Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1728 E. 2022/540 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

,,,

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
,,,
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
ESAS-KARAR NO :,,,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkilinin alacağı nedeni ile davalıya karşı Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2016/5186 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borcun aslına, faiz ve fer’ilerine itiraz ettiğini, davalı ile yapılan görüşmede ödeme durumu olmadığı için tüm takiplere itiraz ettiğini bildirdiğini, müvekkilinin yaptığı işin fatura içeriği ile sabit olup ahşap palet ve sandık üretimi yaparak davalıya teslim ettiğini, davalının borca itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava açılırken maktu harç yatırılmış, yargılama sırasında davacı eksik harcı ikmal etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; müvekkili şirketin davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, faturanın tek başına delil olmadığını, icra takibinin haksız olduğunu savunarak davanın reddine ve %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacının faturalara dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının süresinde borca itiraz ettiği, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, davalının irsaliyeli faturalardaki teslim alan kısmında bulunan imzalara itiraz etmediği, tarafların usulüne uygun tutulan ticari defterlerine göre de davacının 10.979,64TL davalıdan alacaklı olduğu, her ne kadar davacı 11.723,18TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatmış ise de ticari defterlerindeki kayıtların davacıyı bağlayacağı, bu nedenle davacının 10.979,64TL talep edebileceği, icra takibinde talep edilen işlemiş faiz yönünden temerrüt koşullarının oluşmadığı, davacının davalıya hitaben düzenlenen ihtarnamesinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile alacağın likid ve belirlenebilir olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, mahkemece savunlaranını ve bilirkişi raporuna itirazlarının gerektiği gibi değerlendirilmediğini, davacı yaptığı işin ahşap palet ve sandık üretimi olduğunu iddia ettiğini, dava dilekçesinde işin üretim işi olmasının belirtilmesine rağmen bilirkişinin ticari ilişkiyi satım olarak değerlendirmesinin hatalı olduğunu, işin sözleşmeye, fen ve tekniğine uygun olarak yapılıp teslim edildiği konusunda ispat yükünün davacıda olduğunu, bu hususun ispatlanamadığını, aldırılan raporda 2014 yılında yapılan işlemler sonucu davacının 4.380,90 TL alacağının devren geldiği, devren gelen bu alacakla birlikte davacının 10.979,64 TL alacağı bulunduğunun belirtildiğini, davaya dayanak icra takibinin 11 adet fatura bedelinden bakiye tutar için olduğunu, davacının icra takibindeki talebin sınırlarını aştığını ve icra takibine konu edilmemiş alacak dahil edilerek davacının 10.979,64TL alacaklı olduğunun kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulüne yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; takibe konu edilen fatura içeriğindeki malların teslim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle davalının takibe konu edilen irsaliyeli fatura içeriğindeki malların teslimine yönelik imzaya itiraz etmemiş olmasına, alınan bilirkişi raporunun hükme esas almaya yeter olup bakiye borç yönünden mahkemenin belirlemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 750,02.-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 187,50.-TL harcın mahsubu ile bakiye 562,52.-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1.maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 12/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”