Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1671 E. 2022/754 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2019
ESAS-KARAR NO :….
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 03/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 01/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili ; davalı şirketten satın alınıp, davacı şirketin grup şirketi olan … A.Ş.’e satılıp devir edilen …’nin dava dışı … isimli kişiye satıldığını, bu kişinin üründe ayıp olduğu gerekçesi ile Ankara Tüketici Mahkemelerine başvurup, ürün bedelinin iadesine karar verildiğini, başlatılan icra takibi nedeni ile … A.Ş. tarafından ödenen bedelin kendilerinden talep edilmesi üzerine toplam 5.340,92 TL ödeme yapmak zorunda kaldıklarını belirtip, bu miktarın …’yi kendilerine satan davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; nihai tüketiciye satılan …’nin kendilerinden satın alındığının ispat edilmesi gerektiğini, dava dışı … A.Ş.’nin ürün sağladığı tek firmanın davacı firma olmayabileceğini, … A.Ş.’nin aynı tür …’lerin başka firmalardan da satın almış olabileceğini, kendilerine süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacının beyaz eşya ticareti ile uğraştığı, davalıdan aldıkları … marka … …’yi kendi yan şirketleri olan … A.Ş.’ye sattığı, … A.Ş. davacıdan temin ettiği bu …’yi dava dışı …’a faturayla satış yaptığı, televizyonda ayıp bulunduğu gerekçesi ile … tarafından … A.Ş. aleyhine Tüketici Mahkemesinde dava açıldığı ve …’ın ödediği ürün bedelinin kendisine iadesine karar verildiği, kararın icra takibine konulduğu, dava dışı … A.Ş. bu icra takibi ile ödemeyi 25/11/2015 tarihli fatura ile davacıdan tahsil ettiği, davacı ödeme yapmasına neden olan …’yi davalıdan satın aldığını, bu nedenle yaptığı ödemenin tahsili için davalı aleyhine bu davanın açıldığı, bilirkişiden rapor aldırıldığı, nihai tüketiciye satılan … türünden 10 tane satın aldığı, 5 tanesini …., diğer 5 tanesini davalıdan temin ettiği, davacının başka şirketlerden … satın almadığı, nihai tüketiciye satışı yapılan …’nin dava dışı Teknoeksperden satın alınan TVlerden biri olmadığı, davacının Teknoeksper Şirketi ile davalı dışında başkasından … satın almadığı ve davalının düzenlediği faturalarda …’lerin seri numaraları da yer almadığı için nihai tüketiciye satılan …’nin davalıdan temin edildikten sonra … A.Ş.’ye satışının yapıldığı, bu şirketin de davacıdan satın aldığı …’yi nihai tüketici İlhan’a sattığı, Ankara 6. Tüketici Mahkemesinde yargılamaya konu olan ve davacı tarafından ödeme yapılmasına neden olan TVnin davalıdan temin edildiği, kesinleşen mahkeme kararı ile …’de üretimden kaynaklanan ayıp bulunması nedeni ile nihai tüketiciye yapılan ödemenin davacıya …’yi satan davalıya tahsili gerektiği, davacı nihai tüketiciye yapılan tüm ödemenin davalıdan tahsilini talep etmiş ise de, mahkemece davacının sadece ürünü temin ederken davalıya ödediği 1.355,93 TL’yi % 8 oranındaki KDV ile birlikte talep etmesinin mümkün olduğu, ürün satış bedeline KDV eklendiğinde davacının davalıdan talep edebileceği ürün bedelinin 1.464,40TL olduğu, davalının yargılama giderlerinden de sorumlu olması gerektiği, tarafların tacir olmaları nedeni ile davalının avans faizi talep etmesinin yerinde olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı iddiaları ile ilgili bir değerlendirme yapılmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davanın ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayandığını, tarafların tacir olduğunu, B.K. 207, TTK. 25/3-4 m.de düzenlenen ayıp ihbarı ile ilgili süreler yönünden değerlendirme yapılması gerektiğini, davanın esasına dahi girilmeden bu yönden davanın reddi gerektiği halde, ayıp ihbarı ile ilgili itirazlar değerlendirilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, dava konusu ayıplı ürünün davalı tarafından davacıya satıldığı iddiasının yeterince araştırılmadığını, ayıplı ürünün davalı tarafından satılan ürünler arasında olduğu kesin olarak ispatlayamayan davacının davasının yerinde olmadığını, ayıplı olduğu iddia edilen ürünün davalı tarafından satılıp satılmadığı, ürünün seri ve bandrol numarasından kolayca ve kesin olarak tespit edilebileceğini,eksik inceleme ile karar verildiğini, taraflar arasındaki ihtilafın genel alım-satım ilişkisi olmayıp, ayıplı ürünün davalı tarafından satıldığı iddiasına dayalı alacak davası olduğunu, ürünlerin davalı tarafından satıldığının kesin olarak saptanması gerektiğini, aldırılan bilirkişi raporunun maddi gerçekliği tespit etmede yetersiz ve denetime açık olmadığını, yargılama gideri olarak ödendiği ve rucuen davalıdan tahsiline karar verilen rakamla ilgili dosyada belge bulunmadığını, ayıplı olduğu iddia edilen …’nin bedeli, nihai tüketicinin açtığı dava kapsamında verilen ilamın infazı çerçevesinde yargılama gideri ile birlikte asıl alacak olarak takip dosyasına ödenmiş olduğuna göre, şartları varsa sadece takip dosyasına yapılan ödeme rucuen alacak talebine esas alınmalı, … bedeli adı altında ayrı bir alacağa hükmedilmemesi gerektiğini, sebepsiz zenginleşmeye yol açacak şekilde, zaten icra dosyası ödemesi içerisinde yer alan … bedelinin ayrıca fatura bedeli adı altında hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, mahkemece dava konusu alacak için ihtar keşide edildiğini, ihtarın 30/11/2015 tarihinde tebliğ edildiğini kabul ederek faiz başlangıç tarihini buna göre tespit ettiğini belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istinaf etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; satıma konu ürünün ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalıdan temin edilip, 3. kişiye satılan …’de ayıp bulunduğu gerekçesi ile nihai tüketiciye yapılan ödemenin davalıdan geri alınması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle davaya konu edilen ürünlerin davacı ile davalı arasındaki satım sözleşmesine konu edilen ürünler olduğunun belirlenmiş olmasına ve bu ürünlerin ayıplı olmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 355,58.-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 65,00.-TL harcın mahsubu ile bakiye 290,58.-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”