Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1863 E. 2022/811 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

……
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2018
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ :07/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; taraflar arasında alım satım sözleşmesinin söz konusu olduğunu, davalı şirketin davacıdan aldığı malların bedelini ödemediğini, borcun ödenmemesi üzerine cari hesaba dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Dava dilekçesi usulüne uygun bir şekilde davalıya tebliğ edilmesine reğmen davalı davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş, davalı vekili duruşmadaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davalı/borçlunun itiraz dilekçesinin incelenmesinde davalı/borçlunun asıl alacağın miktarına itiraz etmediği, takip talebinde talep edilen 28.371,73 TL asıl alacağı açıkça kabul ettiği ancak alacağın muaccel olmadığı iddiası ile borcun tamamına itiraz edildiği görülmektedir. Asıl alacağın varlığı ve miktarı konusunda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı hatta davalı/borçlu borcu açıkça ikrar ettiği için alacağın mevcudiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmediği, uyuşmazlık, alacağın muaccel hale gelip gelmediği noktasında toplandığı, takip talebinin incelenmesinde davacı/alacaklının yalnızca asıl alacak talebinde bulunduğu, işlemiş faiz talep etmediği, dava dilekçesinin ekindeki fatura ve sevk irsaliyelerinin incelenmesinde fatura tarihlerinin 19/04/2017, 20/04/2017, 29/04/2017, 30/04/2017, 06/05/2017, 26/05/2017, 01/08/2017, 02/08/2017, 21/08/2017, 26/08/2017, 29/09/2017, 04/10/2017, 23/10/2017, 31/10/2017, 03/11/2017, 09/11/2017, 18/11/2017 olduğu, faturaların açık fatura şeklinde düzenlendiği, her bir faturanın sol alt köşesinde fatura vadesinin yazıldığı, fatura vadesi ile fatura tarihinin aynı tarih olarak gösterildiği, borca itiraz dilekçesinde alacak miktarına ve fatura içeriklerine itiraz etmeyen borçlunun aynı zamanda faturalardaki yer alan vadeye ilişkin açıklamalara da itiraz etmediği, faturaları aldıktan sonra faturada belirtilen vadeye karşı herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, taraflar arasında ileri tarihli bir vadenin kararlaştırılmadığı, dolayısı ile vadenin fatura tarihi ile aynı olduğu kabul edildiği, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; müvekkilinin hakkında bir yıl süreyle geçici konkordato kararı verildiği ve bu sürecin devam ettiğini, müvekkilinin, 12/06/2018 tarihli protokolle birlikte, 2.000,00 TL nakden ödemiş; 02/07/2018 tarihli 4.117,00 TL bedelli çek, 15/06/2018 tarihli 6.500,00 TL bedelli çek ve 16/06/2018 tarihli 5.000,00 TL bedelli çeki teslim ettiği, yapılan bu ödemelerin gerekçeli kararda açıkça incelenme konusu yapılmaması hukuka ve hakkaniyete aykırı olup; 12/06/2018 tarihli protokol dahilinde yapılan 18.117,20 TL ödeme dikkate alındığında istinaf dilekçesine konu davada, kısmi kabul – kısmi red kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacı tarafa 10.254,53 TL borcu kaldığı, döviz kurundaki aşırı artışlar ve güncel piyasa şartlarından olumsuz etkilenmiş; borçlarınını kontrollü bir şekilde mahkeme ve komiserler gözetiminde ödeyebilmek için, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/487 E. sayılı dosyasında konkordato başvurusunda bulunduğu; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/487 E. sayılı dosyasının 13/07/2018 tarihli müteferrik kararı ile 3 aylık geçici konkordato mühlet kararı verildiği; 10.12.2018 tarihli duruşmada 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiği, 12/06/2018 tarihli protokol dahilinde yapılan 18.117,20 TL ödeme dikkate alınarak kısmi kabul – kısmi red kararı verilmesi gerekirken, davanın tamamının kabul edildiği, itirazın iptali davası açılmasından sonra borcun kısmen ödendiği hallerde, alacaklının ödenen kısım yönünden dava açmakta hukuki yararı olmayacağından, ödenen miktar gözönüne alınmaksızın, borca itirazın tümünden kaynaklı olarak icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık geçici konkordata mühleti tayini halinde borçlu aleyhine karar verilip verilemeyeceği, davalının kısmi ödemelerinin bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacak nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, vade tarihinin fatura tarihi olduğu, alacağın müeccel olduğu savunmasının yerinde olmadığının anlaşılmış bulunmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.938,07TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 485,00TL harcın mahsubu ile bakiye 1.453,07TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 07/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
…..
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”