Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1558 E. 2022/770 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/1558 (KABUL-DÜZELTİLEREK
KARAR NO : 2022/770 YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM )

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2019
ESAS-KARAR NO : 2017/155 E 2019/409 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 05/07/2012 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında davalı yanca asgari alım taahhüdünde bulunulduğunu, ancak sözleşme süresi içerisinde bu taahhüde riayet edilmediğini belirterek kar mahrumiyetinden kaynaklanan şimdilik 10.000,00 TL’nin Ankara 53. Noterliği’nin 24.08.2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkili tarafından sözleşme kapsamında asgari alım taahhüdü yerine getirilmemesine karşın davacı tarafından mal verilmeye devam edildiğini, davacı yanın kar mahrumiyeti talebinde bulunamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından sözleşme kapsamında asgari alım taahhüdü yerine getirilmemesine karşın davacı yanca mal verilmeye devam edilmesi karşısında davacının kar mahrumiyeti talebinde bulunamayacağı bildirilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Davalının sözleşme kapsamında asgari alım taahhüdüne aykırı olarak mal almadığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, müvekkili tarafından dosya kapsamına sunulan Ankara 53. Noterliği’nin 08.09.2014 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin ihtirazi kayıt olarak kabul edilmemesinin hatalı olduğu, ihtirazi kayıt yükümlülüğünün sözleşmenin her iki yanı için de geçerli olduğu, 24.08.2016 tarihli ihtarname sonrasında davalının hiç mal alımı yapmadığı hususunun gözden kaçırıldığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında davacının asgari alım taahhüdüne aykırılık nedeniyle kar mahrumiyeti talebinde bulunup bulunamayacağı ve var ise bu alacağın kapsamı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bayilik sözleşmesi kapsamında asgari alım taahhüdüne aykırılık nedeniyle kar mahrumiyeti alacağının tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan bayilik sözleşmesinin incelenmesinden taraflar arasında 05.07.2012 tarihinde imzalandığı, 5 yıl süreli olduğu, sözleşme ile aynı tarihte imzalanan taahhütnamede fiilen akaryakıt satışına başlandığı tarihten itibaren yılda asgari 800 m3 ton beyaz ürün…alma taahhüdünde bulunulduğu, söz konusu taahhüde aykırılık halinde beyaz ürünler için 150 USD, madeni yağ için 600 USD karşılığı kar mahrumiyeti ödeme taahhüdünde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan Ankara 53. Noterliği’nin 24.08.2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin incelenmesinden davacı tarafından davalı aleyhine asgari alım taahhüdüne aykırılık nedeniyle 355.231,50 USD karşılığı 1.048.536,90 TL borcun ödenmesinin talep edildiği, 01.09.2014 tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, temerrüt tarihinin 09.09.2016 olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan Ankara 53. Noterliği’nin 08.09.2014 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin incelenmesinden asgari alım taahhüdüne aykırılık nedeniyle 186.922,50 USD alacağın tahsilinin talep edildiği, ihtarnamenin 09.09.2014 tarihinde davalı yana bizzat tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Akaryakıt bayilik sözleşmelerinde (veya sözleşme eki taahhütnamelerde) yer alan “yıllık asgari alım taahhüdü”ne uymama halinde öngörülen ceza koşulu (cezai şart) hükümleri TBK’nun 179/II. (BK. md. 158/II) maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu (cezai şart) niteliğinde olduğundan burada bu tür ceza koşulu üzerinde durulması gerekmektedir.
TBK’nun 179/II maddesine göre; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir”. Anılan yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi, ifaya eklenen ceza koşulunda, şart gerçekleştiği takdirde alacaklı, hem ifayı hem de cezayı talep edebilecektir. Buna öğretide “taleplerin birleşmesi” veya “toplanması” denmektedir. TBK, “borcun belirlenen zamanda veya yerde ifa edilmemesi” hali için kararlaştırılmış ceza koşulunun, ifaya eklenen ceza koşulu niteliğinde olacağına dair bir karine koymuştur. Bu iki olasılık dışında kalacak eksik ifa hallerinde TBK’nun 179/II. md. değil, 179/I. md. hükmü uygulanacaktır. Zira, Kanun, 179. maddenin ikinci fıkrasında bütün eksik ifa hallerini değil, bunlardan sadece zaman veya yer itibariyle aykırılık teşkil edenlerin ifaya eklenen ceza koşulu olduğunu kabul etmiştir. TBK’nun 179/II. md. hükmü emredici yapıda olmayıp düzenleyici nitelikte olduğundan taraflar, yukarıda belirtilen iki hal dışında kalan eksik ifalarla, bütün ifa etmeme hallerinde de ifa ile birlikte cezai şartın istenebileceğini kararlaştırabilirler. (Bkz. Tunçomağ Kenan; age sh. 875 vd.; Eren Fikret age sh. 1173 vd. ; Kılıçoğlu M. Ahmet age sh. 579 vd.; Günay Cevdet İlhan, Cezai Şart Ankara 2002 sh. 83 vd.; Uygur Turgut; Açıklamalı – İçtihatlı Borçlar Kanunu Genel Hükümler, İkinci Cilt 1990 sh. 740)
TBK.’nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez. Örneğin; beş yıl süreli bir “akaryakıt bayilik sözleşmesinde (veya eki taahhütnamede) bayinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi (sağlayıcı) firmanın, TBK’nun 179/II. md. uyarınca hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” (ihtirazi kayıt) bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden bir ihtarname göndermesi gerekir. Çekince için bir şekil şartı getirilmemiştir. Tedarikçi, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama (şerh) ile bu koşulu yerine getirebilir. Bu şekilde bir çekince (ihtirazi kayıt) konulduktan veya ihtar çekildikten sonra tedarikçi (sağlayıcı) firma, mal vermeye (ifaya) devam etse bile önceki yıla ilişkin ceza koşulu alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebilir. Sonraki yıllarda da aynı kural geçerlidir. Tekrarlamak gerekirse, her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlıdır. Bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza koşulu istenemez. Çekince konmuş veya ihtar çekilmiş olan yıllarla ilgili ceza koşulunun istenebileceği ise kuşkusuzdur. TBK’nun 179/II. maddesinde öngörülen hüküm, emredici nitelikte olmadığından taraflar, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince aralarında farklı bir düzenleme yapabilirler. Örneğin, sözleşmenin feshi halinde hem cezai şart hem de kar mahrumiyeti ödeneceğini kararlaştırabilirler.
Somut olayda açıklanan ilkeler çerçevesinde davacının cezai şart talep etme hakkı bulunmadığı anlaşılmış olup, mahkemece yukarıdaki gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin yukarıda yazıldığı şekilde değiştirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMENKABULÜ ile;
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/155 Esas, 2019/409 Karar ve 25/04/2019 kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a)Davanın REDDİNE,
b)Bu karar nedeniyle alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin alınan 170,78 TL harçtan çıkartılarak artan 126,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e)Davalı tarafından 4,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f)Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
İstinaf aşamasında yapılan masraf yönünden
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf eden davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 06/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”