Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1723 E. 2021/500 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2018
ESAS-KARAR NO : ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 29/03/2021
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, para ve teminat alacaklarında yetkili icra müdürlüğünün davalının yerleşim yeri adresi olduğunu, müvekkilinin yerleşim yerinin Trabzon olması nedeniyle yetkili icra müdürlüğünün Trabzon olduğunun açık olduğunu, müvekkili tarafından Ankara’da mal alınmadığını, şantiye sahasında teslim alındığını, yetki itirazlarının yerinde olduğunu, müvekkili takipten önce temerrüde düşürülmediğinden takipten önceki dönem için işlemiş faiz talep edilemeyeceğini, müvekkilinin … Holding şirketlerinden … Enerji Elekt. ve Üretim A.Ş ile 26/04/2012 tarihinde imzalamış olduğu sözleşme ile … işinin yapımını üstlendiğini, davacı şirketin … Holding bünyesinde bi şirket olduğunu, yapılan iş sırasında şantiyede kullanılan mazotun … Holding’in talebi ile bu şirket tarafından temin edilip şantiyede teslim edildiğini, Kars İlinde yapılmakta olan işin başından beri akaryakıtın davacı şirketten temin edildiğini, yapılan 16 hakedişte ödemelerin avans-hakediş mahsubu suretiyle gerçekleştirildiğini, alacaklıya ödemelerin … Enerji Elekt. ve Üretim A.Ş tarafından yapıldığını, ödemelerin 1-2 gün önce müvekkilinin hesabına avans olarak aktarıldığını, müvekkilinin de bu ödemeleri alacaklı hesabına aktardığını, defterlerin incelenmesi sonucu bu durumun ortaya çıkacağını, müvekkilinin üstlendiği işi tamamlayıp teslim ettiğini, regülatörün işletmeye alındığını, 01/10/2013 tarihli ….nolu hakediş ve 18/11/2013 tarihli 17 nolu ek hakedişin … Enerji Elekt. ve Üretim A.Ş tarafından ödenmediğini, müvekkiline ihtarname çekilerek avans borcu ve eksik imalat nedeniyle borçlu olduğunun iddia edildiğini, daha sonra dava konusu takibin başlatıldığını, İstanbul 26. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/05/2014 tarihli,…..esas sayılı dosyasından vermiş olduğu teminat mektuplarının nakde çevrilmemesi yönündeki tedbir kararına rağmen 1.530.000,00 TL bedelli teminat mektubunun nakde çevrildiğini, müvekkilin halen … Holding adı altında faliyet gösteren şirketlerden alacaklı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket ile dava dışı … Enerji Elekt. ve Üretim A.Ş’nin ayrı tüzel kişilikler olduğu, akaryakıt bedelinin davalı şirkete eser sözleşmesi kapsamında avans olarak verilmesinin ve verilen bu avansın davalı tarafça davacı şirketin hesabına aktarılmış olmasının tek başına davacının davalı tarafa satmış olduğu dava konusu faturalara konu akaryakıt bedelinin dava dışı … Enerji Elekt. ve Üretim A.Ş’den olan alacağından mahsup edileceğini göstermeyeceği, davalı tarafın … Enerji Elekt. ve Üretim A.Ş’den hakediş alacağının bulunmasının ödemezlik defi olarak ayrı tüzel kişiliği olan davacı şirkete karşı ileri sürülemeyeceği, takipten önce davalı yanın temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faize yönelik talebin yerinde olmadığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne, davalı yanın asıl alacağı yönelik itirazının iptali ile takibin asıl alacak yönünden devamına ve davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemece dosya kapsamındaki delillerin hatalı oalrak değerlendirildiği, müvekkilinin ispat hakkının elinde alındığı, yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından geçerli bir icra takibinin bulunmadığı, müvekkilinin davacı yanında içerisinde bulunduğu hoding ile yapılmış olan eser sözleşmesi kapsamında takip konusu alacağın avans olarak kabul edilen akaryakıt ödemeleri olduğu, mahkemece hükmedilen icra inkar tazminatının da yerinde olmadığı,
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Mahkemece işlemiş faize yönelik talebin reddinin doğru olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık davacı yanca davalıya temin edilen akaryakıt bedelinin davalı ile dava dışı şirket arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamında ödemezlik define konu olup olamayacağı ve davacı yanın işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davacı tarafça 2 adet faturaya dayalı olarak toplam 155.787,62 TL asıl alacak ve 10.668,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 166.455,62 TL’nin davalıdan tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine, işlemiş faiz tutarına, borcun tamamına itirazı sonucu takibin durduğu, davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında davalının 2012, 2013 ve 2014 yılı defterlerin usulüne uygun tutulduğu, 155.787,62 TL davacı şirkete borç kaydının yer aldığı, davacı tarafın 2012 ve 2013 yılı defterlerin muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt yapıldığı, davacı defterlerine göre 31/12/2013 tarihi itibariyle davalıdan 155.787,62 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nu 89. maddesine göre taraflarca aktin ifa yeri belirlenmemişse para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceği hükmü gereğince davalı yanın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
26.04.2012 tarihli sözleşme fotokopisinin incelenmesinden sözleşmenin 8. Maddesinde “İŞVEREN, YÜKLENİCİ tarafından işin yapımı için iş programına uygun aylık tüketim miktarı kadar şantiye (işyeri) sahasına getirilecek demir, çimento ve akaryakıt bedelini, bu malzemelerin iş sahasına konulmasından itibaren 30 gün içinde YÜKLENİCİ’ye hak edişlerinden mashup edilmek üzere avans olarak ödeyebilir” hükmü yer almaktadır. Davalı yanca anılan hüküm uyarınca ödemezlik defi ileri sürülmüş ise de davacı yanın iş bu 26.04.2012 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığı gibi sözleşmede de avans olarak ödeme hususunun kesin bir sözleşme hükmü olmadığı anlaşıldığından davalı yanın istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı yanın işlemiş faize yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince, icra takibinden önce davacı yanca davalının temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından mahkemece işlemiş faize yönelik açılan davanın reddi kararı doğrudur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına, davacı yanın 26.04.2012 tarihli sözleşmenin tarafı olmamasına, sözleşmede avans ödemesi ile ilgili kesinlik bulunmamasına, mahkemece kabul edilen alacağın likit olmasına ve takipten önce davalı yanın temerrüde düşürülmemiş olmasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.641,85 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.660,50TL harcın mahsubu ile bakiye 7.981,35TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf edenler tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 29/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır