Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1959 E. 2022/832 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2019
ESAS NO : ….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2368 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece işlemiş faizin dava konusu olup olmadığına dair davacı vekiline açıklamada bulunması için süre verilmiş olup davacı vekili 02.05.2018 tarihli duruşmanın 3 nolu ara kararı uyarınca açıklamada bulunarak davanın konusunun takipte talep edilen asıl alacak olduğu, işlemiş faizin iş bu davanın konusu olmadığı bildirilmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı yanca süresi içerisinde cevap verilmemiş olup, davalı vekili sonraki beyanlarında davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, takibe dayanak faturalardaki malın davalı yana teslim olgusunun usulüne uygun delillerle ispat edilemediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Faturalara konu malzemelerin teslim edildiği hususunun tanık ile de ispat edilebileceği, yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiği düşünülse dahi irsaliyeli faturalarda isim ve imza bulunduğu, bu kişilerin davalının bulduğu nakliye firmasının çalışanları olduğu, bu belgelerin yazılı delil başlangıcı kabul edilerek isim ve imzası bulunan kişilerin dinlenmesi, gerekirse de nakliye firmasına müzekkere yazılması gerektiği halde mahkemece eksik araştırma ile hüküm tesis edildiği, davalı yanın isticvap edilmesi gerektiği halde edilmediği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu emtiaların teslimi ve bedelinin ödenmesi noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe kısmen itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2368 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinden, alacaklısının ……, borçlusunun … olduğu, davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu hakkında 30/06/2016 tarihli, 14.452,05 TL, 14/10/2016 tarihli, 15.782,50 TL bedelli 2 adet fatura nedeniyle takip başlatıldığı ve davalı-borçlunun itirazı üzerine İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın ve iş bu itirazın iptali davasının süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Talimat yoluyla alınan 30/01/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” Davacıya ait 2016 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacıya ait ticari defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde dava ve takibe konu toplam bedeli 30.244,55 TL olan 2 adet alış faturasının ve 2 adet sevk irsaliyesinin usulüne uygun bir şekilde, kayıtları olduğu, e defterlerin … sisteminden doğruluğu araştırıldığı, açılış tasdiklerinin ve yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunduğu, takip dayanağı faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu, ödeme kaydını olmadığı” şeklinde bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için mali müşavir bilirkişiden alınan 29/04/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davalı tarafından ibraz edilen 2016-2017 yıllarına ait defterlerin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin mevcut olduğu, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafından takip konusu faturaların davalıya 2016 yılında düzenlendiği, davalı 2016 yılı işletme defterinin gider kısmında söz konusu faturaların bir tamam bulunduğu, işletme defterinin mahiyeti itibariyle gider ve gelir kısmından oluşması münasebetiyle takip konusu faturaların davalı tarafından davacıya ödenip ödenmediği hususunun davalı işletme defteri üzerinden tespit etmenin mümkün olmadığı, 2017 yılı davalı defterlerinde davacı adına açılmış herhangi bir hesabın bulunmadığı, davalının bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğü tarafından gönderilen yazı içeriğinde, davalının 2016 yılında işletme defterine tabi olması münasebiyle BA formu beyan etme zorunluluğunun bulunmadığının bildirildiği, davacının bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğü tarafından gönderilen BS formlarında takip konusu faturaların bir tamam davacı tarafından vergi dairesine beyan edildiği, davacı defterleri üzerinden mahallinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda davacının takip konusu faturalardan kaynaklı 30.234,55 TL davalıdan alacaklı olduğu, davacı tarafından davalı hakkında Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2017/1055 esas sayılı icra dosyası üzerinden başlatılan alacak takibine konu edilen davacı tarafından davalıya düzenlenen faturalardan kaynaklı davalı defterlerinde davacı alacağının bulunmadığı” şeklinde bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Her ne kadar mahkemece teslim olgusunun usulüne uygun delillerle ispat edilemediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de davalı yanın ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda kayıtlarda gösterilmek suretiyle dava konusu faturaların davalının işletme defterinin gider bölümünde kayıtlı olduğu hususunun belirtildiği, sonuç bölümünde ise işletme defterinin niteliği gereği davacı lehine bir alacak kaydının bulunmadığı bildirilmiş olup, davalı yanca dava konusu faturaların işletme defterine kaydedildiği anlaşıldığından davacının faturalara konu malları teslim ettiği kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde teslim olgusunun ispat edilemediğinin belirtilmesinin doğru olmadığı anlaşılmıştır. Dava konusu faturaların işletme defterine davalı yanca kaydedilmesi, davacı defterlerinde ödeme olgusunun bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde davalı yanca dava konusu faturaların ödendiğinin ispat edilmesi gerekmektedir. Somut olayda davalı yanca ödeme iddiasında bulunulmadığı gibi bu yönde dosya kapsamına herhangi bir delil de sunulmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın likit olduğu anlaşıldığından hükmedilen alacağın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de gerekmektedir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 26/06/2019 tarihli 2017/1055 Esas 2019/596 Karar sayılı kararın HMK 353/1-b-2.maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a)Davanın KABULÜ ile,
Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2368 E. sayılı dosyasında davalının asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin takip talebindeki koşullarla DEVAMINA,
b)Kabul edilen miktarın %20’si olan 6.046,91 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
c)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.065,32TL harçtan peşin alınan 516,34TL harcın mahsubu ile bakiye 1.548,98TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
d)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince; 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 516,34TL peşin harç 4,60.-TL vekalet harcı, olmak üzere toplam 552,34TL harç gideri ile tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti, posta giderinden oluşan 1.124,70TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
f)HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nin 333.maddesi uyarınca kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
7-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere,08/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”