Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1930 E. 2022/856 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2019
ESAS-KARAR NO :….
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı … ve … arasında “Satış Sözleşmesi (Açık Satış Noktası Sözleşmesi)” ile “Kapalı ve Açık Alanlar Nokta Sözleşmeler Ek Protokol” tanzim ve imza ediliğini, müvekkilinin sözleşme kapsamında, sözleşmenin 11. maddesi gereğince geri ödenmek ve işyerinin açılmasına yardımcı olmak kaydıyla 28.631,63 TL mali yardım ve katkı sağladığını, buna ilişkin fatura bilgisinin dava dilekçesinde belirtildiğini, davalı tarafın sözleşmeyi ihlal ettiğini ve mali yardım almasına rağmen edimlerini yerine getirmediğini, ticari faaliyetini süresinden önce sonlandırdığını, işyerini kapattığını, müvekkilinin bira ve bira ürünlerini düzenli olarak satın almadığını ve müşteri talebini karşılayacak şekilde düzenli bulundurmadığını, işyerinde müvekkilinin imajını sarsacak davranış içersinde bulunduğunu, müvekkili firmanın ürünlerini bulundurmadığını ve satmadığını, … belgesini yenilemediğini, müvekkilinin bu nedenle sözleşmenin 15. maddesi gereğince sözleşmeyi feshetme ve 16. maddesi gereğince zararlarını talep etme hakkının bulunduğunu, ayrıca 30.000,00 TL cezai şartı talep etme hakkının bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren TC … Bankası tarafından uygulanan avans işlerinden güncel faiz oranı ile ile birlikte, 28.631,63 TL nin ise Mali Yardım/Nakit-Nakit Bazlı katkı tutarlarının verildikleri tarihten itibaren işlemiş faizi de dahil olmak üzere bankalarca uygulanacak en yüksek kredi faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili, davayı kabul etmediğini, kendisinin şahs sorumluluğunu gerektiren belge imzalamadığını, bu nedenle hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini, esas yönden ise; hibe sözleşmesi ve faturalara ilişkin tazminat talebinde bulunan alacaklı tarafın, iş bu hibe sözleşmesine dayanarak kazanç elde etmeyi amaçladığını, sözleşmeler kapsamında, davalı şirketin sebepsiz zenginleşmediği gibi dava tarihine kadar da kendilerine bir bildirim yapılmadığını, ayrıca müdür olarak görevinin yaklaşık 5 yıl önce sona erdiğini, şirketin aktif ve pasifi ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye işlemi tamamlanan şirketin öncelikle ihya edilmesi gerektiğini, alacak talebinin şirkete yapılmasının gerektiğini, bu nedenle borcun muaccel olmadığını, kaldı ki taraflar arasında hibe sözleşmesi yapıldığını ve muaccel hale gelmesi mümkün olmayan bir sözleşme imzalandığını, davacının sunduğu faturların nakden ahzolunduğunun yazıldığı, ticari defterlerine işlenmiş olması gereken bedelin ne şekilde ne şartlar altında alındığının ve kime ne şekilde ödendiğinin sorgulanması gerektiğini, bu nedenle ticari defter ve kayıtların incelenmesi gerektiğini bildirerek davanın husumetten ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …’nun sözleşmenin tarafı olmadığı gibi, sözleşmeyi kefil, garantör vs. gibi bir sıfatla da imzalamadığı, diğer davalı hakkındaki taleplerin ise yerinde olduğu belirtilerek davalı …’ye karşı açılan davanın reddine, davalı şirket hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Davalı … hakkında açılan davanın da kabulü gerektiği, zira sözleşmeden müştereken davalı şirket ile birlikte sorumlu olduğu, sözleşmeyi “okudum, anladım, kabul ettim”, ibaresi ile davalının imzaladığı, sözleşmeyi kendi adına asaleten davalı şirketi temsilen imzaladığı, davalı …’nin tacir olup basiretli davranması zorunluluğu bulunduğu, davada şirketle ortağın birlikte, amaç birliği içinde hareket ettiği kabul edilerek müştereken ve mütselsilen sorumlu olduklarına dair araştırma ve inceleme yükümlülüğü yerine getirilmeksizin karar verildiği, davalı …’nin işletici olduğunun açık olduğu, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekmekte ise de aksinin kabulü halinde de davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinden maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık davalı …’nun “Satış Sözleşmesi (Açık Satış Noktası Sözleşmesi)” ile “Kapalı ve Açık Alanlar Nokta Sözleşmeler Ek Protokol” nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, açık satış sözleşmesine (standart sözleşme-miktar taahhütlü) aykırı davranıldığından bahisle sözleşme kapsamında davalı şirkete yapılan katkı payı ödemesi ile sözleşmeden kaynaklanan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
01/06/2012 tarihli “Satış Sözleşmesi-Açık Satış Noktası Sözleşmesi-” ile “Kapalı ve Açık Nokta Sözleşmeleri Ek Protokol” sözleşmenin başında sözleşmenin taraflarının “Bir tarafta … AŞ ile diğer tarafta …adresinde muhkim … ….bayi distribütör olarak anılan …adresinde mukim … ….” olduğunun belirtiliği, sözleşmenin altının ise bu şirketler adına imzalandığı ve davalı şirket adına ise sözleşmenin … tarafından imzalandığı ve … tarafından sözleşmenin altının ayrıca “okudum anladım, kabul ettim.” ibaresi yazılarak imzalandığı anlaşılmıştır.
Mahkemenin davalı …’nun sözleşmenin tarafı olan şirketi temsilen sözleşmeyi imzaladığı, davalı …’nun şahsi bir yükümlülük altına girmediği, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin davalı şirkete ait olması nedeniyle davalı …’na husumet yöneltilemeyeceğine ilişkin belirlemesi doğrudur.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın istinaf eden dava.. alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 15/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”