Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1715 E. 2022/940 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/1715 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/940

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2019
ESAS-KARAR NO : 2017/54 E 2019/76 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili şirketin 07.07.2015 tarihli … nolu sevk irsaliyesi ile 19.973 Lt. motorini, 80.690,92 TL bedelle ”… … A.Ş. – … … Ltd. Şti.” Adi İş Ortaklığına sattığını ve teslim ettiğini, ancak davalılarla yapılan tüm görüşmelere rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2016/10047 E. sayılı dosyası ile hem adi ortaklık ve hem de adi ortaklığı teşkil eden iki davalı şirket aleyhine icra takip talebinde bulunduklarını, ancak davalılardan “… … A.Ş.”nin hem kendi adına ve hem de … Ortaklığı adına itirazda bulunduğunu, diğer davalı … İnşaat İtirazda bulunmamakla beraber, … Ortaklığı adına itiraz edildiğinden … İnşaata da husumet yönelttiklerini, itirazın tamamen kötü niyetli olduğunu, dava konusu motorinin … ve sulaması işi için verildiğini, zaten davalıların da bu iş için adi ortaklık oluşturduklarını, davalı … ve … Ortaklığının bu hususu ticari defterlerine işlemediklerini beyan ettiklerini, oysa bu hususun müvekkillerinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, dava konusu faturada belirtilen akaryakıtın müvekkil şirket şoförü …’ce … plaka nolu araçla davalı iş ortaklığı şantiyesine götürüldüğünü ve … isimli kişiye teslim edildiğini belirterek; davalı itirazlarının ayrı ayrı iptali ile icra takibinin devamına, davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine, 80.690,92 TL.nin takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı “… A.Ş.” adına kayıtlı bulunan menkul, gayrimenkul ve araçların 3. şahıslara devir ve temliklerinin önlenebilmesi için ihtiyati haczine, aksi takdirde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … … A.Ş. vekili; müvekkili şirket ve diğer davalı … İnşaat arasında kurulu olan adi ortaklık tarafından oluşturulan iş kapsamındaki şantiyeye böyle bir yakıt teslimi olmadığı gibi, dava konusu faturada belirtildiği şekilde bir akaryakıt alışının da olmadığını, ayrıca satışı yapıldığı iddia edilen akaryakıtla ilgili olarak müvekkili şirkete ya da … İnşaat ile olan adi ortaklığa her hangi bir faturanın gönderilmediğini, bu nedenle müvekkilinin ve adi ortaklığın, kendilerine gönderilmeyen bir faturayı kayıtlarına işlemesinin de mümkün olmadığını, dolayısıyla muhatabına (karşı taraf) gönderilmeyen bir faturanın tek taraflı bir belge olmaktan ileri gidemeyeceğini, ilaveten ne … şirketinde ve ne de adi ortaklık’ta, akaryakıtı teslim aldığı iddia edilen … ismin’de bir şahsın da olmadığını, dava konusu irsaliyeli fatura incelendiğinde faturanın “eksiksiz teslim eden-eksiksiz teslim alan” kısımlarının boş olduğunun görüleceğini, dolayısıyla sözde satışı yapıldığı belirtilen akaryakıtın kime teslim edildiğinin dahi belli olmadığını belirterek, adi ortaklık adına düzenlenen ancak ne adi ortaklığa ne de “… .. A.Ş.”ne gönderilmeyen, kime ne zaman teslim edildiği belli olmayan, düzenledikten bir yıl sonra ödemesi talep edilen fatura ile ilgili olarak ne müvekkil şirketin ne de adi ortaklığın her hangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacı tarafından davalı taraf aleyhine Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2016/10047 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davacı taraf icra takibinin dayanağı olarak gösterdiği 07.07.2015 tarih ve … nolu irsaliyeli fatura ile davalı adi ortaklığa teslim edildiği iddia olunan 19.793 litrelik motorin bedeli olan 80.690,92 TL’nin ödenmediği iddiasına dayandığı, Ancak, davacı tarafça sunulan irsaliyeli faturanın teslim alan bölümünün boş olduğu, davacı tarafça sunulan 07.07.2015 tarihli … nolu teslim belgesinde ise; teslim eden kısmında … no.lu kamyon (tanker) şoförü … imzası bulunduğu, teslim alan kısmında ise … (Soyadı okunamıyor) isimli bir şahsın imzasının bulunduğu, aynı belgede davacı “… Petrol A.Ş.” kaşesi altında, parantez içinde öncelikle (…) ibaresinin yazıldığı, daha sonra bunun çizilerek yerine “… İnş.” yazıldığının tespit edildiği, öte yandan … ve … Güvenlik Merkezlerinden alınan yazılar ve eklerinden; adi ortaklığı teşkil eden her iki şirkette de Temmuz 2015 ayında … isminde çalışan bir kişiye rastlanmadığının belirtildiği anlaşılmakla; buna göre ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın takibin dayanağını oluşturan irsaliyeli faturada belirtilen motorini davalı tarafa teslim ettiği olgusunu ispatlayamadığı, bu hususta davalı tarafın ticari defter ve belgelerinde de bir kayıt bulunmadığı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, müvekkilinin 07.07.2015 düzenleme tarihli … sevk irsaliyesi ile 19.973 Litre motorin cinsi akaryakıtı 80.690,92 TL bedel ile … Nakliyat Gıda Sanayi Ticaret A.Ş. – … Nakliye Ve Tic. Ltd. Şti. …’na sattığını ve teslim ettiğini, daha önceden de müvekkil şirket aynı iş ortaklığına, 29.05.2015 tarihli sevk irsaliyeli fatura ile 15.011 Litre ve 60.194,11 TL bedel ile motorin satışı gerçekleştirildiğini ve bedeli “çek” yolu ile ödendiğini, davalının müvekkili ile hiçbir şekilde davaya konu faturalardan kaynaklı borcu bulunmadığını belirtmişse de bu hususun gerçeklere ve hukuka aykırı olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, yargılama boyunca davalılar, … Genel Müdürlüğü’nün “Mersin- Tarsus Karaevli Göleti ve Sulaması İşi” için … İnşaat ile Ankara 57. Noterliği 28.01.2015 tarih ve … Yevmiye no’lu “Adi Ortaklık Sözleşmesi” oluşturduklarını, motorin müvekkil şirketin … isimli şoförü ile … plakalı aracıyla davalı iş ortaklığı şantiyesine götürülerek teslim edildiğini ancak bedeli tahsil edilmediğini, dosya borcunun konusu “AKARYAKIT SATIŞINDAN KAYNAKLI ALACAK” olmasına karşın davalı borçlular mesnetsiz iddialar ve herhangi bir hukuka uygun sebep göstermeden borcu inkar ettiklerini, adi ortaklığın iç işleyişindeki/kendi aralarındaki ilişkilerin müvekkil şirket ile bir alakası bulunmadığını, borçluların bilerek ve isteyerek borcu ödemekten kaçındıklarını, icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini, itirazın iptali davası açıldığını, fatura konusu motorinin müvekkil şirketin “…” isimli şoförü ile … plakalı aracıyla davalı iş ortaklığı şantiyesine götürüldüğünü ve teslim edildiğini, mahkemece yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadan hukuka aykırı olarak karar verildiğini, müvekkilinin zarara uğratıldığını, tanık deliline dayanmalarına rağmen tanıkların dinlenmediğini, mahkemece daha önceki faturaları teslim alan kişinin daha sonraki faturaları teslim almayada yetkisi olduğunu, bunun aksinin iddia edilemeyeceği tespitinde bulunarak, davalının sözkonusu sevk irsaliyeli faturadan kaynaklı borçlu olduğunu belirterek hüküm tesis ettiğini, verilen gerçeklere ve hukuka uygun karar, işbu davada “çelişkili” olarak kabul edilmediğini, sözkonusu kararda tarafımızca sunulan deliller ve emsal nitelikte mahkeme kararı değerlendirilmeden gerçeklere ve hukuka aykırı olarak, taraflar arasındaki daha önce gerçekleştirilen ticari ilişki ve dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler gözardı edilmek suretiyle karar verildiğini, yerel mahkeme kararının, usuli ve easasa ilşkin gerçeklere ve hukuka aykırılıklardan ötürü, bozulması ve yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulüne ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, dava konusu edilen motorinin teslim edilmediğini, müvekkilin ticari defter ve kayıtlarında icra takibine konu edilen faturanın hiçbir şekilde yer almadığını, müvekkilin icra takibine itiraz etmesinde ve davanın reddini istemesinin haklı olduğunu, adi ortaklık adına düzenlenen ne adi ortaklığa ne de müvekkile gönderilmeyen, kime ne zaman teslim edildiği belli olmayan, düzenleme tarihinden bir yıl sonra ödemesi talep edilen, neden bu kadar süre istenilmediği belli dahi olmayan bir fatura söz konusu olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkil şirketin hiçbir şekilde borcu olmadığını, davaya konu faturanın gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili tarafından talep edilen kötü niyet tazminatının kabul edilmesi gerekirken hiçbir gerekçe belirtilmeden reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, icra takibi başlattığını, davacının icra takibinin dayanağı olarak gösterdiği irsaliyeli fatura ile davalı adi ortaklığa teslim edildiği iddia edilen 19.793 litrelik motorin bedeli olan 80.690,92TL’nin ödenmediği iddiasına dayandığını, davacı tarafça sunulan irsaliyeli faturanın teslim alan bölümünün boş olduğunu ve 07.07.2015 tarihli … nolu teslim belgesinde teslim eden kısmında … no.lu kamyonl(tanker) şoförü … imzasının bulunduğunu, teslim alan kısmında … isimli bir şahsın imzasının bulunduğunu, aynı belgede davacı “… Petrol A.Ş.” kaşesi altında, parantez içinde öncelikle (…) ibaresinin yazıldığını, daha sonra bunun çizilerek yerine “… İnş.” yazıldığının tespit edildiğini, …ve …. Sosyal Güvenlik Merkezlerinden alınan yazılar ve eklerinden; adi ortaklığı teşkil eden her iki şirkette de Temmuz 2015 ayında … isminde çalışan bir kişiye rastlanmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu ve takibin dayanağını oluşturan irsaliyeli faturada belirtilen motorini davalı tarafa teslim ettiği olgusunu ispatlayamadığını, mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının “kötüniyet tazminat talebinin reddine dair” kısmının kaldırılarak müvekkili şirket lehine alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, teslim olgusunun ispat edilip edilemediği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

Dava, satım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasında akaryakıt ürünü satımına yönelik bir anlaşma bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf takibe konu edilen fatura içeriğindeki akaryakıt ürününün davalıya teslim edilip edilmediği noktasında toplanmakta olup davalı adi ortaklığı oluşturan şirketler takibe konu fatura içeriğindeki ürünü almadığını savunmaktadır.
İlk derece mahkemesince takibe konu fatura içeriğindeki motorin ürününün davalı adi ortaklığı oluşturan şirketlere teslim edildiği vakıasının ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak teslim olgusunun ispat edilemediği sonucuna varılmasında davacının gösterdiği bütün delillerin toplanmadığı ve değerlendirilmediği anlaşılmakla gerekçe gösterilen deliler varılan sonuç için yeterli değildir.
Davacı yan davalıya akaryakıt ürünü satımında takibe konu edilen fatura dışında daha öncesinde de satış yapıldığını, takibe konu edilen ürünü teslim alan kişi ile aynı addaki kişinin iş ortaklığını temsilen ürünü teslim aldığını ve sözkonusu satım bedelinin ödendiğini iddia etmiş ve buna yönelik irsaliyeli fatura (… ibareli teslim tesellüm belgesi) ve ödemeye ilişkin bilgileri mahkemeye sunmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre tarafların iddia ve savunmalarını dayandırdıkları deliller ile az yukarıda belirtilen davacının davalı iş ortaklığına yapmış olduğu daha önceki satım ve ürün teslimlerinde davaya konu takip dayanağı ürünü teslim alan kişi ile aynı kişi olup olmadığı, önceki satım bedelinin ödenip ödenmediği hususlarının her iki iş ortaklığını oluşturan şirket kayıtları ve çalışanlarını dikkate alınarak incelenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece açıklanan yönlerden delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi davalının borçlu olup olmadığının belirlenmesi için yukarıda açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;

Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin, 2017/54Esas, 2019/76Karar ve 05/02/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde taraflara İADESİNE,

4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 28/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
Üye …

Üye …

Katip …

OT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”