Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1948 E. 2022/773 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2019
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalının müvekkiline ait inşaatlardaki pvc doğrama işlerini yaptığını, davalının yapılmamış işler için 26/08/2017 tarihli … numaralı fatura düzenlediğini, müvekkilinin fatura içeriğindeki ürünleri almadığını, fakat fatura bedelini peşin olarak ödediğini, faturanın noter marifeti ile iade edildiğini, ödenen 12.800,90 TL bedelin iadesi için Eskişehir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/10808 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkilinin 2005 yılından itibaren davacı şirket ile cari hesap şeklinde çalışmasının olduğunu, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi gereğince mal satışı ve tahsilatlar yapıldığını, sonuç olarak davacıdan 0,93 TL alacaklı olduklarını, davacının takip ve dava konusu fatura bedelini ödemiş olması ile içeriğindeki malları aldığının kabulünün gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu, davacının usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve belgelerine göre icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 10.000,00 TL alacağı bulunduğu, her ne kadar davalı defterleri üzerinde yaptırılan incelemede davalının davacıdan 0,93 TL alacaklı olduğu gözükmekte ise de davacının davalıya 26/08/2017 tarihli fatura içeriğini kabul etmediğine ilişkin ihtarnamesi ve faturaya konu malların davacıya teslimine ilişkin başkaca bir delil bulunmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Yerel mahkeme kararına dayanak gösterilen faturanın üzerinde kim tarafından yazıldığı belli olmayan kurşun kalem ile yazılmış vade farkı ibaresine itibar edilmesinin doğru olmadığı, söz konusu faturanın vade farkı faturası niteliğinde olmadığı, davacının söz konusu faturadaki malları teslim almadığını ispat etmesi gerektiği, dava dilekçesinde davacı yanın kendi ticari defterlerine delil olarak dayanmadığı ve bu delilin sonradan gösterilmesine muvafakat edilmediği belirtilmesine karşın mahkemece davacı yan ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması ve bu delilin hükme esas alınmasının hatalı olduğu, avans veren tarafın müvekkili olduğu, mahkemece dosya kapsamında alınan kök ve ek rapor arasındaki çelişki giderilmeden hüküm tesis edildiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık cari hesap kapsamında davacı yanca fazla ödeme yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap kapsamında fazla ödeme yapılmasına karşın mal teslim edilmediğinden bahisle ödenen bedelin tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı yanca taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında fazladan ödeme yapıldığından bahisle alacağın tahsili talebi ile icra takibi yapıldığı, davalı yanın süresinde itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan kök ve ek bilirkişi raporlarının incelenmesinden taraf defterleri arasındaki uyuşmazlığın 21.02.2017 tarihli 12.800,00 TL bedelli faturadan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Söz konusu faturanın davacı cari hesap kaydında yer almadığı, davalı yan ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, fatura içeriğinin davacı tarafından kabul edilmeyerek faturanın 05.10.2017 tarihli Eskişehir 1. Noterliği’nin …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı yana iade edildiği anlaşılmıştır. Faturaya malların teslimine dair davalı yanca herhangi bir teslim belgesi dosya kapsamına sunulamamış olup, teslim olgusunun usulüne uygun delillerle ispat edilemediği anlaşılmıştır.
TMK.’nun 6.maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamında davacı tarafın teslim olgusunu yazılı delilerle kanıtlayamadığı görülmektedir. Ancak süresinde verilen cevap dilekçesi incelendiğinde davalının aynı zamanda yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece; davalının yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davalıya karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, davalının yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/142Esas, 2019/516Karar sayılı ve 30/05/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 06/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”