Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1927 E. 2022/830 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/1927 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/830

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2019
ESAS-KARAR NO : 2016/894 E 2019/575 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 01/03/2016 tarihli distribütörlük sözleşmesi gereğince davalı şirketin yaptığı ürünlerin müvekkili şirket tarafından satın alınarak Ankara ilindeki bireysel müşterilere ve şirketce onaylanmış bayilerine satılmasının kararlaştırıldığını, buna göre aylık 120.000,00 TL + KDV cironun davalı şirket tarafından taahhüt edildiğini, % 30 karlılık garantisi verildiğini, taahhhüt edilen cironun gerçekleşmesi halinde müvekkili şirketin herhangi bir talepte bulunmayacağının taahhüt edilmiş ciro gerçekleşmediğinde ise 120.000,00 TL +KDV cirodan eksik kalan kısım için davalı şirketin müvekkili şirketten % 30 oranında fiyat farkı faturası alarak karlılık garantisi vereceğinin hüküm altına alındığını, yapılan sözleşmenin 31/12/2016 tarihine kadar geçerli olacağının kararlaştırıldığını, davalı şirketin vaad ettiği 120.000,00 TL’nin % 30’u olan 36.000,00 TL + KDV karı müvekkili şirkete ödemesi gerekirken davalı şirketin bu bedeli ödemediğini, sadece müvekkili şirketin yaptığı cironun % 30’unu ödediğini, davalı şirket tarafından birkaç ay ödeme yapıldığını, daha sonra sözleşme ilişkisinin devam etmediğini, davalının başka bir bayi ile anlaşma yaptığını, müvekkili şirketin sözleşmede davalı şirket tarafından taahhüt edilen aylık asgari 120.000,00 TL’nin 36.000,00 TL + KDV kardan sözleşme süresi olan 1 yıllık toplam kazancını hesaplayarak buna göre tüm masraflarını ekipman ve demirbaş alımı, personel istihdamı gibi tüm maliyet kalemlerini belirlendiğini, davalı şirketin ise sözleşmedeki karlılık garantisi hükümünün gereğini yerine getirmeyerek müvekkiline eksik ödeme yaptığını belirterek müvekkilinin uğramış olduğu zarar nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 09/04/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile karlılık bedeline ilişkin 5.000,00 TL talebini toplam 94.402,07 TL’ye yükselterek eksik harcı ikmal etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı yanca süresi içerisinde cevap verilmemiş olup, sonraki dilekçelerinde davalı vekili davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesine istinaden sözleşmede kararlaştırılan karlılık bedeli ile sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı olarak zararın tahsilini talep ettiği, tarafların incelenen ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafından davalı adına düzenlenen karlılık faturalarının her iki tarafın ticari defterlerine kaydedildiği, ticari defterlere göre davacının davalıdan 94.402,07 TL karlılık faturalarından kaynaklı alacağının bulunduğu, davalının sözleşmeye istinaden düzenlenen davacı faturalarını ticari defterlerine kaydetmekle davacının alacağını kabullendiği, bu alacak yönünden davanın ispatlandığı, her ne kadar sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedilerek başka bayi ile anlaşma yapıldığı iddia edilmiş ise davacının bu iddiasını ispatlayamadığı, bu nedenle talep edilen tazminat isteminin yerinde olmadığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Müvekkili tarafından davacı dışında herhangi bir başka şirket ile distibitörlük anlaşması imzalanmadığı, müvekkilinin Türkiye pazarından çekildiği, davacı yanın fesih sonrası taleplerinin reddi gerektiği,
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Mahkemece dosya kapsamında tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda mal verilmediği hususu tespit edilmesine karşın sözleşmenin süresinden önce teamüllere aykırı olarak sona erdirilmesinden kaynaklanan müvekkilinin zararının tespit edilmemesi, bu yönde bir araştırma yapılmamasının eksik inceleme olduğu gibi bu kalem talebin reddi kararının da doğru olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki distiribitörlük sözleşmesinden kaynaklanan davacı alacağının kapsamı noktasında toplanmaktadır
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesi nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 01/03/2016 tarihli distribütörlük sözleşmesinin yapılan incelemesine göre, sözleşmenin konusunun davalı şirketin ticaretini yaptığı ürünlerin, davacı distribütör tarafından davalı şirketten satın alınarak Ankara ilindeki bireysel müşterilere ve/veya davalı şirketçe onaylanmış alt (tali) bayilerine satılması hakkında gayri-münhasır distribütörlük sözleşmesi olduğu, sözleşmenin ek 3. maddesinde aylık 120.000,00 TL+KDV cironun davalı şirket tarafından taahhüt edildiği, %30 karlılık garantisi verildiği, sözleşmenin ek 11. maddesinde sözleşmenin 31/12/2016 tarihine kadar geçerli olacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmiş, davalının ticari defterleri incelenmek suretiyle talimat yoluyla alınan 24/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davalının ticari defterlerine göre davalının davacıdan 2015 yılından 2016 yılına devir eden 29.004,30 TL alacağının bulunduğu, 2016 yılında 125.802,31 TL tutarında davacıya satış yaptığı, 4.513,98 TL davacıya banka yoluyla para gönderdiği, bunlara karşılık 94.402,80 TL karlılık bedeli, 79.440,00 TL tutarında çek ve kredi kartıyla tahsilat yaptığı ve 79.880,59 TL iade ve iskonto yaptığı, sonuç olarak davalının davacıya toplam 94.402,80 TL karlılık bedeli borcu kaydının bulunduğu belirtilmiştir.
Davalının ticari defterlerindeki kayıtlarla birlikte davacının ticari defterleri incelenmek suretiyle alınan 09/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırıldığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen karlılık bedeline ilişkin faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, buna göre davacı tarafından davalı adına toplam 98.915,32 TL bedelli fatura düzenlendiği, karşılığında davalı tarafından 4.513,25 TL ödeme yapıldığı, davacının davalıdan 94.402,07 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle davalının sözleşmeye istinaden düzenlenen davacı faturalarını ticari defterlerine kaydetmekle davacının alacağını kabullenmesine, sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedilmesinden kaynaklanan davacı alacağının ispat edilememesine göre taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2.a-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.448,61TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.612,15TL harcın mahsubu ile bakiye 4.836,46 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 08/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”