Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1960 E. 2022/862 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2019
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle muavin defter dökümlerine ilişkin borç miktarından kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/4495 Esas icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığını, hatta alacağı olduğunu, davacı şirketin kasıtlı olarak eksik ve hatalı tuttuğu muavin defter kayıtlarını dayanak göstererek astronomik bir rakam ile 618.116,71 TL alacak iddia ettiğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, yine müvekkili şirketin davacı şirkete ve yetkilisi …’e tediye makbuzları karşılığı çekler teslim ettiğini, bu çeklerin davacı şirket yetkilisi …’in ticari, normal ve kredi hesaplarından takasa verilmek suretiyle tahsil edildiğini, bu çeklerin büyük bölümünün davacı şirketin defterinde göründüğünü, yine müvekkili şirket tarafından bir kısım müşteri çeklerinin de davacıya verildiğini, müşteri çeklerinin davacı tarafından tahsil edildiğini, bu çeklerin de muavin defterinde gösterilmediğini, müvekkili şirketin banka yolu ile yapmış olduğu EFT ödemelerinin bir kısmının da kasıtlı olarak muavin defterlere işlenmediğini, davacı şirketin müvekkili şirketin müşteri senetlerini de tahsil etmesine rağmen muavin defterinde göstermediğini, çok basit bir hesaplama ile davacının muavin defterinde göstermemiş olduğu davalı ödemeleri, ayrıca hatalı ve eksik gösterilmiş kayıtlar nedeniyle davacı şirketin değil alacağı 54.809,55 TL’nin üzerinde borcu çıktığını bildirerek davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı adına düzenlenen toplam 4.866.760,46 TL bedelli faturaların her iki şirket ticari defter kayıtlarında yer aldığı, davacı şirket yetkilisi … adına yapılan 165.000,00 TL bedelli ödemenin taraflar arasında başka bir akdi ilişki bulunduğuna yönelik delil sunulmaması nedeniyle davacı şirket hesabına yapıldığının kabulünün gerektiği, davacı şirket kayıtlarında yer almayan ancak davalı şirket tarafından ödendiği kanıtlanan 420.743,88 TL ödeme de dahil edildiğinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan bir alacağının bulunmadığı, davacı şirkete dava dışı şirket tarafından teslim edildiği ancak ödenmediği belirtilen çekler için davalıdan talepte bulunulamayacağı, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiği ve davacı kötü niyetli olarak değerlendirilmediği belirtilerek davanın ve davalı tarafın kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemece ödenmiş bir alacağın tahsili talep edilmesine karşın müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmemesinin doğru olmadığı,
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği, müvekkilinin önce ……Ltd. Şti. daha sonra da bu şirketin devamı niteliğinde kurulan davalı şirket ile alışverişinin olduğu, mahkemece bu iki şirketin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, perdeyi kaldırma teorisi kapsamında bu iki şirketin faaliyetlerini bir bütün olarak devam ettikleri, mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları arasında farklılıklar olmasına ve bir kısım raporlarda eksikler bulunduğu bildirilmesine karşın bu eksiklikler tamamlanmadan dava dışı şirketin ticari defterleri incelenmeksizin eksik inceleme ve birbiri ile çelişkili raporlar ile hüküm tesis edildiği, müvekkili şirketin yetkilisi …’e yapılan ödemelerin davalı şirket ödemesi olarak kabul edilmesinin doğru olmadığı, yine davalı şirket yetkilisinin isticvap edilmeksizin kurulan hükmün doğru olmayacağı, müvekkilinin elinde bulunan çek asılları ile ilgili mahkeme değerlendirmesinin hatalı olduğu bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık davacının cari hesap kapsamında alacaklı olup olmadığı ile kötüniyet tazminatı talepleri noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap özetinden kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/4495 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu şirket hakkında 03.03.2015 tarihinde, 618.116,71 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, davalı borçlu şirketin itirazı üzerine takibin durduğu, süresi içerisinde dava açıldığı görülmüştür.
Mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen 23.05.2016 tarihli birinci raporda; davacı şirket ticari defterlerinden yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdiki zamanında ve usulüne uygun olarak yapılmış ise de envanter ve kebir defterinin ibraz edilmemesi nedeniyle ticari defterlerin birbirleri ile uyumlu olup olmadığının tespiti mümkün olmadığından ticari defterlerin 6102 sayılı TTK’nın 64.maddesine ifade edilen belirli kanuni şartları taşıyıp sahibi lehine delil olma özelliğinin olup olmadığı hususunun mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacı şirket defterlerinde “…” hesabının “120.52” nolu alt hesabında takip edilen davalı şirketin, 31.12.2013 tarihli kapanış kaydına göre davacı şirkete 618.116,71 TL borcunun bulunduğu, davacı şirket muavin dökümü ile ticari defter kaydının birbiri ile uyumlu olduğu, davalı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin zamanında ve usulüne uygun olarak yapıldığı, 6102 sayılı TTK’nın 64. maddesine ifade edilen belirli kanuni şartları tam olarak taşıdığından sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdığı, davalı şirket ticari defterlerinde “320 …” hesabının “320 0006” nolu alt hesabında takip edilen davacı şirketin 31.12.2013 tarihli kapanış kaydına göre davalı şirketten 227.353,46 TL alacaklı olduğu görülmüş ise de davalı şirketin 2014 yılına ilişkin ticari defterleri incelenemediğinden bu tarihten sonra yapılan ödemelerin ticari defter kayıtlarında tespit edilemediği, davalı şirket tarafından 25.06.2013 ve 09.07.2013 tarihleri arasında davacı şirket yetkilisi … hesabına yapılan toplam 243.000,00 TL ödemenin davacı kayıtlarında davalı şirket alacağı olarak yer aldığı, 08.11.2013 ile 17.12.2013 tarihleri arasında düzenlenen 14 adet ve toplam 165.000,00 TL tutarlı bonoların … hesabına tahsil edildiği, bu ödemelerin davacı kayıtlarında yer almadığı, davacı şirketin kayıtlarına yansıtmadığı toplam 599.334,88 TL tutarındaki tahsilatların davacı şirketin muavin dökümünde yer almadığı, kayıtlara yansıtılmayan bu tahsilatların da muavin dökümünde bulunan tahsilat tutarlarına eklenmesi sonrasında davacı şirketin, davalı şirketten toplam 4.891.569,63 TL tahsil ettiği, yine muavin dökümünde davalı şirket borcuna kayıtlı olup, alacağına kaydedilmesi gereken 43.591,00 TL hatalı kaydın düzeltilmesi sonrasında muavin dökümünde olması gereken davacı şirket alacağının 4.866.760,66 TL olacağı, davacı şirketin düzenlediği faturalar toplam tutarı 4.866.760,66 TL, yapmış olduğu tahsilatların ise 4.891.569,63 TL olup, davacı şirketin davalı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığı açıklanmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin itirazı üzerine düzenlenen 28.10.2017 tarihli ek raporda; davalı şirket tarafından davacı şirket yetkilisi … adına yapılan 165.000,00 TL ödemenin davacı şirkete borca karşılık yapıldığının kabulü halinde, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar toplam tutarı olan 4.866.760,46 TL’sine karşılık davalı şirketin yapmış olduğu ödemeler toplam tutarı 4.791.569,63 TL’nin mahsubu sonrasında davacı şirketin davalı şirketten 75.190,83 TL bakiye alacağının bulunduğu, mahkemece … adına yapılan 165.000,00 TL ödemenin davalı şirket ile ilgili olmadığının kabulü halinde ise davacı şirketin davalı şirketten 240.000,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan ek rapora da taraflarca itiraz edilmesi üzerine görevlendirilen ikinci bilirkişi tarafından düzenlenen 10.04.2018 tarihli raporda; davacı defterlerindeki yanlış yerleşmiş kayıtların düzeltilmesi ile 4.866.755,46 TL fatura karşılığında 4.335.825,75 TL davalı ödemesi kaydı bulunup, dönem sonunda 530.929,71 TL davacı alacağının kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde yanlış kayıtların düzeltilmesi ile 4.866.755,46 TL fatura kaydının bulunduğu, davalı şirketin davacı defterlerine kayıtlı olmayan toplam 585.753,88 TL ödeme yaptığı iddiasının olduğu, 585.743,88 TL ödemenin 420.743,88 TL’sinin davacı şirket banka hesabına, 165.000,00 TL’sinin davacı şirket yetkilisi … hesabına yapıldığının anlaşıldığı, bu ödemelerin davacı kayıtlarında bulunmadığı, davalı şirket yetkilisinin diğer şirketi … Şirketi’nin davacı kayıtlarında 120.12 kodu ile takip edildiği ve 120.12 hesabında 585.783,88 TL ödemenin kayıtlı bulunmadığı, davalı vekilinin 120.12 … Şirketi hesabına ödenmeyen çekler karşılığında verilmiş olduğu iddiasına yönelik sunmuş olduğu çeklerin karşılıksız çıkmış olduğu ve 3 tanesinin haricindekilerin 60 ve 82. yevmiye maddelerinde çek numarası bulunmadan vade ve tutarları ile kayıtlı olduğunun tespit edildiği, 4.866.755,46 TL fatura karşılığında 4.335.825,75 TL davacı kayıtlarındaki ödemeler ile 420.743,88 TL davacı hesabında yapılan ödemeler, 165.000,00 TL davacı şirket yetkilisi … şahsi hesabına ödemeler bulunduğu, dolayısıyla 4.921.569,63 TL davacıya ödeme yapıldığının anlaşıldığı, bu durumda tüm ödemelerin davalı ödemesi olduğunun kabulü halinde davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, mahkemenin takdiri … tarafından …’e ciro yolu ile yapılan 165.000,00 TL senet ödemelerinin davalı ödemesi olmadığı yönünde olur ise 110.185,83 TL davacı alacağının varlığının hesaplandığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna tarafların itirazı üzerine düzenlenen 20.11.2018 tarihli ek raporda; davacı alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece görevlendirilen üçüncü bilirkişi tarafından düzenlenen 10.04.2019 tarihli raporda; davacı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına 2013 yılı yevmiye defterinin TTK’nın 64/III.maddesine göre, yapılması gereken açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, 2013 yılı yevmiye defterinin 120.52-… hesabına davalı şirket adına yaptığı kayıtları gösterir muavin defter dökümlerinin incelenmesinde, 2013 yılı içerisinde davacı tarafından davalı adına toplam 4.866.760,46 TL’lik fatura düzenlenmiş olduğu, iş bu faturalara karşılık davalı tarafından 4.335.825,75 TL’lik ödeme yapıldığı ve 31.12.2013 tarihi itibariyle davalıdan 530.934,71 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, her ne kadar davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketten 618.116,71 TL alacaklı olduğu görülmekte ise de arada oluşan farkın, davalı tarafından davacıya 19.07.2013 tarihinde yapılan 17.000,00 TL, 23.08.2013 tarihinde 26.591,00 TL’lik toplam 43.591,00 TL’nin davalıya alacak yazılması gerekir iken borç yazılmasından kaynaklandığı, davalı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan 2013 yılı yevmiye defterinin TTK’nın 64/III maddesine göre yapılması gereken açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığının tespit edildiği, davalı şirketin, 2013 yılı yevmiye defterinin 320.0006-… hesabına davacı şirket adına yaptığı kayıtları gösterir muavin defter dökümlerinin incelenmesinde, 2013 yılı içerisinde davacı tarafından davalı adına toplam 4.866.760,46 TL’lik fatura düzenlendiği, iş bu faturalara karşılık davalı tarafından 4.922.346,63 TL’lik ödeme yapıldığı ve 31.12.2013 tarihi itibariyle davalının davacıya 55.586,17 TL fazla ödemiş yapmış olduğunun tespit edildiği, her ne kadar tarafların ticari defter ve kayıtları birbirini teyit etmemekte ise de davacı tarafından davalı adına düzenlenen toplam 4.866.760,46 TL’lik faturaların tamamının her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında bulunduğu, tarafların kayıtları arasında oluşan 586.520,88 TL’lik farkın ise davalı şirketin ticari defter kayıtlarında görünen ödeme kaydının davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının bulunmamasından kaynaklandığı, … Bank tarafından dosyaya kazandırılan belgelerin incelemesinde, 420.743,88 TL’lik kısmın davacı şirket hesabına ödendiği, 165.000,00 TL’lik kısmının da dava dilekçesi ekinde bulunan vekaletnameden anlaşılacağı üzere davacı şirketin yetkili olan …’in hesabına havale yapıldığının tespit edildiği, bu kapsamda davacı şirketin ticari defter kayıtlarında olmayan davalı ödemelerinin davacı şirkete yapıldığının kabulü gerektiği, buna göre davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacağının bulunmadığı, 10.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı şirketin kayıtlarında dava dışı … … … … Ltd Şti adına herhangi bir kayda rastlanmadığı, 120.52 – … … … Ltd Şti ve 102.12.- … … Ltd Şti olmak üzere iki ayrı kaydı rastlanıldığı, davacı şirketin dava dışı … … Ltd Şti adına 120.12 – … hesabına yaptığı kayıtların incelenmesinde, davacı tarafından dava dışı şirkete 3.180.062,17 TL’lik fatura düzenlendiği, iş bu faturalara karşılık dava dışı şirket tarafından havale ve çek ile 3.174.600,00 TL ödeme yapıldığı ve 31.12.2013 tarihi itibariyle davacının dava dışı … … Ltd Şti’den 5.462,17 TL alacaklı olduğunun görüldüğü, davalı şirket ile dava dışı … … … Ltd Şti’nin farklı tüzel kişilikler olması nedeniyle davacının iş bu davada, dava dışı şirket tarafından ödenmediğini iddia ettiği çekler hususunda talepte bulunup bulunamayacağının mahkemenin takdirinde olduğu, bu açıklamalar dahilinde davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacağının bulunmadığı açıklanmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2.a-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”