede karşı senetle ispat kuralı, çekin hukuki niteliğine ilişkin kuralların bir arada irdelenmesi gerekmektedir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, davacının iddialarını usulüne uygun yazılı delillerle kanıtlayamadığının anlaşılmış bulunmasına göre dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 04/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”