Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1931 E. 2022/763 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2019
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 03/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 01/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davalı tarafından Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2017/11396 sayılı dosyasında bonoya dayanılarak kambiyo senedinde dayalı icra takibi başlatıldığını ancak takibe konu bonoda davacı adına atılı imzaının davacıya ait olmadığını ileri sürerek davacının anılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; dava konusu icra takibine konu edilen bononun davalının müşterisi tarafından davalıya verildiğini, davalının takibe konu bono altında imzanın davacıya ait olmadığını bilmediğini ve bilebilcek durumda da olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacının keşideci olarak yer aldığı dava konusu icra takibine konu edilen bonoda davacı adına atılı imzanın davacıya ait olmadığı, imza itirazının mutlak defi olup herkese karşı ileri sürülebileceği,davacının davalıya anılan senet nedeniyle borçlu olmadığı, taraflar arasında akitlik durumu bulunmadığından davalının atılı imzanın davacıya ait olup olmadığı bilebilecek durumda olmadığı, bu nedenle kötüniyet tazminatı koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, davacı ve dava dışı … … Ltd. Şti. aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacı takibe konu bonolar üzerindeki imzaların kendisine ait olmadığı iddiası ile icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ettiğini, yerel mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak davanın kabulüne karar verildiğini, kötü niyet tazminatının reddine ilişkin bir itirazlarının olmadığını, takibe konu senetler üzerindeki ciro silsilesinden müvekkiline dava dışı şirket tarafından verildiğini, müvekkilinin senetleri imzalamadığını, senetlerin müşteri senedi olduğunu, davacıya ödememe protestosu çekildiğini, yerel mahkemece eksik inceleme yapıldığını, aldırılan bilirkişi raporunun elverişsiz ve hükme esas alınamayacağını, aldırılan bilirkişi raporunda hangi ortamda ne tür teknik cihazlar kullanılarak nasıl bir araştırma ve inceleme yapılığı, hangi gerekçelerle ve neye dayanak olarak rapordaki kanaate varıldığı açıklanmadığını, istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği yönünde istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; takibe konu bonoda yer alan imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; icra takibine konu edilen bono altındaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasına menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle hükme esasa alınan bilirkişi raporu Yargıtay yerleşik içtihatlarına uygun olup ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 834,50.-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 208,63.-TL harcın mahsubu ile bakiye 625,87.-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 03/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”