Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1609 E. 2022/375 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1609 – 2022/375

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/1609 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/375

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/357 E 2019/296 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 18/03/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili ile ihbar olunan vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketten 04.04.2017 tarihinde KDV dahil 600.000,00TL karşığılında 2016 model biçerdöveri tarımsal/zirai faaliyetlerde kullanmak üzere satın aldığını, biçerdöverin fatura tarihinden itibaren 2 yıl garantili olduğunu, satın alınan biçerdöverin dört adet lastiğinin her birinde, kullanımdan kaynaklanmayan bir takım kopmalar, soyulmalar, aşırı derecede yıpranma ve parçalanmalar oluştuğunu, müvekkilinin davalı şirkete müracaat ederek sorunun garanti kapsamında çözülmesini istediğini, ancak talebinin reddedildiğini belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, ayıplı satılan biçerdöverin lastiklerinin ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bu mümkün olmazsa 4 adet lastiğin piyasa bedellerinin araştırılarak bedelde indirim yapılması ile şimdilik 1.000,00 TL lik indirim miktarının reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, talebini 13/02/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle arttırmıştır.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacı tüketici olduğundan, davacı ile müvekkili şirket arasındaki hukuki işlemin bir tüketici işlemi olduğunu ve bu sebeple görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, davanın … Makineleri A.Ş.ile … isimli firmaya açılmasının gerektiğini, bu sebeple davanın esasına girilmeden husumet yönünden itiraz ettiklerini belirterek, öncelikle davanın görev yönünden, mahkeme aksi kanatte ise husumet yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacının davalıdan satın aldığı traktörün lastiklerinin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın kullanıcı hatasından mı yoksa üretim hatasından mı kaynaklandığı, lastikler ayıplı ise lastiklerin ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya bedel indirimi koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında taraflar arasında uyuşmazlık olduğu, dava konusu lastiklerdeki ayıbın üretim hatasından kaynaklanan gizli ayıp olduğu, bu lastiklerin biçerdöverde kullanılmasının, biçerdöverin teknik özelliği ve yaptığı işler yönünden uygun olmayacağı, davacının duyduğu güveninin sarsılması nedeniyle lastiklerden beklediği vaat edilen faydayı sağlayamaması nedeniyle garanti kapsamında lastiklerin yenisi ile değiştirilmesini veya bedel iadesini talep edebileceği belirtildiğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhbar olunan vekili, mahkeme kararının müvekkiline ihbar edildiğini, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, davalının istinaf başvurusunu uyaptan öğrendiklerini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, davaya konu malın davacıya satan tarafın müvekkili olmadığını sadece yetkili bayi olduğunu, müvekkilinin iddia edilen ayıp nedeniyle sözleşmesel bir sorumluluğu bulunmadığını, ihbarın davaya konu lastiklerin üreticisi olan müvekkili değil Mitaş şirketine yapılması gerektiğini, davacının ayıp ihbar külfetini yerine getirip getirmediği mahkemece araştırılmadığını, davacının iddia ettiği gibi ayıbı ne müvekkiline ne de davalıya ihbar ettiğni, dava konusu sorunun kullanıcı hatası kaynaklı olduğu yönündeki iddialarının saklı olduğunu, davacının davayı aracı satın aldıktan 1 yıl sonra açtığını, lastiklerde olduğu iddia edilen bir üretim hatasının satımdan hemen sonra, hiç değilse makul bir süre içerisinde ortaya çıkacağını, davacının esas ve usul bakımından haksız davrandığını, ilk derece mahkemesi tarafından bu husus hiç göz önüne bulundurulmadan hüküm kurulması hatalı olduğunu, aldırılan bilirkişi raporunun da hükme esas alınmaya elverişli olmadığını, mahkemece rapora karşı itirazlar değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, dava konusu lastiklerde meydana gelen zararın kullanım hatası sonucunda oluştuğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin haksız ve hukuka aykırı kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istinaf etmiştir.
Davalı vekili, davacının, müvekkil şirketten biçerdöver satın aldığını, biçerdöverin dört adet lastiğinin her birinde bir takım yıpranmalar meydana geldiği iddiasıyla ve lastiklerin ayıpsız misliyle değiştirilmesi talebiyle dava açtığını, mahkemece davanın kabulü ile dava konusu biçerdöverin 680/85 … tipindeki iki adet ön lastiği ve 500/70 … tipindeki iki adet arka lastiğinin ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verildiğini, yerel mahkeme kararının kararının hatalı olduğunu, biçerdöverin lastiklerinde meydana gelen yıpranmalar üretim hatasından kaynaklanmayıp, davacının kullanımı sonucunda meydana geldiğini, aldırılan bilirkişi raporunun bilimsel gerçeklikten uzak olduğunu, rapora itirazda bulunulduğunu ancak mahkemece itirazların dikkate alınmadığını, eksik inceleme yapıldığını belirterek haksız ve yasal olmayan yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istinaf etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, satıma konu malın ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, dava konusu biçerdöver lastiklerinin ayıpsız misli ile değiştirilmesine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı yan davalıdan almış olduğu zirai aracın lastiklerinin garanti süresi içerisinde kullanımdan kaynaklanmayan nedenlerle parçalanmalar olduğu gerekçesi ile ayıplı olduğunu iddia etmiştir.
Ayıptan sorumluluğu düzenleyen TBK m. 219 “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur” hükmünü içermektedir.
Bu anlamda davacı alıcının, satıcı tarafından satılanda bildirilen niteliklerin bulunmadığı, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların varlığını ispatı gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta ayıp iddiasının ispatı bakımından bilirkişi incelemesine dayanılmış, mahkemece alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporunda biçerdöverin lastiklerinde aşırı derecede belirgin bozulmalar olduğunun tespit edildiği, bu bozulmaların kullanım hatasından oluşamayacağı, lastiklerde üretim hatasından kaynaklanan bir ayıp olduğu değerlendirilmiştir. Buna karşın hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu edilen lastikler üzerinde hangi teknik incelemelerin yapıldığı açıklanmamış, teknik yönlerden yeterli ve ayrıntılı görüş belirtilmediği, üretim hatası sonucuna hangi ölçütlere göre varıldığı açıklanmamış, yalnızca soyut yorum ile yetinilmiştir. Bu anlamda denetime elverişli bir bilirkişi incelemesinin varlığından sözedilemeyecektir.
Ayrıca bilirkişi incelemesi için makine mühendisi dışında özellikle dava konusu edilen araç lastiği hususunda yeterli teknik ve özel bilgiye sahip bilirkişi atanmamış olması da doğru değildir.
Açıklandığı üzere alınan bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli mahiyette ve denetime elverişli değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıdaki hukuki esaslar ile bilirkişi raporundaki eksiklikler gözetilerek, aralarında tarım makineleri ile araç lastiği konusunda uzman bilirkişininde bulunduğu 3 kişilik yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinden ibaret olup, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi satıma konu biçerdöver lastiğinde iddia edilen ayıbın olup olmadığının belirlenmesi için yukarıda açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Sonuç olarak ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına, ihbar olunan … Makineleri A. Ş. davanın tarafı olmadığından ve hakkında olumlu olumsuz karar verilmediğinden istinaf istemine ilişkin dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhbar olunan … Makineleri A. Ş. vekilinin istinaf dilekçesinin REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/357 Esas, 2019/296 Karar sayılı ve 25/03/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde ilgili taraflara İADESİNE,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK m. 353 hükmü uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK m. 362/1-g maddesi uyarınca kesin olmak üzere 18/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”