Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1663 E. 2022/582 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin lehtarı olduğu bononun ciro yolu ile devredildiğini, hamil tarafından yapılan takip üzerine senet borcunun müvekkili tarafından ödendiğini, ödenen tutarın davalı keşideciden tahsili için takibe giriştiklerini, davalı yanca haksız olarak takibe itiraz edildiğini beyanla itirazın iptalini, takibin devamını ve % 20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, takibe konu senedin zamanaşımına uğramış olduğunu, kambiyo vasfını haiz olmadığını, davacıya borçlu olmadığını ileri sürerek davanın reddi isteminde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davalının senet keşidecisi olması nedeniyle temelde borçlu olduğu bu senetten dolayı borçsuz olduğunu her hangi bir yazılı delile ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile takibin 4.400,63.-TL asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı, mahkemenin davaya bakmaya görevli olmadığını, hak düşürücü sürenin dikkate alınmadığını, alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, davacıya borcunun bulunmadığını, aralarındaki araç satım akdi gereğince davacının satıma konu aracı teslim etmediğini, satım bedeli için verilen senetlerin de bedelsiz kaldığını, davacının alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, aynı vakıa, aynı konuda açılan ve aynı mahkemede görülen davada ise red kararı verildiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, mahkemenin davaya bakmakla görevli olup olmadığı ile ispat yükünün belirlenmesine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, mürücaat borçlusu tarafından ödene senet borcunun tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu edilen takip dayanağının davacının lehtarı, davalının ise keşidecisi olduğu 3.000,00.-TL tutarlı bono olduğu, davacı tarafından ciro yolu ile devredilmesi akabinde hamil tarafından bono bedelinin davacıdan tahsil edildiği, zamanaşımı süresi içerisinde (TTK m. 749/3) davacı tarafından davalı keşideciye başvuruda bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
Bu anlamda takibe konu senedinin zamanaşımı nedeni ile kambiyo vasfını yitirdiği, bunun yanında Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları nazara alındığında lehtar ile keşideci ile lehtar arasında TTK m. 732 hükmünün uygulanma yerinin bulunmadığı nazara alındığında davacı ile davalı arasındaki asıl borç alacak ilişkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle öncelikle TTK m. 4 hükmünde düzenlenen anlamda mutlak ya da nispi nitelikte bir ticari dava bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi yapılarak mahkemenin davaya bakmaya görevli olup olmadığının belirlenmesi, mahkemenin görevli olduğunun tespiti halinde ise tarafların aralarındaki asıl borç ilişkisi nazara alınarak ileri sürülen vakıalar ve bu vakıaların ispatına yönelik ortaya konulan deliller kapsamında bir sonuca varılması gerekmekte iken, mahkemece somut olayın hukuki nitelendirilmesi yapılmaksızın ve hukuki dayanakları gösterilmeksizin davanın yazılı olduğu biçimde kabulü doğru görülmemiştir.
Sonuç olarak davalı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile HMK m. 353/1-a-3 ve 353/1-a-6 hükümleri uyarınca kararın kaldırılmasına karar verilmesi ve aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/462 Esas, 2019/434 Karar sayılı ve 30/04/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 25/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”