Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1852 E. 2022/817 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ ….

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2019
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkillerinin Kayseri 3. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2018/674 Esas sayılı dosyası ile karşılıksız çek keşide etmek suçundan dolayı açılan dava ile davacıların çekten haberlerinin olduğunu, ancak davacıların söz konusu çekten dolayı borçlu bulunmadıklarını, davacı şirketin yetkilisinin … olup çekteki imzaların davacıya ait olmadığını, icra ceza mahkemesinde açılan davanın da davacı şirketi borçlandırmak amacıyla açılmış olması nedeniyle davalı tarafın kötü niyetli olduğunu belirterek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacılar tarafından düzenlenip davalı şirkete verilen çekin karşılığının çıkmaması üzerine müvekkilinin Kayseri 3. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2018/674 Esas sayılı dosyası ile davacı şirket yetkilisi … aleyhine karşılıksız çek şikayetinde bulunulduğunu, hesap mutabakatları ile davacı şirketin muhasebecisinin imzalı tahsilat makbuzlarından da görüleceği üzere davacının davalı şirkete karşı borcu bulunduğunu, borca karşılık olarak olarak davaya konu çeki verdiklerini, davacıların davayı açmalarında kötüniyetli olduklarını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davaya konu çek üzerindeki imzanın davacı şirket temsilcisi …’ya ait olduğunun anlaşıldığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili; mahkemenin tek bir rapora dayanarak ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor olmadığı ortadayken karar verilmesinin kanuna, hukuka ve gerçekliğe aykırılık oluşturduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; imza inkarına dayalı davada mahkemece yapılan inceleme araştırmanın hüküm kurmak için yeterli olup olmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava imza inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece verilen karara karşı süresi içinde davacılar vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355.madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikli irdelenmesi gereken husus; davacının sahtecilik (imza inkârı) iddiası bakımından mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre mahkemece alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı ve yeniden rapor alınıp sonucuna göre bu istem hakkında bir karar verilmesi gerekip gerekmediği hususuna ilişkindir.
Eldeki dava da davacı sahtelik (imza inkarı) nedenine dayalı olarak açılmıştır. Bu durumda mahkemece öncelikte sahtecilik iddiasının incelenmesi dava konusu senedeki imzaların davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Uyuşmazlık; sahtecilik iddiası bakımından yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı noktasındadır.
Hemen belirtilmelidir ki, herhangi bir belgedeki imza veya yazının olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve gerekli donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakların denetime elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduğunun fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
Mahkemece sahtecilik iddiası bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, 26.04.2019 tarihli adli belge imzalama uzmanı tarafından düzenlenen raporda; davaya konu çekin, davacıya atfedilen imzaların davacının kuvvetle muhtemel elinden çıktığı tespit edilmiş, davacı tarafından mahkemece alınan bu rapora itiraz edilmiştir.
Hükme esas alınan raporda; davaya konu senetlerdeki imzanın davacıya ait olup olmadığını tespitte kesin kanaat belirtir nitelikte değildir. 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesinde mahkemenin gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme yapabileceği öngörüldüğünden, davacı yanın imza inkârı yönünden mahkemece kesin kanaat içeren …. ya da Jandarma Kriminal bölümlerinden oluşacak konusunda uzman olan ve önceki bilirkişi raporlarında imzası bulunmayan yeni bir bilirkişi kurulundan yukarıda açıklanan usule göre düzenlenmiş, denetime elverişli olacak şekilde bilirkişi raporu alınması gerekirken bu yönün göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/614Esas, 2019/444Karar ve 10/05/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacılara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 07/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…..

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”