Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1817 E. 2022/949 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/1817 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/949

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2019
ESAS-KARAR NO : 2016/539 E 2019/360 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasındaki 3/10/2015 tarihli sözleşme ile davalının ürettiği … Marka okul sıraları ve yemek masalarının müvekkili şirket tarafından pazarlamasının yapılmasının kararlaştırıldığını, teminat olarak belirlenen 1.000.000,00 TL’ye mahsuben 15/11/2015 tarihli 12.500 TL’lik çek, 13/10/2015 tarihli 12.000 TL’lik çek ve bakiyesi nakit olmak üzere toplam 100.000 TL’nin davalıya ödendiğini ve çeklerinde tahsil edildiğini ancak malların ayıplı olduğunun görülmesi üzerine sözleşmenin feshiyle ödenen bedelin iadesinin istendiğini, teminat bedeli olan100.000 TL’nin iade edilmediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ediliğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeni ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin tam yetkili tek satıcılık sözleşmesi olduğunu, davacının kendisine tek satıcılığı istediğini ve malların daha TSE belgesi alınmadan talepte bulunarak daha sonra mallar ayıplı diye müvekkili şirketi piyasaya ifşa ettiğini ve daha sonrada sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, olayın taraflar arasında imzalanan tam yetkili tek satıcılık sözleşmesine uygun gerçekleşmediğini, davacının feshinden dolayı kesin haksız olması ve müvekkilin zarara uğradığının sabit olması karşısında davacının ödediği teminatı iade etmediklerini bildirerek davanın reddi ile davacı aleyhine %20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda: tek satıcılık sözleşmesinin TBK da düzenlenmediğini, ancak ticari hayatın gerekliliklerine göre doğmuş bir sözleşme türü olduğu, satım sözleşmesinden farklı olarak bu hukuki ilişkinin süreklilik arzeden bir ilişki olduğu, tek satıcılık sözleşmelerinde ortaya çıkan uyuşmazlıklarda uygun olduğu ölçüde satım akdine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği, TTK nun 23/c maddesindeki ayıplı malın ihbar süresine uyulmuş olması halinde TBK nun 227. Maddesindeki seçimlik hakların kullanılma imkanı olduğu, satım sözleşmesinde alıcının seçimlik hakları somut olaya uyarlanırken satım sözleşmesinin ”ani bir edim” olması ile tek satıcılık sözleşmesinin süreklilik arz etmesinin ortaya çıkardığı farklılığa değinmek gerekirse 227/4. Maddede yer alan ”imkan varsa ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme ” seçimlik hakkı, tek satıcı için ”sözleşmenin sürdürülmesini çekilmez hale getirmeyecek” hafifilikteki ayıplarda uygulanması gerektiği, tespit raporundaki ayıp yüzdesine göre ayıpların fazla olması ,sözleşmenin sürekli olması dikkate alınarak davacı açısından sözleşmenin sürdürülmesinin çekilmez hale getirecek nitelikte olduğu değerlendirildiği ayıpların niteliği itibariyle davacıyı kabule icbar olunmayacak derecede olduğu, kullanılan malzemenin ”…” cinsi olduğu ve üzerinde herhangi bir kaplama ,boyama, tamir , rotüş yapılmasına izin vermeyen bir mamul olduğu , bu nedenlerle davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği, satılanı iade ettiğinden sözleşmeden dönmüş sayılacağı değerlendirilerek davacı tarafından davalıya verilen 100.000 TL nın teminat bedeli olduğunun her iki tarafın kabulünde olduğu ve iadesinin gerekeceği, ihtarnamede verilen 3 günlük süre sonunda temerrütün gerçekleşeceği 1824,66 TL işlemiş faiz hesabı talep edilebileceği, davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiğine göre sözleşmenin devamlılığı için teminat olarak ödenen miktarı da geri istemekte haklı olduğu, TBK nun 117. Maddesine göre temerrüt nedeniyle işlemiş faiz talebinde de bilirkişi raporundaki miktar kadar haklı olduğu kabul edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 100.000 TL asıl alacak talebine yapılan itirazın iptaline, bu miktar asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek takibin devamına, – işlemiş faiz talebinin kısmen kabulüne,1.824,66TL işlemiş faiz bakımından takibin devamına, faize yeniden faiz işletilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 141,21TL ihtarname masrafına yapılan itirazın iptaline bu miktar alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek devamına,- 2.72 TL işlemiş fazi talebinin reddine,- 662,90TL tespit masrafı talebinin kısmen kabulüne, 525,40TL için itirazın iptali ile bu miktar alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek takibin devamına, -5.23 TL işlemiş faiz talebinin reddine, % 20 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşme satım değil tek satıcılık sözleşmesi olduğunu, mevcut durum karşısında, ortada haklı nedenle fesihten söz edilemeyeceğini, tek taraflı olarak sözleşmenin feshedilmesinin kötü niyetli olduğunu, sözleşme süresinin beş yıl olduğunu, sözleşmenin karşılıklı mutabakat ile feshedileceği veya taraflardan birinin sözleşme şartlarına uymaması halinde diğerinin tek taraflı fesih hakkı doğabileceği bildirilmiş olup, davacının akdi mutabakat ile fesih etmediği gibi sözleşme şartlarına uyulmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, müvekkil şirket tarafından sözleşmenin hiçbir hükmünün ihlal edilmediği, davacı tarafın ihtarına konu ettiği talepleri ve şikâyetleri doğrultusunda ve sözleşmenin 6. maddesi gereğince ayıplı ve hatalı malların iade alınacağı ve hatasız olanları ile değiştirileceğinin davacıya bildirildiği, müvekkilin sözleşme şartlarına aykırı herhangi bir eylemi bulunmamasına rağmen, davacının akdin feshi ihtarı göndererek akdi fesih etmesi sözleşmeye aykırı olduğunu, davacının, müvekkilin bu ürünlerin imalatına yeni başladığını bildiği, imalat aşamasında fabrikada kontrol de yaptığı bu kapsamda tüm şartları öngörerek tek satıcılık talep ettiği halde, sözleşmenin kurulmasından 10 gün ve ilk teslimatın yapılmasından 4 gün sonra sözleşmeyi feshetmesinin, hem işbu sözleşme şart ve hükümlerine hem de tek satıcılık sözleşmelerinin karakterine açıkça aykırı olduğunu, bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; tek satıcılık sözleşmesinin feshi nedeniyle teminat olarak ödenen 100.000 TL nin davalıdan istirdadının mümkün olup olmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, tek satıcılık sözleşmesinin sözleşmeye konu malların ayıplı olduğu iddiası ile feshi neticesinde bayi (tek satıcı) tarafından üreticiye ödenen teminatın iadesi için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle davalının teslim ettiği malların ayıplı olduğunun anlaşılmasına taahhütlerine uyulmadığının sabit olması karşısında feshin haklı nedene dayandırılmış olmasına, sözleşme gereği davacının teminat olarak verdiği bedelin iadesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.001,18TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.750,30TL harcın mahsubu ile bakiye 5.250,88 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”