Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1940 E. 2022/828 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2019
ESAS-KARAR NO : …
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davacının 22/12/2015 tarihinde davalı ile anlaşarak (% 18) KDV dahil 600.000,00 TL bedelle bir daire satın aldığını, satım bedelinin 500.000,00 TL’sinin 22/12/2015, 40,000,00 TL’sinin 16/02/2016, 60,000,00 TL’sinin ise 30/02/2016 tarihinde banka kanalıyla ödendiğini, ancak davalının yapılan bu ödemelere ilişkin zamanında fatura düzenlememesi üzerine davacının faturasını alabilmek için davalıya ihtarname gönderdiğini, davalının ihtarnameden sonra 01/08/2017 tarihinde, satışa konu daire için % 8 KDV dahil 600.000,00 TL bedelli bir fatura düzenlendiğini, 01/08/2017 tarihli faturanın ilgili mevzuata uygun düzenlenmediği için davacı şirketin ciddi vergi kaybının bulunduğunu belirterek faturanın mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle davacının uğramış olduğu zararın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL uğramış olduğu zarar nedeniyle alacağının ve satın alma tarihi itibariyle KDV’nin % 18 olması ve bu tutarında ödenmesi nedeniyle KDV’nin % 8 olması halinde aradaki farkın tespiti ile tespit edilecek miktardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek ticari faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasında 22/12/2015 tarihinde karşılıklı güvene dayalı olarak şekil şartlarından yoksun satış vaadi anlaşması yapıldığını, sözleşme tarihi itibariyle ortada hazır ve inşası bitmiş bir konut bulunmadığı için peşin ödeme ile hazır bir daire satışının söz konusu olmadığını, davacının yapmış olduğu ödemelerin avans mahiyetinde olduğunu, bu kapsamda yapılan işlemlerin VUK ve KDV Kanunları açısından mevzuata aykırı bulunmadığını, yapılan şifahi anlaşmada konut satış bedelinin 600.000,00 TL + KDV olarak belirlendiğini, KDV’nin taşınmazın teslimi ile doğacağı için satışa ait KDV’nin tapuda yapılacak işlem anında ödenmesi ve faturanın da yine bu zamanda düzenlenmesi konusunda tarafların anlaştığını, davalının tapu işlemlerini sonuçlandırmak için davacıya yaptığı davetlere icabet edilmemesi ve iş birliği yapılmaması sebebiyle davalının işlemlerin sürüncemede kalmamasını teminen, avans mahiyetinde kendisine yapılan ödemeleri KDV dahil toplam bedel kabul etmek suretiyle fatura düzenleyip iadeli taahhütlü olarak davacıya gönderdiğini, ancak faturanın davacıya tebliğ edilemediğini, davalının zamanında fatura düzenlenmediği yönündeki iddianın hukuki temelden yoksun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiş, 21/03/2018 tarihli dilekçesi ile taşınmazın davalıya 500.000,00 TL+KDV bedel üzerinden satıldığını beyan ederek cevap dilekçesindeki maddi hatayı bu şekilde düzelttiklerini bildirmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların 22/12/2015 tarihinde yaptıkları anlaşma uyarınca davalıya ait taşınmazın davacı tarafça satın alınması konusunda anlaştıkları ve davacının davalıya 600.000,00 TL ödeme yaptığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacı satım bedelinin % 18 KDV dahil 600.000,00 TL olduğunu iddia ekmekte iken davalının 500.000+KDV olduğunu savunduğu, davacı tarafından yapılan ödemeler, ödeme tarihindeki KDV oranı ve davalının savunması dikkate alındığında satım bedelinin % 18 KDV dahil 600.000 TL olduğunun kabulü gerektiği, taraflar arasında 22/12/2015 tarihinde yapılan anlaşma sırasında satıma konu taşınmazın teslime hazır olmadığı, bu nedenle davalının bu tarihte fatura düzenlemesine gerek bulunmadığı, satıma konu taşınmazın fiilen teslim tarihinde KDV oranının Bakanlar Kurulu Kararı ile % 8′ e indirildiği, 22/12/2015 tarihinde yapılan sözleşmedeki 600.000,00 TL’lik bedele % 18 oranındaki KDV’nin dahil olduğundan bu bedele iç yüzde oranı uygulanarak KDV ayrıldığında sözleşme tarihindeki daire satış bedelinin 508.474,60 TL olarak hesaplandığı ve bu tutarın KDV matrahı olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı şirketin KDV oranının düşürülmesi üzerine davacıya düzenlemesi gereken faturanın 508.474,60 TL konut bedeli, 40.677,97 TL % 8 KDV olmak üzere toplam 549.40,677,97 TL üzerinden olması gerektiği, bu nedenle davacı tarafça davalıya fazla ödenen 50.847,44 TL’nin davacıya iadesi gerektiği, davacı firmanın adına fatura düzenlenmemiş veya geç düzenlenmiş olmasından kaynaklanan bir zararının bulunmadığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı, uyuşmazlık konusu olayın TBK 78. madde kapsamına girmemekle birlikte girdiğinin kabul edilmesi halinde iadenin talep edilebilmesi için şart unsuru olan hatanın somut olayda bulunmadığı, KDV mükellefinin müvekkili olması nedeniyle bu mükellefiyete müdahale edilmesinin hatalı olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamanın hatalı olduğu, kurumlar vergisinin hesaplamada dikkate alınmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında KDV alacağı nedeniyle fazladan ödeme yapılıp yapılmadığı, faturanın geç ödenmesinden kaynaklanan davacı alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafça davalıdan satın alınan konut bedelinin peşin ödendiği, ancak faturanın davalı tarafça yasal sürede düzenlenmediği iddiasına dayalı tazminat ve oluşabilecek KDV farkı nedeni ile fazladan ödendiği iddia olunan satım bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3473,29TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 868,35TL harcın mahsubu ile bakiye 2.604,94 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 08/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”