Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1689 E. 2022/421 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2019
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine 70.000,00TL bedelli bonoya dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, takip dayanağı senetin davalı tarafından kötü niyetli olarak icra takibine konulduğunu, davalıdan 34.400-TL bedele araç satın aldığını ancak bu bedelin 20.000-TL’sini peşin verdiğini kalan 14.400-TL için çek verdiğini, ayrıca taraflar arasındaki diğer ticari ilişkiler nedeniyle davalıya 4 adet daha çek verilmesi hususunda anlaştıklarını toplam 5 adet çekin davalının eline geçinceye kadar teminat amacıyla takibe konu 70.000-TL bedelli bononun davalıya verildiği, davalının çekleri tahsil etmesine rağmen teminat senedini geri vermeyerek takibe koyduğunu, takibe konu senet ile araç ruhsat tarihlerinin aynı olduğunu, çek bedelleri toplamı olarak davalının 125.000,00-TL tahsil ettiğini ancak davalının peşin ödenen 20.000,00-TL’ye istinaden kendisine 18.000,00-TL iade ettiğini belirterek icra dosyasına konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; açılan menfi tespit davasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı hakkında müvekkil şirket tarafından 70.000 TL bedelli bonoya dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak bononun; müvekkili şirket adına kayıtlı … plakalı 2012 … … … Marka aracın davacıya satışına ilişkin olarak satış bedeline istinaden davacı tarafça düzenlenerek müvekkiline teslim edildiğini, ancak bono bedeli gününde ödenmediğinden davacı hakkında davaya konu icra takibi başlatıldığını, davacı tarafça aracın satış bedelinin 34.440,01TL olduğu iddia edilmişse de taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesinde aracın satış bedelinin 70.000TL olduğunun sabit olduğunu, bu nedenle davacı tarafın bu yöndeki iddialarını kabul etmediklerini, ayrıca davacı tarafça dava dilekçesinde sözü edilen çeklerin dava konusu bono ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davacı tarafın halen takibe konu bono nedeniyle müvekkil şirkete borçlu bulunduğunu, davacı tarafın takibe konu bononun teminat olarak verildiğine ilişkin iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, bononun teminat olarak verildiğine ilişkin de herhangi bir kayıt bulunmadığını beyan ederek davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, takibe konu 15/01/2018 keşide ve 15/02/2018 vade tarihli, keşidecisi …, lehtarı Onlar … olan 70.000-TL bedelli bonoda “…” kaydı bulunmadığı, davalı tarafça sunulan 15/01/2018 tarihli satış senedinde … plakalı aracın 70.000-TL bedelle davacı tarafından satın alındığı taraflarca imza altına alındığı, davacı, bononun teminat amacıyla verildiğini yazılı belge ile ispatlayamadığı, davalının bononun araç satışına ilişkin olduğuna dair savunması 15/01/2018 tarihli satış sözleşmesi ile netleştiği, bononun araç satımına ilişkin olduğu,araç bedelinin 70.000-TL olduğu, davalının defterinde bononun kayıtlı olmadığı, araç satımına yönelik davacı tarafça yapılan ödeme kaydı bulunmadığı, davacı tarafın defterlerini sunamadığı, ek süre talep ettiği ancak davacı defterlerinin tek başına davacının iddialarını ispatlamaya yeterli olmadığı, davacıya yeniden süre verilmediği, davacıya yemin hakkının hatırlatıldığı, davacı yemin deliline dayandığını bildirdiği, davalı şirket temsilcisi davaya konu bononun araç satışı için kendilerine verildiğini ancak bedelin ödenmediğini belirterek yemini eda ettiği, ispatlanamayan davanın reddine, icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik tedbiri kararının davacının teminat yatırmaması nedeniyle infaz edilmediği, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmolunmamıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı icra takibi başlattığını, müvekkilinin borcu bulunmadığını, dava dilekçesindeki satışa konu araç için bir miktar peşin ödeme yapıldığını, kalan bakiye için farklı tarihlerde düzenlenmiş 5 adet çek bulunduğunu, aracın resmi devir işlemleri yapıldıktan sonra aynı gün davalının çekler eline ulaşana kadar teminat istediğini ve müvekkilin 70.000,00TL tutarlı ve icra takibine konu olan teminat senedi imzalattığını, davalının kötü niyetli olduğunu, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını ve itirazlarının dikkate alınmadığını, hüküm kurulurken yanılgıya düşüldüğünü, mahkemece davacının iddiasını yazılı belge ile ispatlayamadığını gerekçesinde belirttiğini, senette … kaydı içerdiğinden delil olarak davanın ticari defterlerine dayanıldığını, müvekkilinin ticari defterleri sunamadığını, defterleri sunmak için ek süre talep ettiklerini ancak mahkemece reddedildiğini, yemin teklifinde bulunulduğunu ve yapılan yeminin usulüne uygun olarak eda edilmediğini, müvekkilinin borcu olmayan bir parayı ödemek zorunda bırakıldığını, müvekkilinin zor durumda bırakıldığını, müvekkilinin davalı tarafından dolandırıldığını ve güveninin kötüye kullanıldığını belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istinaf etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının davaya konu bonodan dolayı sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, takibe konu bonodan ötürü davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle davacının aleyhine girişilen takip dayanağı bono nedeni ile borçlu olmadığını ispat edememiş olmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.-TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 25/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”